Eskişehir' de, sağlıkla ilgili, panel, sempozyum ve konferanslar, sağlıklı toplum, özellikle de koruyucu hekimlik açısından, olumlu gelişmelerdir. Çünkü Türkiye'de, sağlık hizmetlerinin odak noktası, tedavi edici hekimliktir. O nedenle de her geçen yıl, hasta sayısı artmakta, Türkiye sağlık alanında, ciddi problemler yaşamaktadır.
Oysa ülkemizde, koruyucu hekimlik ön planda olmalıdır. Çünkü sağlığı korumak veya daha iyiye götürmek, hastalıklarını oluşumunu önlemek, hastalananlara, olanakların elverdiği ölçüde, en erken dönemde, tanı koyarak, tedavi etmek ve böylece kişinin mutlu ve uzun bir yaşam süresini sağlamak, devletin ve kişilerin, öncelikli görevleri arasındadır.
Ülkemizde, yıllardır, sağlık hizmetlerinde, odak nokta tedavi edici hekimlik oldu. Sağlığı koruyucu ve geliştirici hizmetle ise, arka planda tutuldu. Türk insanı, kendi sağlığı ile ilgili kararlarda, aktif rol alamadı. Siyasi iradenin isteklerine, razı olmak zorunda bırakıldı.
Öte yandan vücudumuz, binlerce denge ve savunma sistemleri üzerinde durmaktadır. Bu denge ve sistemlerin, bozulmasına engel olmaya yönelik, her adım ve çalışma KORUYUCU HEKİMLİK alanına girer. Ancak bu dengelerin korunabilmesi için de halkın bilgilendirilmesi şarttır. Bu da sağlıkla ilgili, halka yönelik konferans, panel, sempozyum gibi etkinliklerle sağlanır..
Eskişehir' de, gönüllü olarak, sağlık ve koruyucu hekimlik alanında, konferans, panel gibi etkinliklerin, düzenlemesine vesile olan kurum/kuruluş ve insanlarımız var. Bu. insanlarımızdan biri de Eskişehir Kamu Hastaneleri Genel sekterliği Danışmanı ve Önce Vatan Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü, Sayın Celal MORKOYUN' dur.
Sayın MORKOYUN' u, bu tür etkinliklerde tanımıştım. Onun için, gönüllülük, bir yaşam biçimidir. Toplumsal projelere, karşılıksız katılır. Çıkar gözetmeksizin, bilgi, zaman, beceri, deneyim ve kaynaklarını, kendi özgür iradisiyle, bir amacı doğrultusunda kullanır. O sağlık platformunda, bir isimsiz kahramandır.
Sağlık alanında, vesile olduğu konferans, sempozyum gibi etkinliklerde, Koruyucu Hekimlik alanına giren, ana konulara, sağlık personelinin ve halkın ilgisi, bakış açıları, her yönüyle ele alınır. Bu yöntemde, koruyucu hekimliğin gelişmesi demektir. Koruyucu Hekimliğin gelişmesi demek, toplumun sağlık kalitesinin artması demektir, bu da devlet ve milletler için, ileri ve gelişmişlik ölçülerinden birisidir.
Perşembe günü, Eskişehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel sekterliği ve Sayın MORKOYUN' nun, vesile olduğu, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Yöneticisi Sayın GÜLLÜ ve ekibinin ev sahipliği yaptığı, genç doktorlarımızın görev aldığı, diş hastalıkları, tanı ve tedavileri yanında, protez, çene cerrahi implart konulu konferansa katıldık. Ağız ve diş sağlığı açısından, önemli bir etkinlik oldu. Çünkü ağız ve diş sağlığı, sağlıklı yaşamın belirleyici bir unsurdur. Diş çürükleri ile dişeti hastalıkları; kalp-damar hastalıkları, kemik erimesi, erken doğum ve düşük doğum gibi, pek çok, rahatsızlıklara da neden olmaktadır..
Hâlbuki diş ve diş eti hastalıkları, "Davranışla İyileştirilebilir", "Önlenebilir" ve "Kontrol Edilebilir" hastalıklar grubuna girmektedir. Dişlerle ilgili bu tür etkinliklerle ve alınacak koruyucu tedbirlerle, hastalık oluşmadan önlenebilmektedir,
Etkinlikte, genel olarak diş kayıplarının, diş eti hastalıklarının, tedavi edilmemesi sonucunda oluşabileceği gibi, bazı kazalar sonucunda da diş kayıpları, meydana gelmektedir. Kaybedilmiş olan dişlerin, yerine konan, kişilerin estetik ve fonksiyonel olarak, ihtiyaçlarını gideren tüm yapay oluşumlara, protez denilmektedir. Protezlerin, sabit protezler, hareketli protezler, implant üstü protezler olarak yapıldığı söylendi. .
Protezde, hastanın kaybolan fonksiyonları, tekrar kazandırılmaya çalışılırken, aynı zamanda bozulan konuşmasının da düzeltilmesi ve estetik görünümün de daha iyi olması amaçlanmaktadır. Böylelikle, ağız sağlığı düzeltilirken, insanların, psikolojik açıdan da rahatlamasını sağlar. Protezlerle, insanların yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlanır.
Konferans konusu olan İmplant, günümüzde doğal dişlere, en yakın alternatiftir, İmplant yapılan diş, geleneksel köprü ve protezlere göre, daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlar. İmplant yöntemi, yüze doğal bir görünümü de beraberinde getirir.
Bugün implantın, en çok çalışılacak olan diş tedavi şekli olduğu anlaşılmaktadır. Doğru teşhis, yeterli bilgi, tecrübe ve ekipmanla, uygulandığında, diş implantı, hasta ve hekim açısından başarılı sonuçlar verebilen bir tedavi şeklidir.
Türkiye, Koruyucu Hekimliği, ön planda tutmak zorundadır. Çünkü koruyucu hekimlik, bireysel, ya da toplum olarak, hastalıkların ortaya çıkmasını, ya da ağırlaşmasını engelleyici önlemler üzerinde çalışan, hekimlik dalıdır. Ancak bu alandaki önlemler ve çalışmalar, söylemde kalmamalı, Kamu Hastaneleri Birliği Sekterliği ve Sayın MORKOYUN ' un, düzenlediği, konferans ve sempozyum gibi etkinliklerle, halkımız bilgilendirilmelidir.
Kutluyoruz...