TEMİZLİK İMANDAN, YA KİRLİLİK ?

TEMİZLİK İMANDAN, YA KİRLİLİK ?


Havaların sıcak olması insanların piknik alanlarına akın etmesini, özellikle gençlerin de Porsuk kenarında estetik olsun diye oluşturulmuş olan çimenlere veya banklara oturup serinlemeye çalışmasını zorunlu kılmıştır. Yine Güneş’in sıcağında yürüme güçlüğü nedeniyle insanlar, en kısa mesafe için de olsa, ya tramvaya veya diğer toplu taşıma araçları olan otobüslere, minibüslere binmeyi tercih etmekte, bu yönelme ise bu toplu taşıma araçlarının kalabalıklaşmasına, boğucu bir havanın oluşmasına ve yolcuların aşırı terlemesine neden olmaktadır. Ancak vücut temizliğini önemsemeyip çok seyrek yıkanan ve hem vücudu, hem de elbiseleri kokan insanların çokluğu da toplu taşımada sıcaktan oluşan kötü durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Benzer kötü kokulu olumsuz durum, camilerdeki yıkanmayan kokulu çoraplar olmakta ve bu koku yakında bulunanların namaz için gereken konsantrasyonlrfarını bozmaktadır.


        Gerek piknik yerlerini, gerekse Porsuk kenarını kullananlar, eğitim düzeyleri veya yaş gruplarına bakılmaksızın, büyük çoğunluğu, oturdukları yerleri kirli bırakmakta ve temizleme ihtiyacı duymamakta ve bıraktığı kirliliğin nelere yol açacağını düşünmemektedir. Bırakılan kirlilik bir taraftan mikrop ve sineklerin üremesine yol açarken, diğer taraftan başka gelecekler için tiksindirici bir görüntü demektir, ayrıca temizlik görevlilerinin zamanını buraların temizliğine harcamalarına neden olmaktadır. Yine buralarda hava almak üzere gezmeye gelenler için de görüntü kirliliği ve yeşil alanın güzelliğini kaybetmesi demektir.


       Oturulan yerlerin temiz tutulması gerektiğine dikkat çekmek amacıyla Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından “çekirdek çitleyen ve artıkları elinde tuttuğu bir kaba koyan eşek” heykeli yaptırılıp Porsuk kenarına konuldu. Ne enteresandır ki ve muhtemeldir ki oturduğu yeri kirli bırakmaktan zevk alan kişi veya kişiler tarafından heykelin kulakları kırılıp, kirli bırakılan çimenlerin üzerine atılmıştır.


       Gerek oturulan çimen veya bankların kirletilmesi ve gerekse toplu taşıma araçlarının vücut temizliğine dikkat etmeyenlerce hoş olmayan kokularla çekilmez hale gelmeleri, insanlarımızın temizliği önemsememeleri nedeniyle oluşan durumlardır.


       Ortak kullanım alanları veya vücut kirliliği “Temizlik imandandır” sözüne ters gelen maddî ve görsel, şekilsel kirliliklerdir.


       Ondört asırdır Bakara-177, 285 ve Nisa-136. ayetlerde açıkça belirtilen imanın 5 şartı olan Allah’ın tek ilah oluşuna, Ahret’e, Meleklere, Peygamberlere ve Vahiy kitaplarına inanma demek olduğuna sadece değinilmektedir.


Bakara-285. Elçi /resul, Rabbinden kendisine indirilene /Kur'an'a inanıp iman etti, tebliğ ettiği muhkem /değişmez amaç hüküm buyruklarına inanan müminler de. Hepsi Allah'a, Ahrete, Meleklerine, kitaplarına ve elçilerine içtenlikle iman ettiler ve "Elçilerinin hiçbirisi arasında ayırım yapmadan, işittik ve uyduk. Rabbimiz bizi bağışla ve biliyoruz ki hesap vermek üzere Ahrette dönüş Sana olacaktır." diyerek de içtenlikle iman edişlerini sözle de ifade ettiler.


 


Nisa-136. Ey insanlar! Allah'a, buyruklarını bildiren elçisine, el­çiyle indirdiği kitaba /Kur'an'a ve daha önceden indirdiği kitaplara içtenlikle /tam bir teslimiyetle iman edin. Kim Allah'ı, Meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve Ahret gününü inkâr ederse /küfre saparsa, yanlış yola iyice sapmış ve doğru yoldan iyice uzaklaşmış demektir.


       İlk şart olan Allah’ın tek ilah olduğuna ve kulluğu sadece O’na yapmak gerektiğine iman etmek, kişinin ancak Müslüman oluşunu sağlamakta, imanın diğer 4 şartın da eklenmesi de sadece yüzeysel imanlılığı kazandırmaktadır. İşte bu kişi artık yüzeysel imanlı Müslüman olmaktadır. İçten imanlılık Kur’an’da “Ya eyyuhelleziyne amenu ve 'amelussalihati” ifadesinin defalarca tekrar edilmesiyle de Salih ameller gerçekleştirme şartına bağlanmıştır. Böylece Salih ameller /faydalı ve olumlu işler gerçekleştirme olmaksızın olan iman hem içten olmamakta, dolayısıyla kişinin yaşamına yansımamakta, hem de dini şekilsel uygulamalara sınırlı kılmakta ve dini bu şekilsel uygulamalar olarak görmesine neden olmaktadır.


       İmanı içselleştirecek salih /faydalı işler demek, Kur'an'da muhkem /değişmez ana kurallar olarak bildirilenlerden yasakları çiğnememek ve yapılması istenenleri yapmak demektir. Bunlardan yasakları çiğnemek "Haram", yapılması istenenleri yapmamak ise "Günah" olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle de Kur'an'da bildirilen muhkem /değişmez ana kuralların bilinmesi oldukça önemli olmaktadır.


       Dünya, öğrenci Ruh için bir eğitim okuludur ve vücudumuz Ruh'un kullandığı okul üniforması demektir ve vücuda canlılığı veren Allah'ın üflediği bu Ruh'tur. Dolayısıyla Allah'ın bize emanet olarak verdiği vücudumuzdur ve en başta değer vereceğimiz, koruyacağımız ve maddî ve manevî yönleri ile sağlıklı tutmak üzere çaba göstereceğimiz budur. Aynı çabayı Allah’ın diğer varlıkları olan insanlara, hayvanlara ve bitkilere de göstermemiz istenmektedir. Tabi temiz olmak da bu çabanın önemli bir yönüdür.


Secde-9. Bu sıvıdan onu biçimlendirir ve sonra onun için yarattığı tertemiz ruhundan üfle­yip bilinçli bir canlılık verir,  böylece verdiği işiten kulaklar, gören gözler ve işleyen beyin ile onu en mükemmel hale getirir. Bu nimetlerine rağmen siz halâ çok az teşekkür ediyorsunuz /çok az şükrediyorsunuz.


       Bu nedenle vücudu alkolizm ve sarhoşluktan, olumsuz nefslerden ve olumluların da ifrat ve tefritinden uzak tutmamız da birer muhkem /değişmez ana kural olarak Kur’an’da vurgulanmaktadır (Nisa-43, Taha-81)


Taha-81. Size verdiğimiz rızkların haram karışmamış olanlarından yiyin ve bu konuda aşırılığa gidip israf yapmayın ve şımarmayın. Yoksa Benim gazabıma uğrarsınız. Şunu da bilesiniz ki, gazabıma uğrayanlar mutlaka perişan olurlar.


       Dünya da Ruhlarımızın eğitim binası olarak suyu, havası ve toprağı ile koruyup kollamamız gereken bir emanettir.


       Gerek kendi vücudumuza, gerekse başka canlılar ile Dünya maddelerini korumak, Allah’ın bize vermekte olduğu maddî, manevî ve bilgi nimetlerine karşılık bizim hem bireysel faydamız demek olan “İnfakımız”, hem de toplumsal fayda sağlamamız demek olan “Zekâtımız” olacaktır. Bunları yerine getirmek ise içselleştirilmiş güçlü bir imanlı demek olan “Salih ameller gerçekleştirmiş imanlı”, yani “Mümin”lik aşamasına ulaşmışlığı gerektirir. çünkü Salih amelsiz iman demek, için boş ve içselleştirilmemiş iman demektir ki, kirliliğin temelinde bu eksiklik yatmaktadır. Bu kişilerde başka yaratılanlara fayda sağlamak üzere salih ameller /faydalı işler gerçekleştirme alışkanlığı oluşmamış olduğu için, ortak kullanım alanlarını kirletmeyip temiz bırakma ve başkalarına zarar vermeme düşünce ve davranışı da görülmemektedir.


NOT: NöVAK Vakfına ait olan Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN TERCüMESİ", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ-Sözlük" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".  


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi