6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

YUNUS EMRE (1241-1323)

13.Yüzyılın ortaları... Moğol istilası Selçuklu Türkiyesini ve İslam alemı kasıp kavurmaktadır. Anadolu Selçuklu Devleti ömrünü tamamlamış... Birliği dirliği muhafazada acze düşmü... Cemiyetin her kafi kendi aleminde... Dünya ve dünyalık endişeleri insanların tek düşüncesi tek gayesi...
Türkün Anadolu diyarında güneşi kararmakta bahtı sönmesi neredeyse sonu gelmek üzere manevi değerlerinden korkmuş insanlar nereye baş vuracaklarını neye sarılacaklarını bilmemekte.. Millet ve fertleri birbirine ısındıracak bağlayacak duygular zaafa uğramış.. Sevgi ve saygı töreleri bozulmuş.
Büyük Selçuklu Cihan Devletini ve Anadolu Selçuklu Devletini kuran Alp-Erenler kahraman Gaziler nesli tükenmiş gibi... Yalnız bir ümit bir ışık var. Söğütte uç beği olan Ertuğrul Beğ Gazioğlu Osman Beğ Gazi İhlaslı Samii gözü pek Osman Gazi...
Denilir ki işte bu sıralarda Türkistan'ın Yesi şehrinde Hace Ahmet Yesevi derler bir büyük Veli Dervişlerini Anadoluya Diyar-ı Ruma gönderir. Varın ol diyarda halkı İslam akidesi (inancı) Tevhid nuru etrafında birleştirir... İnsanlara birbirini sevmelerini saymalarını öğretir.. Allah Zülcelalin ve Peygamberi zişanın emirlerini anlar ve güzelce anlatır. Ol diyarda islamın ve Türkün Muhkem devlet olmasına omuz verin. Şehirlerden obalara kadar karış karış gezip insanların gönül gözlerini açın... Taki hakikatı görebilsinler.. diye buyurur.
Her biri ayrı marifetlere sahip sayısız Yesevi dervişi Anadolu'ya akar.. Mürşitlerinin buyruğu üzerine vazifelerini yapmaya başlarlar... Yunus Şairdi Halka Halkın anlayacağı şekilde hikmetler söyler. Öylesine hikmetler ki işitenleri sarsar silkeler şaşırtır. Kendinden geçmişleri kendine getirir hakikatlara güzelliklere kapalı gönül kapılarını ardına kadar açar gönüllerı yaratıcının tahtı yapar.
Yunus bereketli ömrü boyunca Türk illerini karış karış dolaşır. Kimi yerde hoş, bazı yerde nahoş karşılansada yılmaz yorulmaz..Yunus Emre halkı irşad ederken kendiside olgunlaşır dolgunlaşır. Anadoluda geçen hayatına ait menkibelerde okunduğu gibi ömrünün her safası onu kemale erdiren bir adımdır.
Derviş Yunus Anadolu'yu gezerken yolda iki kimseye rastlar ve onlarla arkadaş olur ama kendisini tanıtmaz. Artık üç arkadaş bereber dolaşırlar. Yemek vakti gelmişti. Aralarında şöyle bir anlaşma yaptılar. Her yemek vaktinde birisi dua edecek dua neticesinde zuhur eden yemek ile karınlarını doyuracaklardı.
İçlerınden birisi dua etti. Allahım Yunus kulun hürmetine bizi aç bırakma diye yalvardı bulundukları köyde bir ağanın evine davet edilriler. Yediler içtiler dua ederek oradan ayrıldılar. Bir başka obaya varmışlardı ki iyice yorulmuşlar iyicede acıkmışlardı. Sıra diğer arkadaşa gelmişti. Oda duaya başladı. Allahım Dinini ihya ve irşat yollarında koşturuyoruz. Bizleri derviş Yunus kulun hörmetine rızkımızı yol eyle hizmette daim eyle... diyerek yalvardı. Oba ağası koşarak çadırda yemeğe çağırdı.
Yemek sonrası oradakilere Allahın ve Rasülünün emirlerinin dinin yüceliğini anlattılar vazifelerini irşad olduğundan bahsettilir teşekkür ederek oradan ayrıldılar.
Anadolu'yu köy köy gezerek halkı irşad eden bu üç arkadaş büyük bir köye vardılar. Vazifelerinin Allah'ın dinini irşad ihya olduğunu söyleyince halkın kendilerini iyi karşıladıklarını gördüler. Yemek vaktide gelmişti. Sıra Yunus Emre de idi. Çok üzülüyordu duasının kabul olmayacağından korkuyordu. Çaresizlik içinde şöyle dua ett.
Yarabbi benim yüzümü kara çıkarma! Benim yüzümden bu iki arkadaşımı aç bırakma! Benim senden birşey istemeye yüzüm yok fakat arkadaşlar temiz kimseler onları benim sebebimle sıkıntıya sokma! Yarabbi arkadaşlarım kimin yüzüsuyu hürmetine dua ettilerse onun hürmetine duamı kabul eyle.
Dua bitince her zaman bir yere davet ettilerdi. Bu defa iki yere iki ziyafete davet ettiler. Herkes şaşırmıştı. Beraberce yemeği yediler. Arkadaşları sordu.
-Sen kimin yüzüsuyu hürmetine dua ettin?
-Önce siz söyleyin!
-Biz Taptuk Emre'nin kapısında hizmet eden derviş Yunus hürmetine diye dua ettik dediler. Oda siz kimi vesile kıldıysanız bende onun için diye dua ettim dedi.
Yunus Emre görevi esnasında Hakkın ve Rasülünün rızasını hedef alan inanç ibadet konuları ile sevgi saygı hak ve hukukun önemini anlatırken gönül dünyamızın yüceliğinden sıkça bahsetmiş. Ve şöyle demiştir.
Ben gelmedim dava için Benim işim sevi için
Dostun işi gönüllerdir Gönüller yapmaya geldim.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi