Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

DİKKATİ ÖĞRENMEK

 


Öğrenme performansının güçlü ve zayıf olmasını belirleyen temelde 3 ana nörogelişimsel fonksiyon olduğunu düşünebiliriz. Bunların üçü de önemli olduğu gibi birisi daha çok karşımıza çıkmaktadır. Son zamanlarda çok sık duyduğumuz DİKKAT konusu aslında öğrenme performansını etkileyen başlıca unsurlardandır. Çevremizden genelde duyuyoruz ki;


 “Benim çocuğumda dikkat eksikliği var”


 “Çok zeki ama çalışmıyor”


 “Dikkat eksikliği ve konsantrasyon problemi var”


 “Sürekli eşyalarını kaybediyor”


Ailelerden genelde duyduğumuz sorunların birkaç tanesini belirtmekle başlamak istiyorum. Aileler genelde çocuklarının 3T dediğimiz telefon, televizyon ve tablet başında saatler geçirdiğini ama söz konusu ders çalışmak olduğunda 5 dakika kitabın başında duramadığını belirtiyor. Burada sorunun dikkat olmadığını düşünebilirsiniz ama tam olarak sorun bu. Ekranların renkli ve hareketli olması beyini fazla uyarana alıştırdığı için yazı yazmak, kitap okumak, soru çözmek gibi hareketliliği olmayan ama yapılması gereken görevlerde çocuklar çok çabuk sıkılmakta ve devamlılık sergilemekte sorun yaşamaktadır.


Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak adlandırdığımız bu problem çocukluk döneminde ortaya çıkmaktadır. Uzun yıllar bozukluk olarak kabul edilmemiş ama günümüzde genetik geçişli nörogelişimsel bir bozukluk olduğu kabul edilmiştir. Bu bozukluğa sahip kişiler akademik başarıları düşük, hayat boyunca başarısız kabul edilen kişiler olmuştur.


Özellikle Pandemi döneminde teknolojiye ulaşmak bu kadar kolay hale gelmişken çocukların bu tarz problemlerle karşı karşıya kalması ne yazık ki kaçınılmaz sonu getiriyor karşımıza. Okullar açıkken çocuğun teknoloji ile geçirdiği zaman dilimi ile şimdi ki geçirdiği zaman arasında ciddi farklar olduğunu görebiliriz. Bu nedenle bu problemlerin pandemi sonrasında daha da fazlalaşarak karşımıza çıkmasını bekliyoruz.


Çocuklar üzerinden anlattıklarımın aslında yetişkinlerde de görülebildiğini gözden kaçırmamakta fayda var. Ailelere yönelik yazdığım önceki kısımlar yetişkinlerde de benzer şekilde görülebilmektedir. Örneğin işlerini halletmesi gereken bir kişi uzun süreler geçse dahi işini bitirememekte, temizlik yapan bir birey sürekli bir işten diğerine koşma eğiliminde, ilişkilerinde istikrarsızlık ya da trafikte kaza eğiliminde sıklık olduğunu görebiliyoruz. Yani bekleme gerektiren işleri ya da sırayla yapılması gereken işleri yapmakta sıkıntı yaşayabilirler.


İlaçlı ve ilaçsız tedavisi mümkün olup ilaçsız tedavilerde mental ve fiziksel egzersizler önemli paya sahiptir. Psikolojik destek türlerinden olan terapi de süreç boyunca uygulanabilir. Çocuklarda ilaçsız tedavi de, çocuğun aldığı eğitim ve terapi dışında ebeveyn eğitimi de gerekmektedir. Ailenin bu süreç boyunca sabırlı olması ve çocuğun yaptıklarının yaramazlıktan olmadığını bilmesi gerekir.


Peki, bizler neler yapabiliriz? Dediğinizi duyar gibiyim. Teknoloji konusunda sınırlandırıcı olmalıyız. Düzenli uyku konusunda kurallar koymalıyız. Kitap okuması konusunda faydalarını belirtmeli ve sevebileceği türde kitaplar seçmeliyiz. Bu konularda alanında deneyimli uzmanlardan yardım almakta faydalı olacaktır.


Dikkatle başladığımız bu serüvene hafıza ile önümüzdeki hafta devam edeceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi