Doğa ve Yaşam Platformu maden artırımına karşı çıktı

Doğa ve Yaşam Platformu Odunpazarı’na bağlı Kırsal Demirli ve Seklice Mahallerinde yer alan bentonit madenine verilen kapasite artırımının önüne geçmek amacıyla itiraz dilekçelerini Eskişehir Valiliğine teslim etti.
Yaptıkları itiraz ile ilgili açıklama yapmak için Vilayet Meydanı önünde bir araya geldi. Gerçekleştirilen eylemde Seklice Mahalle Muhtarı Enver Furtin söz konusu artırıma neden karşı çıktığı ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi.
Furtin, “Mahallemizde ÇED raporuyla birlikte betonit madeninin genişleme süreci gündeme geldi. Zaten 20 senedir bu madenin tozunu, pisliğini çekiyoruz. Buna rağmen şimdi, genişleme talepleriyle birlikte doğal yaşamın da büyük ölçüde etkileneceğini düşünüyoruz. Ben bir kez de olsa yanlışlıkla maden sahasına girmiş bulundum Bu maden sanki birine beddua eder gibi: “Allah seni 7 kat yerin dibine gömsün” derler ya, işte öyle… Ancak biz beddua etmeden, madenciler maalesef yerin dibine 9 kat girmiş durumdalar. Üstüne bir de önümüze yetmiş, seksen metrelik hafriyat dökerek, göstermelik 500 tane ağaç dikmekle bizi gölgelemeye çalışıyorlar. Ben Kalabalık Suyu’nun başından su içebilen nadir köylerden birinin muhtarıyım. Köyümün çok az da olsa kendi cazibeli akan suyu var. Fakat bu su, madenin genişleme sahasının hemen üst tarafından geliyor. Yani bugün suyumu kaybetmekle karşı karşıyayım. Bununla birlikte, doğamızı kaybetmekle de karşı karşıyayım. Ben bu madencilerin yaptıklarına karşıyım. Köyümüzün geleceğini, doğasını ve yaşamını korumak için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“Projeye İzin Vermeyeceğiz”
Eylemde Platform Üyesi Nezahat Telci, proje neden karşı çıktıkları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Telci, “Biz doğa savunucuları bu projeye yönelik başlatılmış olan ÇED sürecinin sonlandırılmasını istiyoruz. Madencilik faaliyeti daha şimdiden bölgede büyük bir yıkıma sebep oldu, eğer kapasite artışı gerçekleştirilir ise meydana gelecek etkiler geri döndürülemez bir boyut kazanacak. Köylülerimiz projeyi istemiyorlar ve bizler de onların yanındayız, bu vahşi madene geçit vermeyeceğiz. Bu projenin geçmişi de başka projelerde olduğu gibi küçük alanlar ile başladı ve ÇED gerekli değildir kararları verildi. Şimdi geldiğimiz noktada ÇED alanının 150 hektardan daha büyük bir alana çıkartılması planlanıyor. Proje sahası Porsuk Barajı’na sadece 6,1 kilometre mesafede, projenin açık ocak ve pasa depolama alanları üzerinde dereler var yani suyumuz büyük bir tehlike altında. Biliyorsunuz Uşak’ta sular sadece belirli saatlerde verilmeye başlandı. Eğer su varlıklarımızı koruyamazsak bu durum hepimizin başına gelebilir. Peki soruyoruz sizlere Eskişehir’imizin su varlıklarının ortasına bu projeler yapılırsa bizler nasıl sularımızı koruyabiliriz? Bir avuç sermayedara Uşak’ta ve daha birçok ilde olduğu gibi suyumuzu, toprağımızı ve yaşam alanlarımızı peşkeş çektirmeyeceğiz, yaşamı savunacağız. ÇED raporunda, pasa depolama alanının Demirli Mahallesi üzerinde olduğu fakat o alanda faaliyetin gerçekleştirilmeyeceği yazmakta. O zaman niçin baştan bu alanı ÇED alanından çıkartmadınız? Çıkartsanız dahi biliyoruz ki bu tarz madencilik faaliyetlerinde çok geniş mesafelerdeki yerleşim alanları, su kaynakları, hayvan, bitki yaşamı olumsuz etkileniyor, tarımsal üretim, hayvancılık faaliyetleri olumsuz etkileniyor, ormanlarımız olumsuz etkileniyor. Yani doğamız ve yaşamımız olumsuz etkileniyor. Demirli Köyü’ne gittiğinizde insanların projeyi istemediklerini göreceksiniz. Sınırlı bir sürede çalışan madenden nasıl etkilendiklerini göreceksiniz. Şimdi büyük bir kapasite artışı projesi var karşımızda, bu projeye izin vermeyeceğiz. Deprem bir başka önemli konu, hatırlayın geçtiğimiz günlerde Sındırgı’da deprem oldu ve bizler Eskişehir’de hissettik. Bentonit ocağı projesi aktif deprem bölgesinde yer alıyor. Bakın ÇED raporunda ne yazıyor; “Demirli ve çevresindeki bölgelerde diri faylarla ilgili daha spesifik çalışmalara ihtiyaç duyulabilir. MTA ve üniversiteler tarafından yapılan detaylı araştırmalar, özellikle yapılaşma ve deprem risk yönetimi açısından kritik önem taşır.” Bu ifadeler raporda yazıyor. Korkarız ki bir deprem olduğunda milyonlarca tonluk pasalar bizler için büyük bir risk oluşturacak” ifadelerini kullandı.
“Eskişehir’i Maden Çöplüğüne Çevirecek”
Bu projenin ÇED sürecinin iptal edilmesi gerektiğine vurgu yapan Telci, Eskişehir’in büyük bir maden tehdidi altında olduğunun altını çizdi. Telci, “Daha geçen haftalarda akıl almaz bir projeye yönelik iptal dilekçesi vermek için Eskişehir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önündeydik. Çanakkale’den Eskişehir, Kaymaz altın madenine her gün 149 kamyon cevherin taşınacağı projenin ÇED sürecinin sonlandırılması için dilekçelerimizi verdik. Eskişehir’imizi maden çöplüğüne çevirecek bu projeye karşı da mücadelemizi devam ettireceğiz. Fakat projeler bu kadar ile sınırlı değil. Alpagut-Atalan altın madeni projesinde de nihai ÇED raporu kamuoyu ile paylaşıldı, rapor 10 günlük yurttaş görüşüne açıldı. Doğa ve Yaşam Platformu olarak gerek bölgede gerek Eskişehir Merkez’de gerekse Ankara’da bu projenin niçin olmaması gerektiğini bilimsel gerekçeler ile anlattık. Anlatmaya da devam edeceğiz. Alpagut-Atalan altın madeni projesinin de ÇED sürecinin sonlandırılması için önümüzdeki hafta stantlarımızı açacağız dilekçelerimizi toplayacağız ve güçlü bir şekilde itiraz hakkımızı kullanacağız. Eskişehir’imizin maden çöplüğü olmasına, madencilik adı altında topraklarımızın yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya ve mücadelemize destek vermeye davet ediyoruz” sözlerini kaydetti.