Yazacaklarımız AKP, CHP ve MHP için de geçerli...
Eğer, aday belirleme yöntemi hakim huzurunda ön seçim değilse...
Adaylar, merkez yoklaması ile belirlenecekse (Ki her üç partide de böyle belirlenecek)
Ve...
Adayların merkezden belirleneceğini bile bile birçok kişi bu partilerden aday adayı oluyorsa...
Aday adayı olanların kafalarında tek bir düşünce vardır ki, o da "Torpil"den başka bir şey değildir.
Bu partilerden aday adayı müracaatı yapan hiçbir aday adayı "Ben genel merkezin kararına son derece güveniyorum. Genel merkez hak eden, liyakat sahibi, bu işi en iyi yapacağına inandığı kişileri listeye koyacaktır" diye düşünmez, düşünemez.
Zira...
Genel merkezler zaten böyle düşünmüş olsa, aday belirleme yöntemini "Merkez yoklaması" yerine "Ön seçim" olarak açıklar ve aday belirlenmesini partililerine bırakırdı.
O yüzden...
Adayların merkezden belirleneceği bir yöntemin uygulandığı bu süreçte, torpili sağlam olanın aday yapılacağı gerçeğini bile bile aday adayı olanların...
Yani...
Sonucu peşin peşin kabul ederek müracaatta bulunanların, bu sürecin sonunda...
-Bana haksızlık edildi...
-Başarımı cezalandırdılar...
-Bu parti için verdiğim emeklere yazık...
-Listede ben yokken o nasıl girebildi...
-Bu parti için boşuna koşturmuşum...
-Ben yıllarca bu partiye emek verdim, daha dün gelenler listede yer aldı...
-Yazıklar olsun... Bir daha mı asla... Gibi yakınma, isyan, protesto ve feryat etme hakkı yok...
O yüzden...
Her üç partinin de Milletvekili aday listesinde kimler olursa olsun, o isteye giremeyenlere tavsiyemiz, verilen karara "Eyvallah" deyip, en azından sessizce bir kenara çekilmeleridir.
Çünkü...
Bunun olacağını baştan kabul edip, öyle yola çıktılar...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

AKP iki seçimdir yerinde sayıyor, CHP oylarını arttırıyor...

Önümüzde bir seçim var.
Nereden bakarsanız üç aylık bir zaman var seçime.
Yapılacak olan seçimde oy dağılımının ne olacağını bilemiyoruz.
Ancak...
Yapılan son iki seçimin sonuçlarına şöyle bir göz attığımızda, AKP nin Eskişehir'de yerinde saydığı, CHP nin ise, oylarını önemli ölçüde arttırdığı açıkça görülüyor.
Şöyle ki;
AKP 2007 seçimlerinde, Eskişehir'den 194 Bin oy almış.
Oy oranı yüzde 44,5'a denk geliyor.
Aynı AKP, dört yıl sonra, yani 2011 seçimlerinde 221 Bin oy alabilmiş.
Oylarını dört yıl öncesine göre 27 bin civarında arttırmış ama, oy oranı yine yüzde 44,5 da kalmış.
Buna karşın...
CHP'nin 2007 seçimlerinde aldığı 110 bin oy ve karşılığına denk gelen yüzde 25,5 oyu var.
Aynı CHP dört yıl sonra, yani 2011 seçimlerinde oylarını 68 bin arttırarak 178 Bine çıkartmış.
Bu oyun karşılığı ise yüzde 35,5.
Sonuç olarak...
CHP 2007'den 2011'e gelininceye kadar oy oranını yüzde 10 arttırırken, AKP nin aynı tarihler arasındaki oy oranı hiç değişmemiş.
Bu şunu gösteriyor:
Son iki seçimde AKP oy oranı yerinde sayarken, CHP oy oranı yüzde 10 oranında artış göstermiş...
Eğer, CHP 2007'den 2011'e taşıdığı oy oranı artışını bu seçim de de tekrarlayabilirse, Eskişehir'deki seçimin birinci partisi olabilir.
Not-s MHP'nin Eskişehir'de, 2007 ve 2011 seçimlerinde aldığı oy 68 bin ile 73 bin arasında. Yani, oran olarak her iki seçimde de yüzde 15 civarında...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
AKP de bu nasıl yarış?

AKP de aday adaylarını belirleme süreci işliyor.
Ancak...
Bu süreç içinde adil olmayan bir durum var.
Örneğin:
AKP'de Milletvekilleri temayül yoklamasına girmiyor.
Aynı zamanda mülakata da alınmıyor.
Aynı şekilde...
İl Başkanları ile Kadın ve gençlik kolları başkanları da Temayül ve mülakat dışı tutuluyor.
Halbuki tam tersi olması lazım değil mi?
Milletvekilleri, nasıl bir vekillik yaptı?
Teşkilat ve genel merkezin gözünde vekillik görevlerini nasıl icra ettiler?
Yararlı mı oldular, yoksa verilen fırsatı iyi değerlendiremediler mi?
Aynı şekilde.
İl Başkanları, Kadın ve gençlik kolları başkanları görevlerini nasıl yaptı?
Partili bu görevlerin yapılış tarzını nasıl değerlendiriyor?
Bunlar olmadan, gerek temayüle gerekse mülakata girmeyen bu insanlar için nasıl bir kriter var ki, bu isimler yarış dışı tutulabiliyor?