Sokaktaki canlar için açlık grevi

Sokaktaki canlar için açlık grevi
Yaşam hakkı savunucuları sokak hayvanları için açılık grevi başlattı.

7527 sayının yasanın hayvanların barınaklara kapatılmasını ve öldürülmesi ön gördüğünü yaşam hakkı savunucuları Cuma günü akşam 3 gün sürecek açlık grevine başlatarak Espark önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Yaşam hakkı savunucuları adına Merve Akbulut açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dört bir yanında İl Hayvan Koruma Kurulları eliyle, Valiliklerin baskısıyla hukuksuz kararlar alınmakta olduğunu söyleyen Akbulut, sahiplenilen hayvan sayısına keyfi sınırlar getirilmekte olduğunu aktardı. Akbulut, “Yasaklı ırk ya da hasta olduğu iddia edilen hayvanların öldürülmesi için veteriner hekimlere meslek etiğine aykırı baskılar yapılmaktadır. Yasa, 2028’e kadar sürece yayılarak uygulanması gerekirken, kapasitesi olmayan barınaklara baskı yoluyla kapasite aşımı dayatılmaktadır. Hayvanların yönetmeliğe dahi uygun olmayan alanlara kapatılması için kararlar çıkartılmaya çalışılmaktadır. Özellikle belirtmek istiyoruz. Muhalefet belediyelerin veteriner hekimlikleri, maddi kaygılardan dolayı bu hukuksuz maddelere şerh koymamakta ve katliama ortak olmaktadır. Bu şartlar altında, “uygulama” demek “katliam” demektir” diye konuştu.

“HAYVANA ŞİDDETE CAYDIRICI CEZALAR GETİRİLMELİ”

Yaşam hakkı savunucuları olarak sokak hayvanları için taleplerini sıralayan Akbulut, yasanın derhal geri çekilmesi gerektiğini, hayvanların yaşam ve özgürlük haklarını güvenceye alan yeni bir yasanın oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Akbulut, “Yeni yasada 5199 sayılı kanunun 6. maddesindeki “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” ilkesi korunmalı. Hayvan hakları anayasal güvence altına alınmalı. Ölüm kampı barınaklar derhal hayvan hastanesine dönüştürülmeli. Kırdan kente kısırlaştırma seferberliği başlatılması için tüm il ve ilçelerde kısırlaştırma ve ilkyardım üniteleri oluşturulmalı. Toplamalar derhal durdurulmalı. Hayvanlar için tedavi merkezine dönüşene kadar tüm barınaklarda şeffaf yönetime geçilmeli; gönüllülerle ortak protokoller imzalanmalı. Barınaklar 7/24 halkın ziyaretine açık olmalı; hayvanların haklarına yönelik ihlallerin tespit edilebilmesi için her bölümün net şekilde gözlenebildiği kamera sistemine geçilmeli. Çalıştığı kurumda bulunmayan ama çağrıldığında gelen “icapçı veteriner hekim” uygulaması tamamen kalkmalı, her il ve ilçede 7/24 çalışan veteriner hekim ve teknik kadro sağlanmalı. Özellikle “muhalefet” partileri belediyelerinden bu konuda açık beyan ve somut adımlar talep ediyoruz. “Pet” olarak kategorize edilerek bir meta gibi alınıp satılabilen tüm hayvanların üretim ve satışı yasaklanmalı, yasağa aykırı hareket ederek suç işleyenlere caydırıcı ceza uygulanmalı. Hayvana şiddete caydırıcı cezalar getirilmeli ve hayvana şiddeti kurumsal hale getiren belediyeler de bu kapsama alınmalı. Toplum huzuru ile barışını bozacak şekilde hayvanları hedef haline getirip, hayvanlara ve hayvan hakkı savunucularına yönelik şiddeti ve öldürmeyi aşılayan, güzelleyen yazılı ve sözlü medya şirketlerine ve sorumlularına caydırıcı idari para cezaları getirilmeli, Güvenli Sokaklar Derneği ve benzer hayvan düşmanı oluşumlar kapatılmalı, yöneticileri yargılanmalı. Sokaklarımızı, yemeğimizi, acımızı, mutluluğumuzu, sevgimizi, evimizi paylaştığımız dostlarımızın ölüme gönderilmesine seyirci kalmayacağız. Biz bu suça ortak olmayacağız” şeklinde konuştu.