“Eskişehir tarımını kurtaracak”

“Eskişehir tarımını kurtaracak”
Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç’tan planlı üretim vurgusu yaptı.

Eskişehir’de hava sıcaklığının iyice düşmesinin ardından hafta sonunda Eskişehir’de kar yağışı yaşandı. Kar yağışı gerçekleşti ama tarım üretici açısından istenilen seviyede kar yağışı gerçekleşmedi. Tarımsal üretimde yaşanan su sorunu ile ilgili Eskişehir Yaş Sebze ve Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Yıldıran Kılıç açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Yağışların yetersizliği nedeniyle önümüzdeki sezonda barajdan su bırakılmaması ihtimali konuşuluyor. Eğer bu gerçekleşirse Mutalip’ten Polatlı’ya kadar uzanan geniş bir alanın yeraltı suyu beslenemeyecek, bu da Eskişehir için ciddi bir susuzluk riski anlamına gelecektir. Porsuk Çayı bu bölge için olmazsa olmazdır. Asıl ihtiyaç, yüksek kesimlerde biriken ve yavaş yavaş eriyerek barajları besleyen sürekli kar yağışıdır. Tek seferlik, az miktardaki kar veya yağmurla susuzluk sorunu çözülemez. Kış mevsimi mart ayına kadar sürer; geçmişte mart ayında bile Eskişehir’de ciddi kar yağışları yaşanmıştır. Bugün ise hem Eskişehir’de hem çevre bölgelerde kar miktarı oldukça düşüktür. Yağışlar kış boyunca düzenli devam etmezse tarım ve su kaynakları açısından bir fayda sağlanamaz” ifadelerini kullandı.

Bu yıl üretici açısından kazançlı bir yıl olmadığını ifade eden Kılıç, üretim bolluğundan dolayı yetiştirilen ürünlerin tarlada kaldığını dile getirdi. Kılıç, “ Bu yıl üretici ürününden para kazanamadı. Aşırı üretim ve talep yetersizliği nedeniyle ürünlerin yaklaşık yarısı tarlada kaldı. Pazara ulaşabilen ürünlerin de önemli bir kısmı aracı zincirinde kayboldu. İlginç olan ise bu kadar bol üretime rağmen fiyatların vatandaşa yansımamasıdır. Örneğin Eskişehir’de üretici domatesi toptan en fazla 10 TL’ye verdi, pazarda ise 15 TL’yi geçmedi. Buna karşın büyük şehirlerde domates 30–40 TL’den aşağı satılmadı. Bu durum denetim mekanizmalarının yetersiz olduğunu gösteriyor. Üretici zarar ederken asıl kazancı aracılar elde ediyor. Üretim mutlaka planlanmalı ve dengelenmeli. “Üretim bol olursa fiyat düşer” anlayışı doğru değil. Üretilen ürün vatandaşa ulaşmıyorsa bolluk ucuzluk getirmez. Türkiye’de akaryakıtın yüzde 93’ü, gübre ve ilaç gibi temel girdiler dışa bağımlıdır. Tohumda kısmi yerli üretim olsa da maliyetler çok yüksektir. Bugün aslında sebze değil, su satıyoruz; yani geleceğimizi tüketiyoruz. En kritik mesele su olmasına rağmen yeterli önlem alınmış değil. Eskişehir için hayati öneme sahip kapalı sistem sulama projesi 2017’de planlandı. Mutalip’ten Alpu ve Yeşildon’a kadar yaklaşık 185 bin dönüm araziyi kapsayan bu proje yüzde 45–50 oranında su tasarrufu sağlayacak ve belki de Eskişehir tarımını kurtaracak. Ancak yıllardır hayata geçirilemedi. Gidişat değişmezse 5–10 yıl içinde Eskişehir’de tarımı değil, içme suyunu konuşur hale gelebiliriz. Sorun sadece tarımda değil; sanayide ve günlük hayatta da ciddi bir su israfı var. Önümüzde zor ve sıkıntılı günler bulunuyor" diye konuştu.

Etiketler :