“Eskişehir’de rant politikaları hakim”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Eskişehir İl Koordinasyon Sekreteri Salih Eğerci 18–21 Ekim günleri Mühendislik ve Mimarlık Haftası nedeniyle TMMOB’a odaların temsilcileri ile birlikte Elektrik Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi binasında açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki ekonomik sıkıntılara değinen Eğerci, Türkiye’nin deprem hazırlıksızlığı, maden yağması ve kentlerin rant alanına dönüştürülmesi gibi çok yönlü sorunlarla karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Eğerci, “Son dönemde imzalanan enerji anlaşmaları, kamusal faydanın yerine uluslararası sermayenin çıkarlarını öncelemekte ve ülkemizin bağımsız enerji politikalarını zayıflatmaktadır. Her yıl yinelenen orman yangınları ve sel felaketleri, kamusal denetimin yok edilmesi ve liyakatın dışlanmasının acı sonuçlarıdır. TMMOB olarak biliyoruz ki bu tablo, yalnızca yanlış yönetimin değil, bilimden koparılmış bir siyasal sistemin sonucudur. Bugün Mühendislik ve Mimarlık Haftası’nı kutlarken “bilimi ve kamuyu savunmak” demek, halkın yaşam hakkını savunmak anlamına gelmektedir. Neoliberal politikaların her alanda uygulanmaya başlandığı, kamusallıktan uzaklaşılan özellikle son 30 yıldır mühendislik alanının, emek alanının ve planlamanın gündemi neredeyse değişmemiştir. İşsizlik, düşük ücret, güvencesizlik, özlük hak kayıpları, örgütlenme engelleri ve sosyal devlet anlayışının terk edilmesi, mühendislerin mesleki yaşamını zorlaştırmaya devam etmektedir. Özelleştirmeler, kamusal yatırımların durması ve üretimin taşeronlaştırılması sonucu meslektaşlarımızın emeği değersizleştirilmiştir. Özel sektörde çalışan mühendislerin büyük kısmı yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün daralması nedeniyle mağdur olurken; kamuda çalışanlar eşitsiz ücret, sözleşmeli istihdam ve liyakatsiz atamalarla karşı karşıyadır” ifadelerini kullandı.
“Madenler Halkındır”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile SGK arasında imzalanan asgari ücret protokolünün tek taraflı feshedilmesinin sömürü düzeninin siyasal tavrı olduğunu savunan Eğerci, TMMOB olarak emeği ucuzlatan, teknik bilgiyi değersizleştiren ve meslektaşlarımızı güvencesizliğe mahkûm eden bu düzeni reddettiklerini belirtti. Eğerci, “Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Eskişehir’de de kamusal planlama yerine rant politikaları hâkimdir. Eskişehir ve çevre illerde yürütülen maden projeleri, doğayı ve tarım alanlarını tehdit etmekte; içme ve kullanma suyu havzalarını kirletme riski taşımaktadır. Bu projeler, sürdürülebilir madenciliğin değil, sermayenin ve rantçı anlayışın birer uzantısı olarak meşrulaştırılmaktadır. Yerel halkın söz hakkı yok sayılırken, tartışmalı ÇED süreçleriyle projelerin çevresel yıkımı görmezden gelinmektedir. Biz diyoruz ki: Madenler halkındır; üretim, ekolojik dengeye ve toplumsal yarara uygun olmalıdır. Yine ülkemizin birçok kentinde olduğu gibi Eskişehir’deki TOKİ yatırımları bir barınma politikası olmaktan çıkarılmış; altyapısız, sosyal donatısız, plansız yerleşim alanları üretilmektedir. Projeler ulaşım, yeşil alan, altyapı ve sosyal hizmet planlaması yapılmadan sürdürülmekte; yaşam kalitesini düşürmekte ve yerel toplulukların kente bütünleşmesini engellemektedir. TMMOB olarak konutun meta değil, en temel insan hakkı olduğunu vurguluyoruz. Barınma hakkının kamusal bir politika çerçevesinde, sosyal devlet anlayışıyla planlanması gerektiğini yineliyoruz. Kamusal planlama politikalarının, yerleşim planlamasıyla çevre ve ulaşım entegrasyonu birlikte ele alınmalıdır; bu, şehirlerde sağlıklı ve sürdürülebilir yaşamın ön koşuludur” şeklinde konuştu.
“Bilim Susarsa, Yıkım Konuşur”
6 Şubat depremlerinin yaralarının hala sarılmaya çalışıldığını söyleyen Eğerci bilimin, mühendisliğin ve planlamanın dışlandığı her kentleşme politikasının yeni felaketlerin habercisi olduğuna vurgu yaptı. Eğerci, “Eskişehir de dâhil olmak üzere deprem riski taşıyan tüm bölgelerde kamusal denetim güçlendirilmediği, kamucu bir yapı denetimiyle rantsal değil, kentsel dönüşüm projeleri geliştirilmediği sürece felaket kaçınılmazdır. TMMOB olarak savunduğumuz; bilimin ışığında, toplum yararına, kamusal denetim esaslı bir yapılaşma anlayışıdır. Çünkü biliyoruz: “Bilim susarsa, yıkım konuşur.” Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken, TMMOB bilimsellik, kamu yararı ve demokratik örgütlülüğü savunmaya kararlıdır. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki haklarını korumak, aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü mühendislik, toplumun ortak yaşamını kuran ve sürdüren bilgidir. 18 Ekim 2025 tarihinde Ankara’da merkezi olarak düzenleyeceğimiz “TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı”na tüm meslektaşlarımızı davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.