MUHARREM AYININ ÖNEMİ - 2

Geçen haftadan kaldığımız yerden devam edelim.
Sevgili Peygamberimiz'in torunu Hüseyin'in 680 yılında bu ayın ilk 10 gününde aç ve susuz bırakıldıktan sonra 10 ncu gününde Kerbela'da şehit edilmesiyle, Muharrem ayı, Müslümanlar için sevinç ayı yerine acı bir hatıranın yıldönümüne dönüştü. Matem Orucu tutulacak gün sayısı da zamanla ve özellikle Alevi toplumunda ve diğer bazı gruplarda 1-3 günden Kerbela katliamının Muharrem ayının ilk 10 gününe dayandırılarak 10 güne veya 12 imam inancına dayandırılarak 12 güne çevrildi. Fakat 10 ncu gün Aşure günü olarak ve daha sonraki Muharrem ayı günlerinde aşure yapılması şeklinde devam ettirilmiştir. Bu oruçta sahur yapılmaz ve 24 saat sonra oruç bozulur.
Muharrem ayının özellikle oruç günlerinde yas tutulur, düğün ve benzer eğlence yapılmaz, bazı Dünya nimetlerinden uzak durulur, bıçağa el sürülmez, hiç kimseye ve canlıya eziyet edilmez, üzülmesine neden olunmaz, dedikodu yapılmaz, Oruç günlerinde de et yenmez ve su içilmez. Su ihtiyacı genellikle sulu gıdalardan sağlanır.
Türkiye'deki en büyük anma merasimi İstanbul Halkalı'daki Aşura Matem Merasimi'nde yapılır. Bu tören Aşura gününü en iyi şekilde anlatması yönünden UNESCO tarafından en iyi Aşura Merasimi seçilmiştir. Ayrıca törende yapılan Aşura tiyatrosunun ve izleyicinin sayısı bakımından da Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olmuştur.
Gelenek halinde uygulanmakta olan 4 haram aylar uygulamasının aynı şekilde devam ettirilmesi, Tevbe-37 nci ayet ile yine Hz. Muhammed'e iman eden Arap toplumuna da uygun görülmüş ve değiştirmemeleri konusunda da ikaz edilmişlerdir. Çünkü İslamiyet'ten evvel Recep veya Muharrem aylarında savaş edebilmek için ayların yerlerini değiştirir, ileri veya geri alırlardı. "Tevbe-37. Haram ayların (Zilkade-Hicri 11, Zilhicce-Hicri 12, Muharrem-Hicri 1 ve Recep-7) yerlerini değiştirmek veya arttırmak demek, küfürde ileri gitmek¬ demektir ve bu davranışla da küfre sapanlar daha da azmış olurlar. Çünkü bu defa küfre sapmış olanlar, Allah'ın haram saydığı dört ayın yerine, haram olmayan başka bir dört ayı getirerek, Allah'ın haram saydığı dört aya denk düşürmek amacıyla, bir yıl haram olan ayları, bir yıl da yerine getirdikleri haram olmayan ayları helâl sayarlar. Böylece de Allah'ın haram kıldığı ayların haram¬lığını çiğnerler. Yaptıkları bu kötü değişiklikle de güzel bir iş yaptıklarını sanırlar. Çünkü Allah, küfre sapmış bir topluluğu kesin hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirmek olan doğruya ulaştırmaz".
Dört haram ay olmasına rağmen, Muharrem ayına sadece Aleviler tarafından değil, bütün Müslümanlar tarafından farklı bir önem verilmesi, bütün Müslümanlar için acı bir olay ve ortak bir yasın yıldönümü kabul edilmesinden dolayıdır. Kerbela, Müslüman toplumun ortak bir yas günüdür, kültürümüz ve geleneğimizdir. Temel değerlerimizden de biridir. Çünkü Kerbela'da saltanata, zulme, dini menfaati için kullananlara karşı Kur'an'ın hak yolunu, Hz. Muhammed'in terbiyesi ile yetişmiş soyundan, Ehl-i Beytinden torunu ve torununun oğlunun da olduğu 72 kişi şehit olmuştur. Bu sırada bu kişiler 10 gün susuz ve aç bırakıldı. Bebekler susuzluktan öldü, su almak isteyen büyüklerin su kapları kılıçlarla parçalandı. Katliamın 10 ncu günü Hüseyin'in başı kesilip Şam'a Yezid'e götürüldü. Yas tutanların su içmemeleri ve et yememeleri yaşanan bu acılara saygı amaçlıdır
Aşure günü yapılması önerilen işler olarak zamanla şunlar önerilmiş ve Müstehap (İslâm'da yapılınca sevap sayılan, yapılmayınca günah olmayan eylemlere verilen isimdir) olarak kabul edilmişlerdir:
• Aşure günü veya öncesi ile sonrası 2 gün de ek olarak oruç tutulmalı
• Dua edilmeli, şükür namazı kılınmalı ve verdiği nimetler için Allah'a şükretmek amacıyla
o Sıla-i rahim yapmalı. Yani akrabayı muhtaçları ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı
o Sadaka verilmeli ve bir muhtacın ihtiyacını giderip sevindirmeli
o Çoluk çocuk sevindirilmeli
o İlim öğrenilmeli veya ilim yapanlar desteklenmelidir.
Bence 10 ncu Muharrem günü, vücuda işkence ederek değil, amacının anlaşılması ve buna uygun bir yaşam benimsenmek üzere anma günü olarak ele alınmalıdır. Ve bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Kur'an ile Hz. Muhammed'in izinde olmayı özümseme ve öğrenmek olmalıdır.
Bu paralelde Hz. Muhammed, Hamza'nın şehit edildiği günün yıldönümlerinde matem /yas tutmadı. Matem tutmayı da emretmedi, aksine yasakladı. Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Matem tutmanın yanlışlığını Peygamber şu sözleri ile vurgulamıştır:
"Matem tutan, ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür." (Müslim)
"İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birincisi, birinin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır." (Müslim)
Zaten Alevi toplumun çoğunluğunun inancına göre de, bu ay canların, Allah'ın rıza ve sevgisini kazanmak, toplumsal birliği güçlendirmek, kardeşlik ve barış duygularını pekiştirmek, zulme ve haksızlığa karşı çıkmak ve mazlumdan yana olmak için iman tazeleme ve gönüllerini İslam nuruyla yıkama ayıdır. Yine bu görüşe göre; Kerbala, zulmün yaşandığı her yerdir. Kerbela, mazlumun zalime baş kaldırdığı mekandır. Aynı şekilde bu zulmü yaşatanlar Yezit'dir. Zulme direnenler ise birer Hüseyin demektir.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN (Tercüme)" ve "OKU! KONULARINA GÖRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 2 Kasım 2016 Çarşamba günü saat 17.30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "KUR'AN SOHBETİ" nin 61ncisine inşallah devam edeceğim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi