“Elektriğe örtülü zam”

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ'de değişiklik yapılmasına ilişkin yeni tebliğ yayımladı. Yeni tebliğin sonucu elektriğe zam yapılmasına karşın faturalarda artış yaşanacağını dair Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Eskişehir Şube Başkanı Ahmet Şakar açıklamalarda bulundu.
Şakar, “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Son Kaynak Tedarik Tarifesi’nin Düzenlenmesi Hakkında Tebliği’nde yeni bir değişikliğe giderek, konut aboneleri için yıllık tüketim limitini 5 bin kilovatsaatten (KWH) 3 bin KWH’a düşürmeye yönelik program planladığını duymaktayız. Bu değişiklik, milyonlarca hanenin daha “son kaynak tedarikçisi” kapsamına girmesine neden olur. Yani milyonlarca konut ulusal fiyat tarifesinden çıkarak, enerji borsasındaki dalgalanmalara bağlı serbest piyasa fiyatlarına tabi olacaktır. Bu da doğrudan doğruya örtülü bir zam, başka bir ifadeyle enerji maliyetlerinin özel sektör lehine yeniden dağıtımı anlamına gelir. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) olarak hesaplamalarımızda, dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartları için aylık 230 KWH tüketeceğini varsaymaktayız. 5000 KWH olarak yapılan ilk sınırlama ile aboneler için aylık tüketim limiti 417 KWH’e düşüyordu. Bahsi geçen 3 bin KWH sınırı, aylık tüketimlerin eşit olarak gerçekleştiği varsayıldığında ortalama 250 KWH tüketime denk gelmektedir. Yani başka bir deyişle ortalama sınıra çok yaklaşan, 250 KWH’lık bu aylık tüketimin üzerine çıkan abonelerin faturaları yüzde 60 ila yüzde 100 oranında zamlı olacaktır” diye konuştu.
“Tüketiciler Tek Taraflı Fiyat Dayatması Altında”
Söz konusu miktarın dört kişilik bir ailenin yalnızca aydınlatmada, buzdolabı, çamaşır, bulaşık makinesi, televizyon gibi temel elektrikli ev aletlerini kullandığında tüketilen enerjiyi yansıttığını ifade eden Şakar, Bu değer içinde elektrikle ısıtma veya soğutma tüketiminin yer almadığını dile getirdi. Şakar, “Yazın klima kullanan veya kışın elektrikli soba kullanan haneler şu anda zaten 5 bin KWH sınırını da aşmaktadır. Bu değişiklik, söylendiği gibi yalnızca elektrikli araçlarını da şarj eden yüksek tüketimli villa tipi haneleri değil, asgari yaşam standardı düzeyinde tüketimi olan aile konutlarını da tehdit edecektir. Gizli zammın içerdiği bu uygulamayı savunmak için ileri sürülen “rekabet teşvik” ve “yüksek tüketim yapanları öz tedarike yönlendirme” gerekçeleri gerçeği yansıtmamaktadır. Son kaynak tarifesine geçecek aboneler, artık sabit kamu tarifesiyle değil, spot enerji borsasında oluşan Piyasa Takas Fiyatı (PTF), YEKDEM gibi döviz bazlı değişken bedeller ödeyecektir. Konut abonelerinin “tedarikçi seçme özgürlüğü” de kâğıt üzerinde kalmıştır; fiilen tüketiciler tek taraflı fiyat dayatması altındadır. Bu nedenle “rekabet” ifadeleri yalnızca kâr aktarım mekanizmasını gizleyen bir söylemdir. Enerji politikaları, kamusal üretim ve sosyal tarife ilkeleriyle yeniden düzenlenmelidir. Maliyetleri düşürmek için kamunun bir an önce alım ve fiyat garantileri içeren enerji ihaleleri yerine doğrudan yatırım yapması gerekir. Ekonomik krize karşı kalkınma perspektifiyle hazırlanmış toplumsal bir enerji programına geçiş yapılmalıdır. Elektrik üretimden dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır" sözlerini kaydetti.