SARI BASIN KARTI OLANLAR... OLMAYANLAR...

 


Gündem de bu aralar “aşı” konusu var.


Gazetecilerin gündeminde de…


Biliyorsunuz ki basına da aşı hakkı çıktı…


Ancak sadece sarı basın kartı olanlara…


Tabi aşı için böyle bir şartın aranması tartışmaları da beraberinde getirdi.


Şehrin birçok gazetesinde yıllarca çalışıp sarı basın kartı almayan nice gazeteci var…


Çeşitli nedenlerden dolayı ertelenen, alınamayan… 


Pandemi şartlarında sürekli sahanın içerisinde olması gereken gazeteci arkadaşlarımızın sarı basın kartı olanlar ve sarı basın kartı olmayanlar olarak ikiye ayrışması mesleki ötekileştirmenin bir başka ürünüdür.


Çünkü “aşı” meslek açısından önem arz etmektedir.


Gazeteciler her yere girip çıkmakta, kalabalıkların içerisine karışmaktadır.


Böyle bir ortamda “aşı” için sarı basın kartı şartı aranması gereksizdir.


Gazetecilerin ikiye bölünmesi anlamsızdır.


“Aşı” için gerekli olan sarı basın kartı değildir.


“Aşı” için gerekli olan bir an önce aile merkezleri ya da hastanelerden randevu alınmasıdır.


BANA DERT OLDU…


Tabi konu basına aşı vurulma hakkına gelince Berna Laçin de gündeme geldi.


Gündeme gelmesinin sebebi basın kontenjanından aşı olması…


Haklı tepkileri de beraberinde getirdi tabi bu durum…


Çünkü aşılamanın yapılabilmesi için sarı basın kartı istenen bir ortamda Berna Lâçin’in nasıl aşı hakkını elde ettiği soruları arka arkaya sıralandı.


Benim kafamı kurcalayan konu ise Lâçin’in aşı hakkını nasıl elde ettiği değil de sarı basın kartı hakkını nasıl elde ettiği?


Bu benim canımı yakan...


Birçok arkadaşımız bu mesleğe yıllarca emek vermesine rağmen “sarı basın kartı” gerekçesiyle “gazeteci” bile sayılamazken, hiçbir haber, köşe yazısı örneği olmayan Berna Laçin nasıl gazeteci oldu?


Nasıl “gazeteci” sayıldı?


Sarı basın kartı hakkını nasıl kazandı?


Hangi kurumdan aldı?


Yaklaşık bir yıllık kendi imzanın taşıyan ve haberlerin dosya halinde gönderilmesiyle elde edilen sarı basın kartını hangi olmayan haberleriyle aldı?


Hangi olmayan haber dosyalarını gönderdi?


Aklımda deli sorulara yanıt ararken, sorularımın yanıtını bilen varsa bana bir ulaşsın istiyorum.


Çünkü konu derin…


Gazetecilere sosyal medya hesabından birde ayar vermiş bizim Laçin ve demiş ki:


“Gazeteci arkadaşlardan ülkenin siyasi gündemi karşısında da seslerini bu denli gür çıkarmalarını dilerim. Ülkenin bin derdi varken gereksiz bir meşguliyet oldu, özür dilerim. Elbette “kronik hastalığım vardı” filan da diyebilirdim. Yalan söyleyemedim işte, affedin’”


Vallahi ülke dertleri bir yana dursun meslek dertler de bir gazeteci olarak beni yakından ilgilendiriyor kardeş!


İnanır mısın?


Senin sarı basın kartın alman…


Bana epey dert oldu…


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi