Yaratıcı Düşünmek

Yaratıcılık açısından bakıldığında, düşünmenin hayal etmekle yakından ilgisi var. Ama düşünme eylemi, başıboş hayallerden ibaret değil. Herhangi bir problemi çözerken yaratıcı olmanın yanında sistemli, düzenli ve hedefe odaklı olmak gerektiği gibi düşünmeyi de bu tür bir sistem olarak algılamak uygun olur.


 


Düşünme süreci, bir sistemdir; her sistemde olduğu gibi yapıtaşlarından ve ilişkilerden oluşur. Bir sistemi çözümleyebilmek (analiz edebilmek için) bazı yöntemler, teknikler ve araçlar kullanırız. Bunlar arasında (örneğin istatistik gibi) hesap bilimleri ve mantık önemli bir yer tutar. Ezberler ve alışkanlıklar düşünme eyleminin yerine geçer. Düz mantık da böyledir. Ezberlerin, alışkanlıkların veya düz mantığın kolaycılığının bizi yanıltmaması gerekir. Buradaki kastım, matematiğin ve mantığın işlem-yoğun dünyası içinde kaybolmamak ve güncel düz mantığın kuşkuculuğumuzun yok olmasına yol açmamasıdır.


 


Düşünmeyi insanın önemli niteliklerinden birisi kabul eden kişi sorunları ve olayları derinlemesine analiz etme isteğine ve becerisine sahip olmalıdır. Analiz süreci, kimi durumlarda bilinen yol ve araçlara meydan okuyabilir, yeni yaklaşımların geliştirilmesine önayak olabilir. “Yeni” bir durum karşısında doğru açıklama veya yorumlama için yeni yol ve araçlar, yeni analiz ve anlatı biçimleri, yeni kanıtlama ve doğrulama yaklaşımları gerekebilir. Gelecek, uzun vadede geçmişin bir devamı gibi görünse de; sosyal ilerleme, sıçrama yapabilmek için “yeni” olana ihtiyaç duyar.


 


Bilim ya da disiplin olarak sınıflandırdığımız bilgi grupları, öz olarak evrene, doğaya ya da topluma bakış açımızı ifade eder. Aynı maddi olaya fizik, kimya veya biyoloji farklı yöntemi teknik ve araçlarla farklı açılardan bakabilir. Bakılan “şey” aynı olduğuna göre farklı bakışların birbirlerinin yaklaşımlarından esinlenmeleri kadar olağan ne olabilir?


 


Yeni” olanı üretmek için her şeyi sıfırdan tasarlamak gerekmeyebilir. çoğu zaman yenilik tohumları, uzak ya da yakın başka alanlarda bulunabilir. Bir örnek vermem gerekirse; sanat alanında mevcut bir sorun için ihtiyaç duyulan çözümü fizik bilimi alanında bulabiliriz. Kimyanın geliştirmiş olduğu bir yöntem veya teknikten ekonomi alanında yararlanmak mümkün olabilir.


 


Yaratıcılık


İhtimaller… Belki de yaşamı eğlenceli hale getiren en önemli unsur… Yaşamın kendisinde asla iki kere ikinin dört ettiği monotonluğu yoktur. Tavlada oyuncunun tüm zar atışları (ihtimal gereği) 6-6 olabilir ama bu, oyunun kazanılacağı anlamına gelmez. Geleceğin belirsizliği yaşamı daha güzel, heyecanlı ve eğlenceli hale getirir.


 


Nitelikli düşünme yetisini geliştirmiş kişi, daima ihtimallere açıktır. Onun için ihtimaller, düşünme becerisinin gıdalarından birisidir. Bir ihtimalle karşılaştığında bununla ilgili bir varsayım geliştirir; bilgi, deneyim ve araştırmaları ile bunu sınar, doğrulamasını yapar. İhtiyaca ve sorunun niteliğine bağlı olarak varsayımları (veya çözümleri) çoğaltır; doğruladıkları arasında kıyaslama ve önceliklendirme yapar. Bilinenler dışında denenmemiş varsayımlar ve yeni çözümler bulmaya çalışır.


 


Yaratıcı düşünmenin ilk unsurlarından birisi “Eğer?” sorusunu sorabilmektir. “Eğer” ile başlayarak kurulan varsayım “Neden?” sorularının cevaplanması ile sürer. “Eğer” ve “Neden” sorularını soramazsak, düşünmenin yaratıcılık unsurunu dışarıda bırakıyoruz demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi