Şehirlerin Geleceği, Geleceğin Kentleri

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 77’si kentlerde, yüzde 93’ü il ve ilçelerde yaşıyor. Belde ve köylerde yaşayanların oranı giderek azalarak ‘sıfırlamaya’ doğru yaklaşıyor. Tüm dünyada olduğu gibi kır-kent ayrışması, Türkiye’de de kentler lehine gelişmeye devam ediyor. Bu noktada akla şöyle birkaç soru geliyor. Kır ile kenti ayırt eden nedir? Bir yerleşim diğerine oranla daha fazla ‘kent’ sayılabilir mi? Geçmişte kent olmanın bir kriteri var mıydı? Günümüzde kenti tanımlayan kriterler var mı? Bunlar geleceğe doğru nasıl değişecek?


 


Şehir ya da Kent


Şehir, insan yerleşimi olarak kasaba, köy gibi birimlerden daha fazla nüfusu barındıran ve daha karmaşık bir yapıdır. Türkçede şehir ve kent aynı anlamda kullanılır. Kent sözcüğü aynı zamanda idari ve tüzel bir oluşumu ifade etmek üzere kullanılır.


 


Kentler genel olarak sağlık hizmetleri, elektrik-enerji-su gibi altyapı arzı, arazi kullanımı, konutlaşma ve ulaşım açılarından karmaşık sistemler içerirler. Sosyal ve ekonomik gelişmelerin kentteki yoğunlaşması, kişiler ve kuruluşlar arası ilişkileri çok taraflı olarak kolaylaştırır. Diğer yandan kentsel büyüme ile birlikte yoğunlaşmanın ortaya çıkardığı bazı sorunlar ve darboğazlar da oluşur. Günümüzde bilimsel, teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmelerin yansıları doğrudan kentlerde izlenebiliyor. Kırın kente dönüşümü ile kırda yaşayanların kente çok temalı göçü kent yerleşimleri için yeni konu ve sorunları da beraberinde getiriyor.


 


Sürdürülebilir Gelişme


Tüm dünyadaki yerleşim gelişmelerini izlediğimizde Küresel çağ’ın makro tercihinin kentlerden yana olduğunu görüyoruz. Günümüzde gelinen kentleşme oranı ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde gelişmenin büyük oranda kentler tarafından kentlerde belirleneceğini ima ediyor. Günümüzün kentleri, ekonomilerin hareket ettirici makineleri olarak önemli roller üstleniyor. Bu tespit, çağdaş kentin kendisi dışında çevresi açısından da bağlantılılık, yaratıcılık, inovasyon ve üretim mekânı fonksiyonunu yerine getirdiğini gösteriyor. Gelecekte de bu yönelimin devam edeceği anlaşılıyor.


 


Günümüzde yaşanan sürdürülebilir yaşam çevresi sorunlarının pek çoğu kentler tarafından yaratıldı. Diğer yandan enerji ve kaynak kıtlığı gibi sorunların gelecekte aşılması da gene kentler tarafından gerçekleştirilecek. Kentte birikmiş kolektif bilgi, yetenek ve deneyim sayesinde gelişimin bu yönde olmasını umut ediyoruz. çağdaş kentler hakkında bu iyimser umudu taşırken bu kentlerin aynı zamanda işsizlik, yoksulluk ve ayrımcılık gibi sorunların da kaynağı ve mekânı olduğunu hatırlamak gerekiyor.


 


Geçmişin kentlerine daha çok fiziksel altyapı sorunları meydan okurken yaşadığımız çağda insana ve topluma özgü yeni ekonomik, sosyal ve psikolojik sıkıntılar öne çıkabiliyor. Artık kentin idari sınırları kentsel değişim ve gelişimin ekonomik, sosyal, kültürel, fiziksel ve çevresel gerçeğini ifade etmek için yeterli değil. Hem kentin yönetimi hem de kentin daha büyük ölçekli (hiyerarşik olarak üst) platformlarda yetkili temsili açısından farklı yönetişim modelleri gerektiriyor. Küreselleşmenin işaret ettiği ufka baktığımızda bunu daha kolay kavrayabiliyoruz.


 


Gelecek ve Vizyon


Kenti ve geleceğini yeniden tanımlamamız gerekiyor. Amaçlar, hedefler ve değerler açısından geleceğin kenti nedir, nasıl olacaktır? Daha önemlisi, bu çerçevenin paylaşılır olması vazgeçilmez bir niteliktir.


 


Geleceğin kenti yüksek düzeyli sosyal dayanışma, dengeli konutlaşma, herkes için sağlık ve eğitim hizmeti sağlayan; kültürel iletişime açıklığı ve çok kültürlülük özelliği ile demokratik platform niteliğine sahip yeşil yaşam çevresine değer veren; ekonomik açından hareket ettirme gücü ile donanmış bir çekim mekânıdır. Bu ifade tüm karmaşıklığına rağmen kentsel yerleşimin kozmetik bezemelerden ibaret olmaması gereğini yeterince ifade ediyor.


 


(Devamı var.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi