1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Nabi Avcı'nın o gece ile ilgili anlattıklarında bir detay...

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatıyor.
Bunu anlatırken de bir bölümünde şöyle diyor:
-"Sakarya'dan İstanbul'a hareket ettik. Bir gazeteci arkadaşım köprüde olup bitenlerle ilgili haber almak için sordu. Ben de öyle öğrendim. Daha sonra Hakan Fidan'ı aradım böyle bir hareketlilik var diye. Ne yapmamı tavsiye ettiğini sordum bana "Hemen yerini değiştir" dedi. İstanbul'da sokaklarda dolaştık. Son zamanlarda çok fazla ihbarlar geliyordu. Anladığım kadarıyla MİT'in ilk değerlendirmesi bu olayın MİT yerleşkesine ve Genelkurmay Merkezi'ne bir harekat olarak algıladılar. Bunu bir bilgi olarak söylemiyorum."
15 Temmuz sonrasında her yapılan açıklama bir başka soruyu akla getirir oldu.
Nabi Avcı'nın o geceye ait anlattıkları da öyle.
Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişimini öğrendikten sonra MİT müsteşarı Hakan Fidan'ı aradığını fakat ulaşamadığını açıklamıştı.
Erdoğan'ın ulaşamadığı Fidan'a Nabi Avcı aynı gece ulaşmış.
Hatta kendisinden ne yapması gerektiğine ait tavsiye bile almış.
Bu durum şöyle ihtimalleri akla getiriyor:
Hakan Fidan ya Nabi Avcı ile görüştükten sonra başka kimse ile görüşemez durumuna gelmiş ya da getirilmiş.
Ya da...
Cumhurbaşkanının telefonunu açmamış.
Hep söylüyoruz ya ortalık hala toz duman diye.
Kalkan toz duman dağıldığında herhalde tüm bilinmeyen ve merak edilen sorular gibi bu da cevabını bulacaktır mutlaka.
.....
Liyakatleri de yokmuş sadakatleri de...
Okuyup duruyoruz.
Anlatılanları dikkatle takip ediyoruz.
Örgütlenmeyi iyi tanıtanların yazdığı ve konuştuklarını yakından izliyoruz.
Neymiş, örgüt içinde yer alanlar bu işe baş koymuş falan filan.
Alakası bile yok.
Resmen hak etmedikleri yerlere bedavadan gelebilmek için bu işin içine bizzat girmişler.
Menfaat var işin içinde anlayacağınız.
Her ay maaşlarından bir miktarını veriyorlarmış.
Bildiğiniz "Ben seni işe sokarım ama şu kadar para isterim dolandırıcılığı yapılanlar.
Girdikleri bu terör örgütünde hak etmedikleri görevlere de gelmişler.
Başkalarının hakkını yiyerek sorularını aldıkları okulları kazanmışlar mesela.
Liyakat sahibi olmadıkları halde, liyakat sahibi olanları derdest edip, yerlerine geçmişler.
Bulundukları kurumun kapısından içeriye giremeyecek niteliği olanlar, bulunduğu kurumun resmen başına geçirilmişler.
Bu da yetmemiş onlara.
Daha da yükselmek istemişler hak etmedikleri halde.
Daha çok kazanmak istemişler.
Bu istek, bu menfaat öylesine zehirlemiş ki kendilerini en sonunda devletin tek sahibi olmak, haksız kazançlarını kaybetme ihtimalini bu şekilde ortadan kaldırmak istemişler.
Ne vatan, ne millet,ne demokrasi ne de Cumhuriyet umurlarında olmuş.
Kendi kurumlarını bile yönetemez durumdayken, devlete el koyup yönetmeye kalkmışlar.
Liyakat sahibi zaten değillermiş, sadakat sahibi bile olamamışlar.
Bakın hiçbiri çıkıp "Evet ben bu hizmetin bir neferiyim" diyor mu?
Hiçbiri çıkıp "Ben bu işin içine bu yüzden girdim" diyebiliyor mu?
İnsan doğru olduğuna inandığı bir işi canı pahasına savunur değil mi?
Ucunda ölüm de olsa "Yaptım arkadaş" der değil mi?
Hangisi söyleyebildi bunu? Tam tersi inkar ediyor hemen hepsi.
Dedik ya "liyakatleri yokmuş" diye...
Haksız yere başkalarının haklarını gasp ederek atandıklarında gösterdikleri sadakatleri ise hiç mi hiç yokmuş bunların...
Şimdi hepsi kişisel menfaat sağladığı bu terör örgütüne lanet okuyor.
Şimdi hepsi "Dünya İmamı" dedikleri ve laf söyletmedikleri adama sövüyor.
Şimdi hepsi "Ben bunlardan değilim" demek için dokuz takla atıyor.
Ve şimdi hepsi, tüm olup bitenleri yeni anlamış ayağına yatıyor...
.....
Üç darbe yaşadım
Üç tane darbe gördüğünü söylüyor Necakti Okuroğlu.
-"1960 darbesinde Hukuk fakültesinde öğrenci temsilcisiydim. 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesinde ise Adalet partisi il başkanlığı yapıyordum" diyor.
Yaşadığı her üç darbenin de Amerikan destekli darbeler olduğunu söylüyor.
Her üçünün de başarıyla sonuçlandığını söyledikten sonra, Amerikan destekli başarıya ulaşamamış üç tane daha darbe girişimi olduğunu belirterek:
-"Domuzlar Körfezine 300 kişilik çıkartılarak yapılan darbe girişimi Küba yönetimi tarafından boşa çıkartıldı. Yine, İran'da yapılacak olan darbe için Basra körfezine çıkartılan 300 kişilik ekip,devrim muhafızları tarafından imha edilerek, boşa çıkartıldı.
Amerika'nın üçüncü başarısız olduğu darbe girişimlerinin üçüncüsü de 15 Temmuz gecesi Türkiye'de yaşandı" diyor...
.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya'da tatil yapmaya karar vermişlerdi. Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı.

Sessizliği pilotun anonsu bozdu:"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."
"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı;
"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?" "Hayır sevgilim,unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu: "Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?"
"Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı. "Aferin"
Karısı şaşkın, korkarak sordu. "İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü bankacılar bizi kesin bulur!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi