KÜTUB-İ SİTTE’DEKİ HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ KİTABIM-1

Bu kitap bugün piyasaya verildi. Kitap hakkında kısa bilgi vereyim.

İniş sıralamasında ikinci sure olan Kalem suresinin 44. ayetinde ilk defa Kur’an için “Hadis” ifadesinin kullanılmıştır. Bu kelimeyi araştırdım. Zumer-23’ncü ayette “Ahsenel Hadis” denilerek Kur’an’ın en güzel, en güvenilir ve en uygun “Hadis” olduğunun vurgulanmış olduğu dikkatimi çekti.

Kalem-44. Ya Muhammed! Böylesine bir hadisi /Kur’an’ı yalanlayacak /reddedecek ve kendi uydurdukları sözlere uyacak olanları Bana bırak /Beni onlarla baş başa bırak. Onlara Sen herhangi bir karşılık vermeye kalkma. Çünkü Biz onları ummadıkları /bilemeyecekleri yerden yavaş yavaş azaba uğratacağız. 44.Fezerniy ve men yukezzibu bihazel hadiysi, senestedricuhum minhaysü la ya'lemun.

Zumer-23. Rablerini sayanların derileri, en güzel /en güvenilir hadis olan kitabın /Ahsenel Hadis’in /Kur'an'ın sözlerini işitince ürperir. Kur'an, tutarlı, çelişkisiz iki tip mesajlı bir kitaptır. 23. Allahü nezzele ahsenel hadiysi kitaben müteşabihen mesaniye takşa’ırru minhü cüludülleziyne yahşevne rabbehüm sümme teliynü cüludühüm.

Anladım ki Kur’an’ın bir ismi olarak “Hadis” kelimesi, “Allah’ın sözü” anlamında, yani “Kelamullah veya Hadisallah” yerine kullanılmış bir kelimedir. Kur’an’ı tanımlamak üzere bu kelimenin, farklı sure ve ayetlerde 23 defa kullanılmış olduğunu da belirledim.

Mürselad-50 ve Necm-59. Ayetlerle Kur’an’ın Hadis isminin önemi özellikle vurgulanmıştır.

Mürselad-50. Peki, şirk-ortak koşan bu insanlar, ark bu Hadis'ten /Kur'an'dan başka neye inanacaklar ki? 50. Fe bieyyi hadiysin ba'dehu yu'minun.

Necm-59. Peki, şimdi siz bu Hadisin /Kur’an’ın sözünü mü garip görüyorsunuz? 59. Efe min hazel hadiysi ta'cebun.

İşte bu nedenle Hz. Muhammed kendisine Vahiy yöntemi ile indirilip bütün insanlara tebliğ etme çabasında olduğu Kur’an ayetleri dışında başka sözler söylememiş ve kendisine atfen başka sözlerin kaydedilmesini de kabul etmemiştir.

Kur’an’ın tek Hadis kitabı olduğu ilk bilgim devam ederken, karşıma “Kütub-i sitte” denilen bir kitap çıktı. Bu kitabın da “Hz. Muhammed’e (asr) atfedilen sözler” kitabı olup, bunun da Hadisler Kitabı olduğu söylendi. Böylece “Allah’ın Hadisi /Hadisallah Kur’an” ve “Peygamberin Hadisi /Hadisil Resul olan Kütub-i Sitte” olmak üzere iki kitap olduğu da ifade ediliyordu. Çünkü “Kütub-i Sitte” deki bütün sözler için “Peygamberin Hadisleri” şeklinde bir genelleme yapılmış ve 1200 yıldır genel bir ifade ile bu kitap için bazen “Hadis”, bazen de “Sünnet” kitabı denmiş ve bu ifadeler birbirinin yerine eş anlamlı olarak da kullanılmıştır (Canan İ. Cilt-1, s 341).

Bu yaklaşımda olan Hanefi-Şafi-Maliki ve Hanbeli diye tanımlanan 4 mezhebe de “Kütub-i Sitte” kitabını tek ve en güvenilir Hadis – Sünnet kitabı kabul ettikleri için “Sünni Mezhepler” ifadesi kullanılıyordu. Farklı görüşler temelli bu mezheplerin Hadis ve /veya Sünnet diye bildirilen sözler nedeniyle oluştukları kabul edilmektedir (Sacır U. s.121).

Genel kabule göre ve belirli inançtakiler nazarında en güvenilir Hadis ve Sünnet kitabı bu Kütub-i Sitte kitabıdır (Avcı S, Canan İ, Diyanet İşleri Başkanlığı, Koçyiğit T).

Hadis-Sünnet konusunu araştırırken, yine önemli Hadis-Sünnet kitapları olarak “Kütubi Arba’a-4 Kitap” olduğunu ve bunların HAK-MUHAMMED-ALİ üçlüsüne öncelik verme inancında olan Alevi toplumunca benimsendiğini de öğrendim. Bunlar “Kuleyni’ye ait Usül-ül Kâfi, Men Yahduruhu’l Fakih – Şeyh Saduk, Tehzibu’l Ahkam – Ebu Cafer et Tusi ve El İstisbar – Ebu Cafer et Tusi”. Yine Hz. Ali’nin Hutbelerinin olduğu iddia edilen “Nehcül Beleğa” isimli bir kitabın da olduğunu gördüm. Kısmetse ileride bu kitapları da inceleyip, gerekirse uygun açıklamalar yapacağım. Varsa yine bu kitaplarda da Hadis ve Sünnet sözleri belirleme çabasına gireceğim inşallah.

Kütub-i Sitte’ yi inceleyerek okumam ilerledikçe gördüm ki bu hadis denen kitapta 5987 – 14 = 5973 söz bulunmaktadır. Genel yaklaşımların aksine bu sözlerin hepsinin Hz. Muhammed’in sözleri olmadığı yanında, çok az kısmının da ancak Peygamberimizin (asr) Kur’an’a ve bazı ayetlerin açıklamalarına uygun olduğunu fark ediyordum. Ve bu sözleri ile Hz. Muhammed, Hadisallah olan bazı ayetlerin bir nevi pratik özellikli tekrarlarını yapmıştır. Böylece de Peygamberin (asr) sadece bu sözleri, Hadis ismindeki Kur’an ile bir bütünlük içinde olduklarından, Peygamberin sadece bu sözleri de birer Hadis olmaktadırlar diye düşünmeğe başladım. Bu konuda şu eserlerde açıklamalar bulunmaktadır (Hadislerle İslam-7 Cilt – Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadis Ansiklopedisi Kütubi Sitte-Canan İ, Hadis-i Şerif Külliyatı-Cilt 1-Koçyiğit T, Hadis Kriterlerinin Yeniden Tanımlanması-Israr Ahmed Han).

Çünkü Hz. Muhammed, Kur’an dışında Din Kuralına yönelik Şura-73-74, Yunus-16, Kehf-27, Hakka-44-47 ve Bakara-79. ayetlerde kendisine yapılmış olan yasağın bilincindeydi ve Kur’an dışında Din Kuralı koymamış olduğuna inanıyordum.

Şura-73. Ya Muhammed! Şirk koşanlar, Kur'an'dan başka bir şey uydurup 'Allah böyle söylüyor' demen için, nerdeyse Seni vahyettiğimiz Kur'an'dan koparıp saptıracaklardı. Ve eğer istedikleri şekilde konuşup dediklerine uysaydın, Seni candan dost edinecekler ve karşı gelmekten de vazgeçeceklerdi. 74. Şunu da iyice bil ki, Biz Seni güçlü yaratmamış olsaydık, şirk koşanlara meyledip az daha onlara uyacaktın.

Yunus-16. Ey Muhammed! De ki: "Eğer Allah elçi olarak beni görevlendirmemiş olsaydı, bu Kur'an'ı Bana bildirmez, Ben de size okuyamazdım ve sizin de ondan haberiniz olmazdı. Çünkü yıllarca aranızda yaşadım. Şimdiye kadar kendiliğimden böyle bir şey söyledim mi? Aklınızı kullanıp düşünsenize!".

Kehf-27. Ya Muhammed! Mağara gençleri gibi başka herhangi bir konu hakkında da Rabbin, Sa­na Kur'an'da ne vahyetmiş /bildirmiş ise, sadece onu gerçek kabul et. Çünkü Rabbinin sözlerini /kelimelerini hiç kimse değiştiremez. Dolayısıyla da Allah’ın sözleri olan bu Kur’an’dan başka güveneceğin bir dayanağın olmayacağından, sadece O’na başvur.

Hakka-44. Eğer Peygamber, Kur'an dışında kendinden din kuralı diye bazı sözler söylemiş olsaydı, 45-46. O’nu kesinlikle gücünden ve desteğimizden mahrum bırakır, sonra yaşamına son verirdik. 47. Ve sizden hiç kimse de O’nu koruyamazdı.

Bakara-79. Kendi ürettikleri rivayetleri /görüşleri /sözleri kitaplara yazarak, "Bunlar Allah'tandır /Allah'ın ayetlerini açıklıyor" diye insan­lara sunan ve bundan çeşitli kazançlar elde etmek üzere uğraşanların vay haline! Hem kendi elleriyle yazdıklarından hem de bu yolla kazandıklarından dolayı sonlarının ne olacağının farkında değiller.

En’am-115. Rabbinin kelimeleri /buyrukları /din kuralları sadakat ve adalet yönünden şaşmayacak bir şekilde Kur’an ile tamamlanmıştır. Şunu da iyice bil ki, Allah'ın vadettiklerinden başka söze ve rivayete ihtiyaç yoktur.

Nur-54. Yine onlara de ki, "Allah'a ve O'nun buyruklarını bildiren elçisine itaat edin. Onun sorumluluğu, verilen görevi yerine getirmek, sizin de sorumluluğunuz onun bildirdiklerine uymaktır. Şunu iyice bilin ki, onun bil­dirdiklerine uyarsanız doğruyu bulursunuz. Çünkü elçinin tek görevi, indirdiklerimizi açıkça ve olduğu gibi size tebliğ etmekten ibarettir. Din Kuralı ön yargısını oluşturmak üzere Kur’an dışında söz söylemesini şu sözü ile onaylamadığını belirtmiştir:

Resulullah (as) şöyle emrettiler: "Benden Kur`an dışında bir şey yazmayın. Kim, Kur`an`dan başka bir şey yazmış ise, onu imha etsin." Ebu Saidil Hudri-Kütubi Sitte-4137. İşte bu nedenle, duyacağımız veya okuyacağımız her "Hz. Muhammed söylemiştir" sözünü, mutlaka bir ayete dayanarak söylenmiştir diye Kur'an'daki ilgili olan ayetle karşılaştırmak gerekliliğine inancım pekişiyordu. Söylenen bir sözün Kur’an-Hadis bütünlüğüne uygun bir ayeti yoksa, herhangi bir ayete de ters ise, mutlaka kabul etmemek gerekir diye düşüncem kuvvetleniyordu.

Buna paralel şu söz de Peygamberimize atfedilmiştir:

“Benden gelenleri Allah'ın Kitab'ına arz ediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Şâyet ona aykırı ise ben söylememişimdir."(Muhammed b. İdris eş-Şâfiî, Risâle, şerh. Abdülfettah b. Zafir Kebbare, Daru’n-Nafais, Beyrut, 1999, 224) (Murat Gebeşoğlu’nun Tezi. Hadislerin Kur’an’a Arzı.2006)

Görüldüğü gibi Hz. Muhammed (asr), gerek ayet ile ve gerekse kendisine atfedilen her söylediğinin mutlaka Kur'an'a uygun olması gerekliliğini vurgulamıştır.

Nahl-64. ayette de Peygamber’e, tek kaynak olarak Kur’an’a danışması önerilmiştir.

Nahl-64. Biz Sana bu Kur'an'ı indirdik ki şirk koşan ve riyakârlar başta olmak üzere insanların hem kabul etmedikleri, hem de anlaşmazlığa düştükleri dini konuları Kur'an'a göre kendilerine bildiresin ve bu bildirdiklerin, iman etmeye niyetli olanlara da doğru yola yönlendirici bir kılavuz /hüden ve bir rahmet olsun.

Fark ettim ki Casiye-8’nci ayette de bu paralelde ikaz yapıldığı vurgulanmıştır.

Casiye-8. Allah'ın ayetlerini duyduğu halde sanki hiç duymamış gibi, büyüklük /bilgiçlik taslayarak onları yok sayıp, yerlerine uyduruk rivayetler /hadisler üreten ya­lancı günahkârların vay haline! Onlara can yakıcı bir azabın olacağını bildir.

Konuya inşallah haftaya devam edeceğim.

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi