Eskişehir'de yüzlerce emekli sokaklara döküldü

Eskişehir'de yüzlerce emekli sokaklara döküldü
Eskişehir'de yüzlerce emekli Köprübaşı’ndan başlayarak Hamamyolu’na kadar yürüdü. Emekliler, tencere - tava ve düdük çalarak aldıkları maaşları protesto etti.

Tüm Emeklilerin Sendikası, KESK Eskişehir Şubeler Platformu ve DİSK Emekli Sen'in katılımıyla emekli maaşları protesto edildi.

Eskişehir'de “Sefalete teslim olmayacağız” sloganıyla yola çıkan yüzlerce emekli Köprübaşı’ndan başlayarak Hamamyolu’na kadar yürüdü. Tencere- tava ve düdük çalarak maaşları protesto eden emeklilere CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz da destek verdi.

“BU MAAŞLA YAŞANMAZ”

Tüm Emekliler Sendikası Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, yaptığı konuşmada bu maaşla yaşanamayacağını vurguladı.

“Kamu emekçileri ve emekliler olarak bugün ülke genelinde alanlardayız” diyen Şanlı, şöyle konuştu:

“BESAR'ın son verilerine göre açlık sınırı 25 bin lirayı ve yoksulluk sınırı ise 70 bin lirayı geçti. Dört kişilik bir ailenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi hane geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca açıklanan Mayıs 2024 verilerine göre ülkemizde 17 milyon 114 bin 912 yurttaş yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor. 9 milyon 444 bin 458 kişinin aylık geliri brüt asgari ücretin üçte birinin altında kaldığı için GSS primleri bütçeden karşılanıyor. Milyonlarca kamu emekçisine yoksulluk sınırının yarısını bulmayan bir maaş reva görülüyor. Her 3 emekliden birisi ise açlık sınırının yarısını bulmayan bir 10 bin lira maaşla yaşam mücadelesi veriyor. Avrupa ülkelerinin en düşük emekli maaşı ortalaması 1294 Euro=48 bin lira ile Türkiye'nin 5 katı kadar. Türkiye'nin emeklileri barınma, gıda, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılamazken Avrupa'nın emeklileri ise aldıkları maaşlarla dünya turuna çıkıyorlar. Altı aylık TÜİK enflasyon oranı %24,73 olarak açıklandığı için bugün kök aylığı 8 bin TL’nin altında olan 2 milyon emekli, maaşında bir kuruş dahi artış olmayacak. TÜİK'in yalanları bitmek bilmiyor. Bugün ev kiralarının ülkenin en ücra kasabasında dahi 10 bin TL’yi, metropol illerde ise ortalama 20 bin TL’yi aştığını bilmeyen kalmadı. Ama TÜİK enflasyon sepetinde ev kirasının karşılığın sadece 5 bin 845 TL. Bugün bir uzman doktorun muayenehanesinde muayene ücreti ortalama 3 bin 500 TL civarında. Ama TÜİK’e göre uzman doktor muayene ücreti sadece 33 lira 69 kuruş.Ülkede üç üniversite öğrencesinin paylaştığı devlet yurdu ücreti kişi başı 1.250 TL iken TÜİK’e göre sadece 457 TL. Üstelik geçen hafta devlet yurdu ücretlerine 3 kattan fazla zam yapıldı. 1.250 TL olan yurt ücreti tam 5.000 TL’ye çıkarıldı. Bugün yenilebilecek bir beyaz peynirin kilogram fiyatı 250 TL’den, zeytinin kilosu 200 TL’den, dana etinin kilosu 600 TL’den başlıyor. Ama TÜİK’te beyaz peynirin kilosu sadece 149 lira 69 kuruş, zeytinin kilosu 134 TL 96 kuruş, dana etinin kilosu 433 lira 32 kuruş. Yine bugün en ucuz zeytin yağının litresi piyasada 200 TL’den başlıyor. Ama TÜİK’te zeytinyağı sadece 113 TL 37 kuruş. Tüm bunlar yetmezmiş gibi iktidar kendi yarattığı ekonomik krizin yükünü yine bizlere yıkmak için yeni “tasarruf paketleri” açmaya devam ediyor. Krizi yaratanlar belli. AKP ve ortakları. Bedelini de onlar ödesinler.Bunca yoksulluğa, sefalete rağmen gözümüzün içine baka baka “iktidarımızda işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz.” nutukları atmaya devam ediyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024’ü emekliler yılı olarak ilan ediyor. 2024 yılı ülkemiz tarihine, emeklilerin açlık ve sefalet yılı olarak geçecek. Bizler artık içi boş müjdeler, bugün kaşıkla verileni yarın kepçe ile alan hileler, sadaka, ulufe değil, emeğimizin karşılığını, hakkımızı istiyoruz. Bunun için: Öncelikle bugün tüm kamu emekçileri ne 15 nin TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneği, tüm emeklilerin kök aylıklarına yansıtmasını, emekli aylıklarından sağlık payı kesilmesine son verilmesini istiyoruz. Emekli aylıklarında yaşanan buharlaşmanın önüne geçilmesi, özellikle 2008 sonrası işe başlayanların yaşadığı, yaşayacağı kayıpların önüne geçilmesi için emekli maaş bağlanma hesaplamasında 2008 öncesine dönülmesini istiyoruz. Maaş artışlarımızda tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırının temel alınmasını istiyoruz. Vergide adaletin sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz. Emeklilerin sendikaları aracılığı ile temsil edildiği grevli ve gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.”

Etiketler :