Kamuran Arıkan okullardaki yönetici sorununa dikkat çekti
Türk Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Kamuran Arıkan, Eskişehir’in ilçelerindeki okullarda yönetici soruna dair açıklamalarda bulundu. İlçelerde öğretmen eksiliğin çözülmesine karşın yönetici sorunu yaşandığını belirten Arıkan, çoğu ilçede asaleten yöneticinin olmadığını kaydetti.
Arıkan, “İlçelerde öğretmen açığı bir şekilde kapatılmaya çalışılıyor ama ilçelerimizde kimse yönetici olmak istemiyor. Çoğu ilçemizde asaleten yöneticimiz yok. Çoğunluğu vekaleten veya müdür yardımcısı olarak okul müdürlüğüne bakıyor. Hatta şube müdürlüklerinde bile vekaletler var. Eskişehir ilçelerimizde öğretmen arkadaşlarımız kalmıyor ya da kalacak yer bulamıyorlar. Kalacak yer bulamadıkları için geliş gidiş yapmak zorunda kalıyorlar. Bir okul müdürünün mesai saati belli: sabah 8, akşam 5. Dolayısıyla o yükü kaldıramıyor ya da bu yükümlülüğü almak istemiyor. Çünkü yöneticilik farklı bir durum. “Ben yönetici olacağıma öğretmen olayım, geliş gidiş yapayım,” diyor. Öğretmen konusunda da, şu anda yanılmıyorsam yaklaşık 2 bin civarında norm kadro fazlası öğretmenimiz var. Bu durum, öğretmenlerden değil, Bakanlığın uygulamalarından kaynaklanıyor. En fazla norm kadro fazlası öğretmen, sınıf öğretmenliği ve İngilizce branşlarında görülüyor. İngilizce ders saatlerinin değişmesi, sınıf öğretmenlerinde 4+4+4 sisteminin etkisi, norm kadro fazlası öğretmen sayısını artırdı. Peki, bu öğretmenler derse girmiyor mu? Giriyorlar. Hepsi görevlendirilmiş durumda, bir okulları ve girdikleri dersleri var. Önceden haftada 25–30 saat derse giren öğretmenler, şimdi 15–18 saat arası derse giriyorlar. Eskişehir, bildiğim kadarıyla Türkiye’de norm kadro fazlası öğretmen oranı bakımından ilk beşte, hatta belki de birinci sıradadır. Bu durum hâlâ bir sıkıntı olarak devam ediyor” diye konuştu.
“Öğretmen “İlçeye Gitmem” Demiyor”
İlçelerdeki okullarda yaşanan yönetici sıkıntısının çözümü için önerilerde bulunan Arıkan, ilçelere yatırımın artırılması gerektiğini dile getirdi. Arıkan, “Çözüm kolay. İlçelerde nitelikli yönetici sayısı artacak. İlçelerdeki okulların kalite seviyesi yükseltilecek. Böyle olursa düzelir. Ben bunu her zaman söylüyorum; Eskişehir merkezinde de durum aynı. Bütün yükü Eskişehir’in merkezinde bulunan okullara veriyoruz. Eskişehir’in kenar mahallelerindeki okullarda maalesef sınıflarda 15–20 öğrenci olabiliyor. Merkezdeki okullarda ise 40 kişilik sınıflar var. Bu neden kaynaklanıyor? Bunu araştırması gereken, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’dür. Ben yaklaşık 30 yıldır Eskişehir’de görev yapıyorum. Eskiden ilçelerimizdeki liselerde ve ortaokullarda, özellikle de liselerde çok başarılı öğrencilerimiz vardı. Bu öğrenciler çok iyi yerlere gidiyordu. Şimdi nüfus azaldı. Ama önemli olan sayı değil, nitelik. Eskiden 100 öğrenci varsa, şimdi 50 öğrenci var; önemli olan oradaki niteliği artırmaktır. Yani Eskişehir’e bir yatırım yapacaksan, ilçelere 5 yatırım yapacaksın. Bu şekilde hem ilçeden göçü önlersin hem de kaliteyi artırırsın. Ayrıca öğretmen eksiğini de kapatırsın. Burada şunu da düşünmek lazım. Öğretmen “ilçeye gitmem” demiyor zaten. Böyle bir durum yok. Ancak ilçeye giden öğretmenlere biraz daha tolerans sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü merkeze göre daha dezavantajlı durumdalar” ifadelerini kulandı.
“İkili Eğitim Sorunlu Bir Sistem”
Geçen yıl kış döneminde ikili eğitim veren okulların çıkış saatlerinde havanın kararmasına bağlı olarak sıkıntılar yaşanmıştı. Çıkış saatinde yaşanan sıkıntıların çözüldüğünü ifade eden Arıkan, ikili eğitimin bırakılması gerektiğini söyledi. Arıkan, “İkili eğitim gören okullarda bu yıl ders saatleri düşürüldü. 40 dakikalık ders süresi 30 dakikaya indirildi. Bu sayede, sabah 7.30’da derse başlayan öğrenciler akşam 5 buçuktan biraz sonra çıkacak. Yani hava tamamen kararmadan evlerine ulaşabilecekler. Zaten ikili eğitim sistemi mantık olarak sorunlu bir sistem. Eskişehir’in bu sorunu acilen çözmesi, mümkünse ikili eğitimi terk etmesi gerekiyor. Ama şu anda bazı okullarda mecburen ikili eğitim devam ediyor. Bu nedenle ders saatini kısaltma yoluna gidildi. Bize gelen şikayetler özellikle ana sınıfı öğretmenlerinden, yani okul öncesi öğretmenlerinden geliyor. Çünkü onların ders saatleri kısaltılmadı. Biliyorsunuz, okul öncesi öğretmenlerinin teneffüs hakkı da yok. Buradaki uyumsuzluğun mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bakanlık, ilkokul ve ortaokullarda ders saatini kısalttı. Ancak okul öncesinde bu yapılmadığı için hem okula geliş-gidişlerde hem de ders sürelerinde problem yaşanıyor. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Güneş ışığından faydalanma ve enerji tasarrufu açısından baktığımızda, bu düzenleme aslında önemli. Dünyanın şu anda en büyük sorunlarından biri enerji. Enerjiyi ne kadar tasarruflu kullanabilirsek, insanlık için o kadar iyi olur. Okullar açısından düşündüğümüzde, ikili öğretimde ders süresinin kısaltılması sorunu bir nebze olsun hafifletti. Geçen sene büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Çünkü öğrenciler akşam 7.40’ta okuldan çıkıyorlardı ve zifiri karanlıkta güvenlik tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyorlardı. Bu da öğrenciler için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyordu" diye konuştu.
