“Ağaç değil umut kesiliyor!”

“Ağaç değil umut kesiliyor!”
Odunpazarı Kent Konseyi İklim Krizi ve Çevre Çalışma Grubu adına konuşan Nezahat Telci, TBMM’de komisyondan geçen torba yasa teklifinin 11. maddesine tepki gösterdi.

19 Haziran 2025’te Meclis komisyonundan geçen torba yasa teklifinin 11. maddesi, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. OKK İklim Krizi ve Çevre Çalışma Grubu adına açıklama yapan Nezahat Telci, yasanın sadece tarımı ve doğayı değil, gelecek nesilleri de tehdit ettiğini belirtti. Telci, “Zeytin yalnızca bir ağaç değil; tarımın, kültürün ve doğanın ta kendisidir. Bu yasa teklifine karşı sessiz kalırsak, sıradaki ağaç evimizin yanındaki olabilir” diyerek çağrıda bulundu.

Telci açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Kabul edilen maddeye göre, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunan zeytinlik alanlar, belirli şartlar altında madencilik faaliyetlerine açılabilecek. Bu durum Zeytinliklerin korunmasıyla enerji/maden yatırımları arasındaki gerilimin yıllar içinde nasıl tekrar tekrar gündeme geldiğini gösteriyor. Her seferinde kamuoyu tepkisiyle karşılaşılmasına rağmen, farklı yollar denenerek, hedefe ulaşmaktan vazgeçilmiyor. Oysa zeytin yalnızca bir ağaç değil; tarımın, kültürün ve doğanın ta kendisidir. Zeytinlikleri “kamu yararı” adı altında madenciliğe açmak, gelecek nesillerin nefesini, soframızdaki ekmeği, doğanın dengesini hiçe saymaktır. Muğla’da halen faaliyette bulunan üç termik santrale kömür sağlamak için 400 bin dönüm arazideki yüz binlerce zeytin ağacı yok edilmek isteniyor. Yasa teklifine göre zeytinlikler ve tarım arazilerinin kamulaştırma yetkisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na devredilecek, bu bölgelerde yürütülecek maden ve enerji projeleri için yetki, doğrudan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) verilecektir. Yasa teklifi, madencilik ve enerji projeleri uğruna yalnızca binlerce yıllık zeytinlikleri değil, ormanları, sulak alanları, SİT alanlarını tehdit etmektedir. Bir yandan yeşil dönüşüm ve net sıfır emisyon hedeflerinden bahsedilirken, diğer yandan ormanlar ve tarım alanları yok edilerek kömür madeni açılmasının önü açılıyor. Koruma altındaki doğal alanlarda da madenciliğin önünü açarken, mevcut ruhsatsız kaçak madenlere af getiriliyor. Yasa, ÇED süreçlerini hızlandırarak, özellikle ruhsat süreçlerini kolaylaştırarak, ÇED süreçlerinde ciddi istisnalar getiriyor. Yenilenebilir enerji santrallerinin özellikle mera alanlarında ÇED yapılmadan kurulmasına zemin hazırlıyor. Teklife göre ‘’stratejik ve Kritik madenler’’ için’’ acele kamulaştırma kararı ‘’alınabilecek ve bu kararlar tapu hükmünde olacak. Bu da özel mülkiyet hakkının sınırlanması ve kamusal denetimin zayıflaması anlamına geliyor.

“Kömür İçin Değil, Çocuklarımız İçin Yaşasın Doğa Diyoruz”

Telci, mücadelelerinin yalnızca doğayı değil, yaşam hakkını da savunmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bu Kanun Teklifi halkın değil, sermayenin işine yarayacak ve gücüne güç katacaktır. Ağaç değil, umut kesiliyor. Bu düzenlemeye karşıyız. Zeytinliklerin yasalarla korunan sınırlarının, torba yasalarla delinemeyeceğini savunuyoruz. Zeytin, madenden değerlidir. Çünkü o sadece bir ağaç değil; hafıza, gölge, bereket, barış ve gelecektir. Zeytinliği korumak, sadece bir ağacı değil, hepimizin geleceğini savunmaktır. Sessiz kalırsak, sıradaki ağaç evimizin yanındaki olabilir. Genel kurul aşamasına dek bu Yasa Teklifine karşı vereceğimiz kararlı bir mücadele, sadece suyumuzu, havamızı, toprağımızı değil, aynı zamanda yaşam hakkımızı korumak için olacaktır. Olur kararı verenlere Teklifin geri çekilmesi çağrısında bulunuyor, zeytinlikleri madenlere tercih etmeyin, Kömür için değil, çocuklarımız için yaşasın doğa diyoruz.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler :