Eskişehir'deki birçok bina çöken un fabrikasından farksız

Eskişehir’deki birçok bina çöken un fabrikasından farksız
Şube Başkanı Fercan Yavuz, yaptığı açıklamada, Marmara depreminin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen yapılması gereken mühendislik tedbirlerinin hala hayata geçirilemediğini söyledi. Marmara Depreminin 13’üncü yılında...

Şube Başkanı Fercan Yavuz, yaptığı açıklamada, Marmara depreminin üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen yapılması gereken mühendislik tedbirlerinin hala hayata geçirilemediğini söyledi. Marmara Depreminin 13'üncü yılında yaşanılan acıların hala dinmediğini belirten Fercan Yavuz, '' Soruna şehrimiz açısından bakacak olursak, durumun ülke genelinden iyi olduğu gözükse de istenilen düzeyde olmadığı da gerçektir'' dedi.
Eskişehir'in merkezi eski binalarla dolu
Eskişehir'in merkezinde ve çarşı bölgesinde ekonomik ömrünü dolduran eski binaların çok olduğunu belirten Fercan Yavuz, bu binaların büyük bölümünün de bugünün standartlarına uymadığını ifade etti. Bazılarının kazı yapılırken dahi yıkılabildiğine dikkat çeken Yavuz, '' Geçtiğimiz aylarda eski bir un fabrikasının yıkım sırasında çökmesinden sonra yaşananlar, bir deprem olduğunda yaşayacaklarımız konusunda önemli ipuçları verdi. İlgili kurumların çok cesur, gayretli ve hızlı olmalarına rağmen; planlama, bilgi ve koordinasyon konusunda alınması gereken çok yolumuzun olduğu da anlaşılmıştır'' diye konuştu.
Son on iki yılda okullarımızın yüzde 10'u güçlendirildi
Mayıs ayında Simav'da meydana gelen orta büyüklükteki depremde bile hafif hasar gören yapıların mevcut olduğunu kaydeden Yavuz, şöyle konuştu: '' Son on iki yılda, okullarımızın yüzde 10'u güçlendirilmiştir. Bugünün güvenlik standartlarını karşılamayan onlarca kamu binasında hizmetler devam ediyor. Camilerimizin çoğunun projesi dahi bulunmamaktadır. Yıllardır, konut olarak yapılan binaların dershane ve özel sağlık merkezine dönüştürülmesine karşı çıkmamıza rağmen, bu çarpıklığın önlendiğini söylemek mümkün değildir. '' Daha önce depremde bina hasar görmedi, bundan sonra da bir şey olmaz'' demek yanlış bir yaklaşımdır. 7.2 büyüklüğündeki deprem de yıkılmayan yapıların 5.6'da yıkılmasından Eskişehirliler olarak ders alıp gerekli planlama çalışmalarına derhal başlamalıyız. Şehirde 12 yıl önce başlayan güvenli bina inşa etme kültürü sonucu yapılan binaların oranı yüzde 15 seviyelerindedir. Porsuk Çayı ve Çevre Yolu üzerindeki köprülerimizin yeni yapılmış olması, depremsellik açısından kentimizin önemli bir şansıdır. Adliye Binası ve vergi dairelerinin yenilenmiş olması olumlu gelişmedir.''
İmar yetkilileri yerel yönetimlerde olmalı
İmar yetkililerinin yerel yönetimlerde olmasının evrensel bir kural olduğuna dikkat çeken Yavuz, '' Ancak, imar rantlarının yerel kararlarla bölüşülmesinin de önüne geçilmelidir'' dedi. Yavuz, ayrıca yaptığı açıklamada, iktidarın yeni hedefinin yapım sürecinin denetimine ilişkin kuralların düzenlendiği yapı denetim yasasını değiştirmek olduğunu vurguladı.
"AFET YÖNETİM SİSTEMİ
YENİ AFETLERE YOL AÇIYOR"
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hüseyin, 17 Ağustos depreminin 13'üncü yılına, yerleşim birimlerini tehdit etmeye devam eden afet riskleri ile girildiğini söyledi. Afet yönetim sisteminin çözümün değil, sorunun bir parçası olmaya devam ettiğini vurgulayan Gül, ''Başta deprem olmak üzere heyelan, çığ, kaya düşmesi, su baskını gibi doğa olayları, bilinçsizce verilmiş yer seçimi kararları, mühendislik verilerinden yoksun imar planları, mühendislik hizmeti görmemiş düşük standartlardaki yapı üretimi ve denetimi süreci ile uygulanan rant politikaları sonucu insani, sosyal ve ekonomik yıkımlara dönüşmekte, yaşanmış onca acı tecrübeye, emek verilmiş, çözüm üreten bir dizi çalışmaya rağmen ülke, hala bir afet ülkesi olmaktan kurtulamamaktadır'' diye konuştu.
Bilgi ve deneyimlere önem verilmiyor
Başta üniversiteler olmak üzere kamu kurumlarında üretilen bilgi ve deneyimlere gerekli önemin verilmediğini vurgulayan Gül, şöyle konuştu: '' Daha birkaç ay önce yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve uygulama yönetmeliği, gerekçelerinde ileri sürülen ve anayasada öngörülen '' Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir'' hakkının geliştirilmesi ve korunması ilkesini karşılamaktan çok uzaktır.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.