"Bizim aşkımız motosikletle başladı"

Sibel ve Koray Danışan yeni evli bir çift... Onlar profesyonel anlamda motor kullanıyorlar... Motora olan tutkuları küçüklüğe dayanıyor. Hayallerini küçük tutuyorlar o zamanlar... Bisikletle geçiştiriyorlar önce hayallerini... Sonra yetmiyor onlara bu tutku... İçlerindeki heves her geçen gün büyüyor... Sibel Hanım diyor ki, '' Annemin hediye aldığı pembe pinokyo bir bisikletim vardı. O zamanlardan belliymiş ne olacağı...''Şimdi onun pembe bir motoru var çünkü... Koray Beyse ilk motorunda, bir yandan deli gibi güldüğünü, bir yandan da salya sümük ağladığını söylüyor... Tutku, heves, aşk... Ve çılgınlar... Çünkü en uzun gezilerini balayında yaptılar... Ve bu da yaklaşık 2500 kilometrelik Ege-Akdeniz turuydu...

Motora merakınız nasıl başladı?
Sibel: Çocukluğumda annemin 23 Nisan hediyesi olarak aldığı pembe bir pinokyo bisikletim vardı, ona bindiğimde cığlıklar atarak, şarkılar söyleyerek gezdiğim zamanları hatırlıyorum. Çok süratli olmasa da yapabildiğim en üst süratlere cıktım. Bundan da ne büyük keyif ve mutluluk duyduğumu anımsıyorum. Zaten var olan içimdeki iki tekerlek sevgisini eşim ortaya çıkardı.2006 yılında beni kandırıp sadece bakacağız diye götürüp pembe scooter motorumu gösterdiğinde bir daha üzerinden inmek istemedim. Pembe pinokyodan belliymiş ne olacağı...
Koray: Motorsiklet benim için kendimi bildim bileli bir ilgi odağım oldu. Markası ve türü ne olursa olsun motosiklet gördüğümde ağzım açık izlerdim. Motorsiklet resimleri biriktirir, sahibi yanında olmayan bir motorsiklet gördüğümde hemen üzerine tırmanırdım. İki tekerleğe olan tutkumu uzunca bir süre bisiklet ile uzun yol turları yaparak geçirdim Ege ve Akdeniz kıyılarını bisiklet ile dolaşma fırsatım oldu fakat aklımda bu turları daha da uzatarak motorsiklet ile yapmak fikri vardı. Üniversite birinci sınıfta bir tatil beldesinde çalışıp biriktirdiğim para ile birazda borca girerek ilk motosikletimi aldım.

Peki, ilk motora kaç yaşında bindiniz?
O anınızı anlatsanıza...
Sibel: Henüz okula gitmeye başlamamıştım ve o yaşlardaki en büyük keyfim bahçemizde park halinde duran dedemin motoruna binmekti. Eee bir de dedem beni gezdirince değmeyin keyfime. Böylece henüz 5 yaşındayken yolcu olarak motorsiklete binmiş oldum fakat ilk kullandığım motor 20 yaşında almış olduğum kendi motorumdu. Eskişehir'de o dönemde hatırladığım motosiklet kullanan bayan yoktu. Tabi bende kendimi ayrıcalıklı hissetmiştim.
Koray: Benimde çocukluğumda motosiklete binmişliğim ve kullanmışlığım var. 20 yaşımda kendi motorumu aldığım ilk gün aklımdan hiçbiz zaman silinmiyecek. O kadar çok hayal etmiş ve istemiştimki parasını ödeyip tüm işlemleri tamamladıkdan sonra motorun üzerine oturdum ve ağlamaya başladım. Sonraki 50 kilometre boyunca kendimi bir deli gibi sırıtırken birde salya sümük ağlarken hatırlıyorum. Tutku böyle bir şey demek ki...

Hız size neyi ifade ediyor?
Bu da mı tutku dersiniz?
Sibel: Hız kazayı, yaralamaları, ölümleri ifade ediyor. Hız konusunda kesin ve net düşüncem hiç hoşlanmadığım. Eşim arkamda hız limit alarmım var diye benimle dalga geçiyor. 120 km hızı geçtiğinde iki yandan dürterek uyarıyorum. Böyle bir tutkunun olmaması gerektiği kanısındayım.
Koray: Her erkek gibi bende hızı seviyorum. Fakat öncelikli amacım sağlıklı bir şekilde daha fazla yol yapmak ve daha fazla yer gezip görebilmek... Ve ben genel anlamda gezilerinde yalnız olan bir motosiklet kullanıcısı değilim. Arkamda oturan eşimi de düşünmeliyim. Hız tutkuya dönüşmemeli. Kendine çok fazla güvenebilirsin ama Türkiye'de dış etkenlere ve yollara güvenmemek gerekiyor. Böyle bir tutku varsa bile bunu uygun alanlarda uygun yollar ya da pistlerde denemek çok daha doğru...
Motorun ustaları diyebiliriz size artık...
Motora binmenin incelikleri var mı?
Kesinlikle var. En önemlisi ne tarz bir motosiklet size uygun bu detaylı düşünülüp karar verilmesi gereken bir konu. Motosiklet düştüğünde kendinize zarar vermeden nasıl yerden kaldırılırdan tutunda, nasıl viraj alınır, yolda nerede konumlanmalısınız, giyim kuşam nasıl tercih edilmeli, uzun soluklu gezilerde yanınızda ne tür ekipmanlar olmalı? Bunlar çok önemli... Her biri bir eğitim konusu ve çok ince detaylar. Bilgi sahibi olmak sizi daha iyi ve tecrübeli bir kullanıcı haline getirecektir. Tabii bunu doğru yerlerden ve doğru insanlardan öğrenirseniz...

Erkeklerin motora merakı daha çok bildiğiniz gibi... Bir bayan olarak size tepkiler nasıl Sibel Hanım?
Trafikte çok büyük sempatiyle karşılaşıyorum, insanların yüzünde kocaman bir gülümseme oluşuyor beni gördüklerinde. Tabi bunda hem bir bayan motosiklet kullanıcısı olmamın hemde pembe bir motosikletim olmasının payı var. Birçok bayan sürücü trafikte erkeklerin agresif olduklarını düşünüyor. Tüm bayanları pembe scootera davet ediyorum. Çünkü o agresif adamların yüzündeki koca gülümsemeyi görmek güzel...

Eşinizin motor merakına siz
nasıl bakıyorsunuz Koray Bey?
Ben inanılmaz memnun oluyorum. Yalnızca benim arkamda yolculuk yapmayıp aynı zamanda bir kullanıcı da olması beni çok mutlu ediyor. Birçok erkeğin isteyip de yapamadığı bir şey eşiyle ya da sevgilisiyle motosiklet sohbeti yapabilmek, uzun gezilere çıkmak... Bu yüzden çok şanslıyım.
Eşiniz motora binmenize karşı
olsa tepkiniz ne olurdu?
Sibel –Koray: Dinlemez eninde sonunda bir şekilde motosiklete binmeye devam ederdik.
Şaka bir yana herhalde ikimizde hobilerimizi ve tutkularımızı ortak noktalarda buluşturamasaydık eş olmazdık diye düşünüyoruz.14 yıldır birlikteyiz, bu yıl evlendik. Motosiklet bizim tek ortak noktamız değil uzun yıllardır uğraştığımız dağcılık sporuda ortak ve en büyük tutkularımızdan... Birlikte sayısız zirvelere tırmandık. Bunu sürekli canlı tutuyoruz Edineceğimiz her yeni deneyimde birlikte olmaya ve birlikte keyif almaya çalışıyoruz.

Şehirlerarası gezmeye gittiniz mi hiç?
Evet, uzun seyahatler yaptık birlikte... En uzun gezimiz balayımız olan ve bu yıl yaptığımız yaklaşık 2500kilometrelik Ege-Akdeniz turumuzdu.

Motor konusunda yarışıyor musunuz?
Arada sırada birbirimize takılıyoruz. Sen daha iyisin ben daha iyiyim ya da ben daha dikkatliyim sen değilsin gibi didişmeler oluyor.

Bu spor dalından aldığınız ödül var mı?
Sibel: Benim var. Geçen yıl Eskişehir'de düzenlenen motosiklet festivalinde yavaş gitme yarışmasından ödül kazanmıştım.

Eskişehir'de motora ilgi var mı?
İnsanlar binerken dikkatli mi?
Sibel: Küçümsenemeyecek kadar kullanıcı var ama yeterli değil... Daha fazla motor kullanıcısı olsa akşam iş çıkışlarında ya da merkezdeki otopark alanlarında ve sokaklardaki o kalabalık ortadan kalkacaktır. Şehir merkezine motorların ya da bisikletlerin yasaklanması yerine otomobillerin girmesinin yasaklanması gerekli diye düşünüyorum
Koray: Eskişehir'deki motosiklet kullanıcılarının birçoğu Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi dikkatsizler. Kaskı, uygun kıyafetleri olmayanlar, sinyali, farı yanmayanlar, sokak aralarında ya da hız yapmaya uygun olmayan yerlerde hız yapanlar, trafik kurallarına uymayanlar... Anlayacağınız her yerde olduğu gibi Eskişehir'de de bunlardan çok var. Böyle sürücüler bu işe gerçekten gönül vermiş, olması gerektiği gibi olanların adlarını kötüye çıkartıyorlar. İnsanların motosiklet ve motorcuya ön yargı ile bakmasına neden oluyorlar.

Hiç kaza yaptınız mı?
Evet, her motorcu gibi bizimde başımızdan geçen ufak tefek kazalar var. Morotsiklet eksik tasarlanmış bir araç olduğu için her an düşmeye de müsait.. .Yani onu tamamlayan sizsiniz siz varsanız sizinle bir bütün olabilir ve hareket edebilir. En ufak bir dikkatsizlik ya da hatayı affetmiyor. Bu yüzden trafikte karşı tarafta olanlara nazaran motor kullanıcısının algılarının devamlı açık olması gerekiyor. Birde bunlara yeni mıcır atılmış ama uyarı konulmamış asfaltlar, delik deşik edilmiş onarılmamış yollar, yol üzerlerine atılmış, dökülmüş sıvılar ya da çöpler eklenince risk daha da artıyor. Bu yüzden uygun motor seçimi, kesinlikle kask kullanılması, uygun kıyafet kulanılması, mümkünse eğitim almak en önemlisi de her zaman dikkat, dikkat, dikkat!
Son olarak motor severlere ne diyeceksiniz?
Motosiklet kullanıcılarına ya da kullanmayı düşünenlere şunu söyleyebilirim lütfen tedbiri ve dikkati elden bırakmayın.