Eskişehir'de Bakan Vedat Işıkhan'a özür çağrısı

Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi Hamamyolu’nda bir araya gelerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın son açıklamalarına tepki gösterdi. Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın emeklilerden özür dilemesini istedi.
“BAKAN VEDAT IŞIKHAN TÜM EMEKLİLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ”
Şanlı, ülkedeki ekonomik krizin en çok asgari ücretliler ve emeklilerin yaşamını olumsuz etkilediğini vurgulayarak, “BESAR'ın son Eylül ayı verilerine göre, Açlık sınırı 37 bin 173 lira, bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 58 bin 335 lira, yoksulluk sınırı ise 90 bin 379 lira olmuş. Buradan emeklinin 14 katından fazla maaş alan Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan'a soruyoruz: Bu koşullarda 16 bin 881 lira aylık maaş alan emeklilerin ve asgari ücretlilerin yaşamını sürdürebilmesi mümkün mü? Sarayın bir günlük gideri, 2000 emeklinin maaşını da aşıyor. Adaletsiz bir gelir dağılımına sürekli vurgu yapmamız boşuna değil. Bakanın adaletle, sosyal güvenlikle ve çalışanların sorunlarını çözmekle hiçbir alakası yok. Son günlerde yaptığı açıklamasıyla, bu gerçek verileri görmemezlikten gelerek, ülkemizdeki asgari ücretli ve emeklileriin; Almanya'dakilerden daha fazla maaş aldıklarını ve 20 yıl çalışarak, 40 yıl maaş aldıklarını iddia ediyor. Hepsi yalan. Almanya'da asgari ücret 1650€=80.850 lira, bizim 3,5 katımız. En düşük emekli maaşı 1860€=91.140 lira oda bizim 5,5 katımız. Bakan yinede yanlışta ısrar ederek, resmen bizlerle dalga geçiyor, alay ediyor. Buradan kendisine çağrımız: Cüzdanıyla değil, vicdanı ile düşünmeli ve derhal tüm emeklilerden özür dilemelidir. Adaletli gelir dağılımının sağlandığı düzenlemeleri yapmalıdır. Gereğini yapmayacaksa, derhal istifa etmelidir. Verilerle her şey apaçık ortadayken, emeklilere tasarruf yapmayı dayatmasının tek anlamı var; Ekonomik krizin faturasını yine bizlere yazmak” ifadelerini kullandı.
“BİZLERE DAYATILAN YOKLUK, YOKSULLUK VE SEFALET BİR KADER DEĞİLDİR”
Şanlı alım gücünün düşüşüne vurgu yaparak, “Her gelen gün, bizler için daha fazla yokluk, yoksulluk ve sefalet anlamı taşıyor. 2002 yılında bir aylığımızla 8,5 çeyrek altın alabiliyorken, şimdi 2 çeyrek altın alabiliyoruz. Cumhurbaşkanı, geçmişte yaptığı çay simit hesabını şimdi yeniden yapmalıdır. Adaletsizliği görecektir. Tüm veriler apaçık ortadayken, bizlere tasarruf yapmayı dayatıyorlar. Tasarruf yapması gerekenler bizler değil, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, ülkemizi yönetenlerdir. Bizlere dayatılan yokluk, yoksulluk ve sefalet bir kader değildir. Milyonlarca emekli, asgari ücretli; İnsanca yaşam haklarımız taleplerimiz ve Demokratik Türkiye mücadelemizi, birleşik bir mücadeleyle yükseltirsek, aleyhimize olan her şeyi tersine çevirebiliriz” diye konuştu.