KUR'AN'A GÖRE KUR'AN-3

 


KUR’AN = Okunan, anlayarak okunması şart olan bir kitaptır. Konuya beynin işlevi çerçevesinde bakarsak, görerek okunan her kelime veya cümle ve işitilen her ses, önce beynin bunları algılama merkezindeki sinir hücreleri tarafından alınır. Eğer okunan ve duyulan kelime veya cümle anlaşılmayan bir dilde ise, uyarılar beynin bunları algılama merkezlerinin sadece algılaması ile kalır. Yok eğer anlaşılır dilde iseler, bu defa algılama merkezinde daha yoğun bir enerji oluşur ve beynin anlama merkezleri de uyarılır. Bunu takiben beyinde bir düşünme süreci başlar ve düşünce enerjisi oluşur. En sonunda da bu düşünce, kişi tarafından ya benimsenir veya red edilir. Benimsenirse, kişinin yaşamına yansır.


       Kur'an okumak demek, 4 aşamalı bir işlem demektir. 1) Anlamak üzere okumak veya dinlemek,  2) Düşünmek, 3) öğrenip benimsemek ve  4) Ona göre yaşamak. Buna paralel bir öneri Müzzemmil-3-4 ncü ayetlerde yapılmıştır (Müzzemmil-3. Yarısından önce bir vakitte gece kalk, 4. Kendine göre bir zaman ayırarak kalk ve Kur’an’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne oku /iyice öğren).


       Bu açıklamalardan sonra, Kur'an'a ilişkin Kur'an'ın saptamalarına devam edeyim:



  • Kur’an önceki vahiy kitaplarını doğrulayan ve pekiştiren kitaptır (Ahkaf-12. Halbuki biz Kur'an'dan önce de Musa'ya, Kitabı /Tevrat'ı (ana dilleri İbranice olarak) bir yol gösterici ve bir rahmet olarak indirmiştik….Şuara-196. Gerçek şu ki, bu bilgiler Senden önceki elçilerin kitaplarında da vardı ve o elçilerin kalbine de vahyi  kendi  ana dilleriyle indirmiştik).

  • Kur'an, bütün insanlığa ve Allah'ın tek dini olan İslâm'a son davettir (Sad-67. Yine onlara "İşte bu Kur 'an, çok önemli ve büyük bir çağrıdır /Allah’ın tek dini olan İslam dinine davettir. 68. Ama siz O’ndan uzak duruyorsunuz. İbrahim-52. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, bu Kur'an, onunla uyarılsınlar, Allah'ın yalnız tek bir ilah olduğunu bilsinler, aklı olanlar iyice düşünüp öğüt alsınlar diye, tüm insanlığa son bir davettir).

  • Kur’an, anlaşılıp düşünülsün diye insanlara indirilen bir kitap olmaktadır (Zuhruf-2. Apaçık kitaba yemin olsun ki, 3. Ana dili Arapça olan halk anla­sınlar, akıllarını kullanıp düşünsünler diye, bu kitabı Arapça bir Kur' an olarak hazırladık. Nahl-44. Biz, seçtiğimiz elçilere, uyarıcı sahifeler ve kitaplar /zuburlar gönderdik. İnsanlara anlatman ve iyice anlayıp üzerinde düşünmeleri için, Sana da bu Kur'an'ı /zikri indirdik).

  • Dolayısıyla da Kur'an, ölülere değil, diriler anlasınlar diye indirilen bir kitaptır (Yasin-70. Ki Kur'an’ı, diri olanları /anlayacak akıl ve bilinçte olanları /yani hayy olanları uyarsın ve Allah’ı tek ilah kabul etmeyip şirk koşan ve bildirilen gerçekleri inkâr ederek küfre sapmış olanlar için söylediğimiz azap tehdidini de, açık olarak anlatsın diye indirdik). Ancak asırların oluşturmuş olduğu gelenek üzere, her ölü için evlerde veya mezarlıklarda mutlaka Kur'an okunmaktadır. İşte bu sırada okunan Kur'an, esasında ölü bahane edilerek, dinleyen kişiler anlasınlar diye okunsa, Kur'an'ın istediği amaca uygun olunacaktır.

  • Kur'an, bütün insanlar anlasın diye açık ve kolaylaştırılmıştır (Kamer-17. Gerçek şu ki, Biz, Kur'an'ı bir Zikir olarak insanlar anlayıp düşünsünler ve öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık, o halde Onu anlayıp, düşünüp benimseyecek yok mu? Yunus-5…Allah, niyetlenmiş olanlar bilgi sahibi olsunlar, anlayıp üzerlerinde düşünsünler ve benimsesinler diye ayetlerini bu şekilde kolay ve ayrıntılı olarak açıklamaktadır). Böylesi bir kitaba asırlardır, "Zinhar, Kur'an hem sadece Arapça okunursa sevaptır, hem de Kur'an'ı her okuyan anlayamaz, sadece biz anlarız ve O'nu bizim anlatmamızla ancak öğrenebilirsiniz" denmiş ve insanlar Kur'an'dan uzaklaştırılmışlardır. Böylece de öpülen, dokunulması sınırlanan, şekilsel şartlara boğulan ve süslü bohçalara sarılıp raf veya dolaplara konulan bir kitap konumuna sokulmuştur.

  • Kur’an, sıkıntı için değil, huzur ve rahatlık, kolaylık sağlasın diye indirilen bir kitaptır (Taha-2. Ya Muhammed! Biz Kur'an'ı, sana sıkıntı çekesin, huzursuz olasın, ya da sıkıntı veresin diye de göndermedik). Dolayısıyla, bu olumlulukları oluşturabilmesi için Kur'an'ın anlaşılır en uygun dil olan ana dil ile okunması şarttır. Buna göre de Kur’an, her topluma ancak anlayacağı dille verilmeli, yabancı bir dilde olmamalıdır (Fussilet-44. Eğer Biz Kur'an'ı anlayamayacağınız Arapçadan başka bir dilde indirseydik, şirk-ortak koşan ve riyakâr olanlar diyeceklerdi ki "Onun ayetleri anlayacağımız bir dilde olmalı değil miydi? Arap olana hiç anlayamayacağı ve yabancısı olduğu dilde bir kitap olur mu?". Ya Muhammed! İster Arapça veya başka herhangi bir dilde olsun, "O Kur'an, içten iman etmiş olanlar için, anlayıp düşündüklerinde doğruya erdirici bir rehber ve bir şifadır. İman etmemiş olanlara gelince, işitip anladıkları halde onların kulaklarında bir ağırlık varmış gibi anlamazlar ve ana dilleri Arapça olmasına rağmen, sanki uzak bir yerden bağırılıyor da, ne söylendiğini anlamıyorlarmış gibidirler). Bu nedenle de Kur’an, anlasınlar, düşünsünler ve ona göre yaşasınlar diye her toplumun ana dilleri ile olmalıdır (Zuhruf-3. Ana dili Arapça olan halk anlasınlar, akıllarını kullanıp düşünsünler diye, bu kitabı Arapça bir Kur' an olarak hazırladık).


Bu açıklamalar ışığında diyoruz ki Kur'an, bizlerden "DUYGUSAL, TELAFFUZ VE KIRAAT HATMİ DEĞİL, ANLAM HATMİ İSTEMEKTEDİR". Bu konuda Mevlana Fi-Hi Ma Fih adlı eserinde şu açıklamada bulunmuştur "Şu hafız Kur'ân'ı doğru okuyor. Evet, Kur'ân'ın şeklini doğru okuyor amma anlamdan haberi yok. Hani ceviz oynayan çocuklar gibi; oynarlar amma cevizin içini versen, yağını versen istemezler; “ceviz, şakır-şakır ses çıkaran şeydir, bununsa şakır şakır şakırdaması yok” derler (FM-Bölüm-17).


Yapılacak Kur'an tercümelerinin de motamot kelime tercümesi şeklinde değil, Kur'an'ın genel ruhuna uygun anlam tercümesi ve Kur'an'ı Kur'an'ca anlamayı sağlamak üzere yapılması gerekir. Mevlana'nın deyişi ile "Kur’an’ın manasını yalnız Kur’an’dan sor" (Mesn-5:3128-29)


       Haftaya inşallah devam etmek üzere, sağlıkla kalın.


NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN (Tercüme)" ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında  bulabilirsiniz.


NOT-2: 20 Eylül 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "KUR'AN SOHBETİ" nin 84  ncüsüne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi