4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

CUMHURİYET ERDEMDİR

Türkiye Cumhuriyeti, kolay elde edilmedi. O nedenle de kavramı üzerinde önemle durulması ve içeriğinin çok iyi kavranılması gerekir. Çünkü Türk Cumhuriyeti, insanlık tarihinde, akıl ve bilim devrimi olarak nitelendirilen, çağdaşlaşmaya dayanır, demokratik yaşamın, "olmazsa olmaz" koşullarıyla oluşur.
Büyük Önder, Mustafa Kemal Atatürk'ün, daha 1923'de "Cumhuriyet"i, tanımlarken vurguladığı:"..Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle, devlet biçimi demektir. Demokrasi ilkesinin, en modern, en mantıklı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir!.. Cumhuriyet, yüksek ahlak değerlerine ve niteliklerine dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir. " demiştir.
Yine Atatürk' e göre, Cumhuriyet yönetimi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Ulusal istenç, kararlılık ve bilincin seçkin eseri olan değerli Türkiye Cumhuriyeti, her anlamda, büyük Türk ulusunun, öz ve değerli malıdır. Değerli çocuklarının elinde, sürekli yükselecek ve sonsuza kadar yaşayacaktır..
Elbette Cumhuriyeti korumak, kolay değildir. Nitekim Atatürk "Cumhuriyet; düşünce, bilim, teknik ve beden yönünden güçlü, yüksek karakterli koruyucular ister" uyarısıyla; her türlü, uyuşukluklara, aymazlıklara, oyunlara karşı uyanık olunmasını öğütlemiştir.
Atatürk'ün deyişiyle, Cumhuriyet idaresinde, ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce, kendi gücümüze dayanarak, varlığımızı korumak, ulusun ve vatanın gerçek mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak... Uygar dünyadan, uygarca insanlık davranışını ve karşılıklı dostluğu beklemektir.
Cumhuriyet rejimi, her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını, ön planda tutan, kamu yararına dayanan, yönetim şeklidir. Ancak ülkemizde, çok partili dönemde, halkın bu alanda, tam yetkili olduğunu söylemek çok zordur. Çünkü halkımız, Yıllardır. Parti Genel Başkanları ve yönetimlerinin tespit ettiği adayları seçmek zorunda bırakılmıştır. Hatta tercih bile yapmasına, müsaade edilmemiştir.
Bu durum, önümüzdeki yıllarda değişir mi bilinmez ama halka rağmen her alanda başarılı da olmak mümkün değildir. Nitekim de halka itibar etmeyen partiler, yok olup gitmiş, ülkemiz, adeta parti mezarlığına dönüşmüştür.
Cumhuriyetin kuruluşunda, cumhuriyet yönetimi, devlet hayatımıza, siyasi hayatımıza egemenliğin, bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştı. Padişahlığı da kaldırmıştı Ancak çok partili dönemde, Cumhuriyet Padişahları türedi. Sonuçta da yıllarca, ülkemiz siyasete ve ülke yönetimine, belli isimler hâkim oldu.
Son yıllarda, sanal aydınlar, "İkinci Cumhuriyet " saçmalığı ile ortaya çıktılar. Liberal aydın denen, bu kesimlerin, demokrasi, insan hakları ve Kürt sorununa yönelik çözüm önerileri, AB'ye tam üye olmanın, olmazsa olmaz şartı olan Kopenhag Kriterleri ile gündemdeler. Oysa bu kavramların, ülkeyi getirdiği nokta ortadadır.
Cumhuriyet idaresinde, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi, insan haklarının güvence altına alınması ve özgürlüklerin, demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden birisi de kuvvetler ayrılığıdır.
Anayasamızca da benimsenmiş olan kuvvetler ayrılığı ilkesi, egemenlik yetkisinin, devlet erkleri arasında, hiyerarşik olarak değil işbölümü ve işbirliği içerisinde kullanılması olarak tanımlanmıştır. Yasama yürütme ve yargı erkleri, önceleri tek bir otorite tarafından kullanılırken; demokrasi düşüncesinin gelişmesiyle, erklerin birbirinden bağımsız çalışması olgusunu gerçekleşmiştir. Bu ilkenin, temel amacı, egemenliğin, bir kimsede, zümrede, erkte toplanmasına izin verilmemesidir.
Cumhuriyet, karanlıktan aydınlığa çıkmak, uygar, Çağdaş olmaktır. Cumhuriyet, halkçıdır. Halkın olmadığı yönetimlerde, Cumhuriyet yoktur. Türk halkı, Türk halkı, Atatürk' ün, " EGEMENLİK, HİÇBİR MANA, HİÇBİR ŞEKİL VE HİÇBİR RENK VE İŞARATTE ORTAKLIK KABUL ETMEZ, Kuvvet birdir; o da milletir. Egemenlikte, Kayısız ve şartsız milletindir." Hedefine sahip çıkmalıdır.
Türk halkı, Cumhuriyetle, karanlıktan aydınlığa çıkmış, ulus bilinciyle donatılmış, ''Temeli, Turan kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan cumhuriyet'' i, bir erdem olarak niteleyip, gençliğin bekçiliğine bırakan Atatürk, gelecekte kimi karşıtlıkların olasılığına değinerek, uyanık kalmayı öğütlemiştir. Atatürk' ün, ebediyen, koruyup savunma görevini verdiği, Türk Gençliği, bilgisi, düşüncesi, inancı, özgür, yüksek karakterli, sağlam yapısı ile cumhuriyetle ilgili yükümlülüğünün bilincindedir. Muhtaç olduğu Kudrette, Atatürk' ün söylediği gibi, "DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA " mevcuttur.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi