"Suyun değerini bilmiyoruz"

Bu tür kayıpların özellikle yağışların az olduğu ülkelerdeki tüketilen suyun yenilenememesine neden olduğundan, bu ülkelerin giderek su rezervlerini tükettiğini belirten Özgül, "Bunun sonucu olarak da 2050 yılında dünya nüfusunun yarısının su yokluğu ya da kıtlığı sorunu ile karşılaşacağı tahmin ediliyor" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), verilerine göre 3. dünya ülkelerindeki hastalıkların, yüzde 80'inin (malarya, tifo, kolera, dizanteri) sağlıksız ve yetersiz su kullanımından kaynaklandığına dikkat çeken Özgül, "Temiz su kaynağı yetersizliği yüzünden çoğu çocuk, haftada 30 bin kişinin kirli suyun yol açtığı hastalıklar yüzünden öldüğü biliniyor.
Bilimden sanata, teknolojiden ekonomiye kadar her alanda su, insan yaşamının vazgeçilmezi.
Bu kaynağa o kadar bağımlıyız ki, sınırlı olduğunu bazen unutabiliyoruz. Nitekim tehlike çanları çalmaya başladı. Ancak çözüm için geç değil.
Su kaynaklarımızı ulusal olarak korumanın yanı sıra bireysel su tasarrufu yöntemleriyle de yaşam standardımızı belirleyen ve dolayısıyla kültürümüze de hayat veren su kaynaklarımızı gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre ve sağlıklı su kaynakları bırakmak için; Suyun değerini iyi bilmeliyiz, Tasarruflu kullanmalıyız, Kirletmemeliyiz ve kirletilmesine göz yummamalıyız" diye konuştu.