Çocuklar ve inovasyon

İnsanın çocukluk dönemi, pek çok yönden ilginçtir. Çocuk olmak, öncelikle zihinsel olarak özgür olmakla eşdeğer tutulur; çünkü çocukların sosyal kültürden gelen pek çok kısıtları yoktur. Örneğin onlar resim yaptıklarında güneşi yeşil, insanları mavi yapmaktan ya da akarsuları yerden göğe doğru akıtmaktan çekinmezler ve utanmazlar. Bu olağandışı düşünebilmek özgürlükleri, onlara kendi doğası gereği bir yaratıcılık ve yenilikçilik özelliği verir.

Eğer tüketim malzemeleri tasarlayan, üreten ve pazarlayan bir kuruluşun üst düzey yöneticisi olsaydım, çocukları tasarım sürecinin içine nasıl sokacağımı ciddi ciddi düşünürdüm. Tasarım bölümü yöneticilerine çocukları, tasarım süreçlerine ve örnek ürünlerin denenmesine katabilecekleri yollar bulmaları konusunda teşvik ederdim.

Bugün isimlerini ansiklopedilerde okuduğumuz ünlü bilim insanları, çocukluklarında özgür zihinsel aykırılıkları ile dikkati çeken insanlardır. Bu nedenle genelde deha ile çocukluğun özgür düşünce becerisi arasında yakın bir ilişki olduğu söylenir. Ne yazık ki; çocuklar, büyüklerin kuralları olan dünyasına entegre oldukça bu üstün özelliklerini –en azından bir bölümünü– yitiriyorlar.

Her insan çocukluğunda projeler hayal etmiş ve olabildiği ölçüde bunları gerçekleştirmeye çalışmıştır. Her birimizin çocukluğunda hayal gücümüzün katkılarıyla düşünülmüş nice görkemli buluş ve yaratı vardır. Bazılarımız evde ya da okulda gördüğümüz araçları geliştirip daha kullanışlı hale getirmeyi düşlemişizdir. Ne yazık ki; çoğu zaman bunları büyüklerimize dinletmeyi bile becerememişizdir.

İnovasyon yabancı bir sözcük… Kısaca söylersek “kazandıran yenilik” demek… Türkçede inovasyon yerine yenilik (yenilikçilik, yenileşim) demeye çalışıyoruz. İnovasyon farklı ve değişik fikirler üretmek ve bunları bir yarar sağlayacak biçimde uygulamaya koymaktır. Bu fikirler, genelde bazı ihtiyaçlara cevap olarak ortaya çıkarlar. İnovasyonun yeni bir buluş olması gerekmez; pek çok durumda inovasyon mevcut durumun bir farklılık ve yarar yaratacak biçimde geliştirilmesidir.

İnovasyonun en güzel örnekleri çocuklar için düzenlenen proje öğrencileri yarışmalarında görülebilir. İlköğretim veya lise düzeyinde düzenlenen proje yarışmalarında, genç insanlar basit ama öylesine parlak fikirler ve uygulamalar öne sürerler ki, insan “Ben bunu neden düşünemedim” diye şaşırır.

Bugün dünya ekonomisi çok sert rekabet şartlarına sahip… Bir ülke, bölge veya kent ekonomisinin ayakta kalıp büyüyebilmesi için orada konuşlanmış olan işletmeler için iki farklı seçenek var: Marka olmak veya inovasyon yapmak… Marka olmak, güçlü rakiplerle aynı alanda savaşmak anlamına geldiğinden çok daha maliyetli ve zor…

Henüz gelişmiş ülkelere yetişememiş ekonomiler için en uygun seçeneklerden biri inovasyon olarak görülüyor. Bir ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarında inovasyon ruhunun yerleşebilmesi için yurttaşların yenilik yapma yetisi ile donanmış olmaları gerekiyor. Yukarıda anlattığım gibi inovasyonu öğrenmek için en uygun yaş ise ilköğretim düzeyine denk düşüyor. Çocukluğun özgür dünyası ile inovasyon, sanki bir elmanın iki yarısı gibi duruyor.

Ülkemizin, şehrimizin veya ailemizin geleceği için geleceği teslim edeceğimiz genç insanların inovasyon ruhu ile donanmaları gerekiyor. Bu amaçla konuyu öğrenmeli ve çocukların bu bilgiyi edinmeleri için çaba harcamalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi