PEYGAMBERLERE DAİR BAZI ÖZELLİKLER


Son 3 haftadır Peygamberler grubu olduğuna, Hz. Musa ve Hz. Muhammed’e Peygamberlik görevinin ağaç aracılığı ile bizzat Allah tarafından hatırlatıldığına, özel yeteneklerle yaratılmış olduklarına ve gerek kendilerinin, gerekse tebliğ ettikleri vahiy kitaplarının sadece bulundukları topluma değil, bütün âlemler olarak İnsan ve Cin’lere birer rahmet olarak ve birer beşer olarak gönderilmiş olduklarına, sadece Allah'ın vahyettiklerini aktardıklarına, Allah’ın onlara vahyettiklerini insanlara aktarırlarken herhangi bir menfaat beklemedikleri ve ücret istemediklerine, kendilerine vahyedilen dışında tek bir söz veya dinî bir kural ilavesi yapmadıklarına, herhangi bir ekleme yapma hatalarına karşı şeytanın vesveselerinden de korunmuş olduklarına,  sadece büyük günahlardan korunmuş olduklarına, tebliğ ettikleri anlaşılsın ve insanlar bu bildirilenlere göre inançları ile yaşamlarını düzenlesinler diye ana dilleri ile vahiyler yapılmış olduğuna, devrimlerini başlangıçta daima toplumun ezilen kısmı ile yaptıklarına, dolayısıyla da ilk itiraz edenlerin, onlarla alay edip eziyet edenlerin toplumu sömürmekte olan kodamanlar olduklarına, Allah izin vermedikçe gaybı bilmediklerine, vefatlarından sonra Dünya ile de iletişimlerinin olmadığına, tebliğler çerçevesinde olacak yaşamları ile örnek olmalarına, her birinin muhafazakâr değil, birer devrimci olduklarına ve Hz. Muhammed de dahil olmak üzere hiçbir Peygamberin günah bağışlayıcı, yani şefaatçi olmadığı ve bu yetkinin sadece Allah’ta olduğuna değinmiştim. Şimdi de daha önce değinmemiş olduğum bazı Peygamber özelliklerine devam edeceğim:
Peygamberler sadece kendisine vahyedileni tebliğ edicidir, duyuran ve uyarandırlar, takipçi ve bekçi değildirler  (En’am-107. Eğer Allah onları özgür kılmasaydı ve puanlarına /arınmışlık derecelerine göre uygun da bulmasaydı, şirk koşma hatasına düşmezlerdi. Biz, Seni onların üzerine koruyucu /bekçi yapmadık. Ayrıca onların avukatı /vekili de değilsin. Şura-48. Ya Muhammed! Biz Seni, Bildirdiklerimize yüz çevirip ret edenlere, koruyup kollayıcı  ve onları savunmacı olarak göndermedik. Sana düşen sadece vahyettiklerimizi duyurmak ve onları uyarmaktır.).
Peygamberlerin bu uyarıcılıkları Ahzab-45-46 ncı ayetlerde “Kandil” olarak sembolleştirilmiştir (Ahzab-45-46. Ey Peygamber! Biz Seni Allah'ın uygun görüşü paralelinde, tek O’na iman etmeye çağıran bir davetçi, tebliğ ettiğin gerçeklere uyup uymayacaklara Ahrette şahitlik edecek, doğru yolda olacakları müjdeleyici, onları yanlışlar konusunda uyarıcı ve kandil gibi aydınlatıcı, yol gösterici bir ışık kaynağı /nur olarak gönderdik).
Peygamberlerin zorlama yapmalarının yasak olduğu Yunus-99, Gaşiye-22 ve Nisa-80 nci ayelerde açıklanmıştır  (Yunus-99. Ya Muhammed! Eğer Rabbin isteseydi, yeryüzünde yaşayan insanların tümü inanırdı. Dolayısıyla insanları, iman etsinler diye ikrah edecek şekilde sakın zorlama).
Ancak bu arada kendilerine indirilen kuralların canlı uygulayıcıları olmaları istenmiştir (Zumer-11. "Bana, daima Allah’a öncelik vererek ve sadece O’nun hoşnutluğunu gözeterek ve O'na hiç kimse veya şeyi aracı koymayıp, başka bir hedefi de öncelemeden ve sadece Allah’a ve Allah için ibad etmem ve dini uygulamada örnek olmam emredildi).
Allah tarafından, gerekince Peygamberlere yardım ve destek yapılmıştır (Tevbe-40. Sizler savaşa gitmemekle peygamberi yalnız bırakıp yardım etmezseniz, bilin ki Allah elçisini yalnız bırakmaz ve O’na nasr eder /mutlaka yardım eder /destekler).
Peygamberlere iftira etmenin azap nedeni olacağına değinilmiştir (Zariyat-8. Şirk koşan inkârcılar, tartışma konusu yaptıkları elçi ve Kur'an hakkında dayanaksız, iftira dolu sözler söylüyorlar. 9. İşte böyleleri, bu iftiraları ve gerçekleri saptırmaları nedeniyle henüz Dünyada iken başlamak üzere azaba uğruyor ve istekleri karşılanmıyor).
Peygamberlere itaat edilmesi ile sevilmelerinin, kendilerine indirilenleri kabul ederek olacağı üzerinde durulmaktadır (Al-i İmran-32. Yine onlara, "Allah'ın tek ilah olduğunu ve belirttikleri ile elçisine itaat edilmesi gerektiğini” söyleyerek tekrar tekrar hatırlat. Nisa-64. Ey iman edenler! Şunu iyice bilin ki, Biz bütün elçilerimizi, Allah’ın izniyle ve bildirdiklerine göre hüküm verilsin ve bunlara göre verecekleri hükümlerine uyulsun diye gönderdik.).
Peygamberleri aşırı övme ile onları ilahlaştırmanın yasak ve yanlış olacağına Cin-19, Al-i İmran-80, Hucurat-1 ve Münafikun-2 nci ayetlerde vurgu yapılmıştır (Cin-19. örneğin Allah'ın kulu olan /Muhammed, mescitte /toplantıda Allah'tan gelen vahyi anlatmaya kalktığında, ikiyüzlüler hemen Peygamber'i övmek için birbirleriyle yarış ediyorlar ve abartılı övmeye başlıyorlar. Al-i İmran-80. Ve size, Melekleri ve peygamberleri ilahlaştırıp Allah’ın yanına Rabler edinmenizi de emretmez. Müslüman olmayı /Allah'a içtenlikle teslim olmayı kabul edenlerden olduktan sonra da size Allah'a şirk koşup küfre sapmış inkârcılar olmanızı emreder mi hiç?).
Peygamberlere imanı değerlendirme yeteneği verilmemiştir (Muhammed-30. Ya Muhammed! Eğer Biz isteseydik, bu münafıkları /ikiyüzlüleri yüzlerine bakarak tanıma özelliğini verir ve Senin onları kolayca fark etmeni sağlardık. Yine onları konuşma tarzları ve sözlerinden de tanırdın. Ey insanlar! Siz tanıyamazsınız ama, şunu iyice bilin ki, Allah tüm yaptıklarınızı /amellerinizi bilir).
 Peygamberlerden sonra, vahiy bilgilerinin devamlılığını sağlamak üzere insanlara anlatmaya devam edilmesi istenmiş ve bunlara Peygamber mirasçıları denmiştir (Fatır-32. Ya Muhammed! Senden sonra da Kur'an'ı, kullarımızdan seçtiğimiz bazı kimselere miras bırakmışızdır. Fakat Kur’an’daki buyruklarımızı bilmelerine rağmen, kimi yanlış yola sapıp kendi nefslerine zulmedecekler, kimi orta yolu tutacak, kimi de Allah'ın izniyle en iyisini yapmada örnek olacaklardır. İşte Allah’ın en büyük lütfü bunlara olacaktır). Bu duruma göre de bu mirasçıların da Peygamberler gibi bulundukları topluma vahiy kitaplarını ana dilleri ile anlatmaları gerekmektedir.
Peygamberlerin dostlarına Tahrim-4 ncü ayette vurgu yapılmıştır (Tahrim-4. Ey Peygamber eşleri! İkiniz de Allah'a tevbe ederseniz, suç işlemiş olan kalpleriniz düzelmiş olur. Yok, eğer Peygamber'e karşıt olarak el ele verirseniz, şunu iyice bilin ki, Peygamber'in Mevla'sı /dostu önce Allah, sonra Cebrail ve sürekli salih ameller gerçekleştirmekte olan müminlerdir. Bunlardan başka Melekler de Peygamberi destekler).
Yine Nisa-69 ncu ayette, Ahret’te Peygamberlerle birlikte olacak olanlara değinilmektedir (Nisa-69. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, her kim Allah'ın tek ilah olduğuna ve gönderdiği buyruklarını bildiren elçisinin bildirdiklerine içtenlikle uyarsa, peygamberler, Allah'a vermiş oldukları sözlerine sadık olanlar, şehitler, 5 gaybe içten iman edenler ve salih ameller işlemiş olanlarla Ahrette beraber olacaktır. Ne güzel birer arkadaştır bunlar).
Tahrim-10 ncu ayette, Peygamberlerin yakını da olsa ve küfre sapmışsa, gereken azap cezasına mutlaka çarptırılacağı ve af edilmeyeceği belirtilmiştir (Tahrim-10. Ey insanlar! Allah sizlerden küfre sapmış olanlara Nuh'un karısı ile Lut'un karısını örnek olarak göstermektedir. çünkü bunlar salih ameller gerçekleştirmekte olan iki kulumuzun nikâhı altında bulunurken, onlara ihanette bulunmuş ve küfre sapmışlardı. Kocaları elçi oldukları halde, Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan engelleyememişler ve onlara  "Hadi, sizin gibi hak etmiş olanlarla birlikte Cehennem'e girin" denilmişti).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NöVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)", ve "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" kitaplarında bulabilirsiniz.  
NOT-2: 26 TEMMUZ 2017 çarşamba günü saat 17.30-19.00 da ise özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi