İflaslarda korkunç artış!

İflaslarda korkunç artış!
 Muhabir
Anahtar Parti Eskişehir İl Başkanı Çağlar Ölce, konkordato başvurularındaki artışa dikkat çekti.

9 ayda verilen geçici mühlet kararı 2 bin 85 oldu. Ocak-eylül döneminde iflas kararı verilen dosya sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 117 artarak 165’e yükseldi. Konkordato başvurusundaki artış ile ilgili Anahtar Parti İl Başkanı Çağlar Ölce Eskişehir Ticaret Odası önünde açıklamalarda bulundu.

Yaptığı açıklama küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayakta durmakta zorlandığını belirten Ölce,üretim maliyetlerinin öngörülemez biçimde artmasının işletmelerin plan yapmakta çok zorlandığına dikkat çekti. Ölce, “Bu tablo, sadece bir şirketin iflasıyla sınırlı değil; ardında yüzlerce çalışanın, onlarca tedarikçinin ve binlerce ailenin geçim mücadelesi yatıyor. Hepimizin bildiği gibi konkordato, aslında firmaların yeniden nefes alabilmesi için oluşturulmuş bir yasal mekanizma. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu mekanizma bir “çıkış kapısı” olmaktan çok, çaresizliğin simgesine dönüşmüş durumda.Konkordato başvurularının temelinde birkaç ciddi neden yatıyor. Öncelikle artan finansman maliyetleri, işletmelerin en büyük yüklerinden biri haline geldi. Üretim yapmak, yatırım yapmak ya da sadece faaliyetini sürdürmek isteyen her işletme, yüksek faiz oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bunun üzerine yüksek enflasyon eklendiğinde, hem girdi maliyetleri hem de tüketicinin alım gücü aynı anda düşüyor. Bu da iç pazarı daraltıyor.Üretim maliyetlerinin öngörülemez biçimde artması, işletmelerin plan yapmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bir ay öncesinin maliyet hesabı, bugün geçerliliğini yitiriyor. Hammadde, enerji ve işçilik giderlerindeki dalgalanmalar, firmaların uzun vadeli düşünmesini engelliyor. Ayrıca krediye erişimde yaşanan güçlükler, birçok işletmeyi nakit sıkışıklığıyla karşı karşıya bırakıyor. Bankalar, teminat şartlarını ağırlaştırıyor; küçük üreticiye, esnafa nefes alacak alan kalmıyor” ifadelerini kullandı.

“Belirsizlik, Piyasada Güveni Zedeliyor”

En çok konkordato başvurusu yapılan sektörlerin başında tekstil, inşaat ve metal ürün sanayileri geldiğini belirten Ölce, 3 sektörün istihdamın ve üretimin bel kemiğini oluşturduğunun altını çizdi. Ölce, “Bu nedenle burada yaşanan her sıkıntı, sadece firmaları değil, geniş bir ekonomik zinciri de etkiliyor. Bir fabrikanın üretimi durduğunda, o fabrikanın tedarikçisinden nakliyecisine, servis sağlayıcısından işçisine kadar herkes bundan etkileniyor. Bu durum, ekonomide “zincir iflaslar” olarak kendini gösteriyor.Konkordato sürecinde en büyük mağduriyetlerden biri de alacaklıların korunamaması. Bir işletme konkordato ilan ettiğinde, çoğu zaman alacaklı firmalar ve çalışanlar belirsizlik içinde kalıyor. Bu belirsizlik, piyasada güveni zedeliyor. Oysa bu süreçler, adil ve denetimli şekilde yürütülse, hem firmalar toparlanabilir hem de alacaklılar mağdur olmaz.Bizim önerimiz, konkordato süreçlerinde mutlaka “Alacaklılar Kurulu” oluşturulması yönündedir. Bu kurulda sadece finans temsilcileri değil, işçi temsilcileri de yer almalıdır. Çünkü bir şirketin geleceği sadece rakamlardan ibaret değildir; o işletmede emeğiyle çalışan insanların da söz hakkı olmalıdır” diye konuştu.

“İkinci Başvuruya İzin Verilmemeli”

Konkordato sistemini bazı firmaların kötüye kullanıldığını savunan Ölce, Hem sürecin ciddiyetinin zedelendiğini hem de piyasadaki güvenin sarsıldığını kaydetti. Ölce, “Bu nedenle, aynı firma için ikinci kez konkordato başvurusuna izin verilmemelidir. Konkordato sadece işletmeleri değil, binlerce işçinin geçimini doğrudan etkiliyor. Üretim durduğunda, ilk etkilenen kesim işçiler oluyor. Bu yüzden konkordato sürecinde en hassas konulardan biri, çalışan haklarının korunması olmalı. Biz Anahtar Parti olarak, bu noktada Kıdem Tazminatı Garanti Fonu kurulmasını öneriyoruz. Böylece işveren ekonomik sıkıntıya düşse bile, işçinin hakkı güvence altına alınır. İşçinin emeği, bir alacak kalemi olarak değil, kutsal bir hak olarak korunmalıdır. Ülkemiz güçlü bir üretim kapasitesine ve çalışkan bir insan kaynağına sahip. Ancak bu potansiyelin korunabilmesi için şeffaf, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik düzen kurulmalı. Biz Anahtar Parti olarak, üretimin, emeğin ve alın terinin yanında durmaya devam edeceğiz. Krizleri konuşmak kadar, çözüm üretmenin de sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin yeniden üreten, güvenen ve büyüyen bir ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Etiketler :