Toplu iş sözleşmesi mağduriyetlere yol açtı

Toplu iş sözleşmesi mağduriyetlere yol açtı
Dev Sağlık İş Eskişehir Bölge Temsilciliği, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olarak sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin uğradıkları adaletsizlikleri anlattı.

Dev Sağlık İş Eskişehir Bölge Temsilciliği, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mermer Salon önünde bir araya gelerek yaşadıkları sorunları ve taleplerini anlattı.

Dev Sağlık İş Eskişehir Bölge Başkanı Sezer Yıldız, işyerlerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinin işkollarının sorunlarıyla alakalı olmadığına, maaş eşitsizliklerine dikkat çekerek ‘ek protokol’ taleplerini dile getirdi.

“KOPYALA YAPIŞTIR SÖZLEŞMELERE BAĞLI KALINMASI KABUL EDİLEMEZ”

Sezer Yıldız, işyerlerinde yürürlükte olan Toplu iş sözleşmesinin işkollarının sorunlarıyla ilgisi olmayan, sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin taleplerine karşılık vermeyen bir Kamu Çevre Potokolünden ibaret olduğunu söyledi.

Örnek olarak; bir vergi dairesinde temizlik işini yapan bir kişiyle, hastanede belirli risklerle karşı karşıya olan temizlik işi yapan bir kişinin aynı toplu iş sözleşmesine tabi kılınması konusuna “tam anlamıyla aklımızla dalga geçmektir” diyen Yıldız, “Vurgulamak istediğimiz işkolu farkı olmadan, işyerlerimizin ve işkolumuzun özelliklerini görmeyen kopyala yapıştır sözleşmelere bağlı kalmasının kabul edilemez olduğudur” şeklinde konuştu.

Bugün Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP)‘nün uygulanması sırasında da birçok uyumsuzluk olduğunu da belirten Yıldız, “KÇP yürürlük tarihi 1 Ocak 2023 olmasına rağmen iş kollarında yapılan ve sendikaların kendi çıkarları doğrultusunda yürürlük tarihi koydukları toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı mağduriyetler yaşanmaktadır” dedi.

Yaşanan mağduriyetlerin iki boyutu olduğunu söyleyen Yıldız, bu mağduriyetin ilkinin; KÇP‘de yer alan ücret zam oranlarının yaşanan gerçek enflasyon karşısında çok düşük kaldığı, ücretlerinin ciddi anlamda enflasyon karşısında ezildiği olduğunu söyledi. Yıldız, bir diğer mağduriyetin ise toplu iş sözleşmelerinin işyerlerindeki farklı yürürlük süreleri ile oluşan ücret farklılıkları olduğunu aktardı.

Bunun sonucunda Yıldız, işkollarında üniversite hastaneleri ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri karşılaştırıldığında aynı işi yapan işçiler arasında yaklaşık 10 bin TL, en düşük memur maaşı ile yaklaşık 20 bin TL bir fark oluştuğunu belirtti. Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sağlık işkolunda çalışma saati 40 saat olmasına rağmen, kamu çalışanları 40 saat çalışırken bizler en az 45 saat çalışıyoruz, buna rağmen memurlardan çok daha düşük ücret alıyoruz.

“KENDİ GELECEĞİMİZİ TESLİM ETMEYECEĞİZ”

Yıldız, “Sağlık ve sosyal hizmet işçileri enflasyonla boğuşurken, geçim kavgası verirken bizim adımıza toplu iş sözleşmesi imzalayan sendikalar kafasını kuma gömmüştür. Sağlık ve sosyal hizmet işçilerini anlık kazançlarla kaybettiklerini görmeye çağırıyoruz. Bugün bize diğer sendikaların vereceği promosyonlarla kendi geleceğimizi bunlara teslim etmeyeceğiz” ifadeleriyle tepki gösterdi.

“EK PROTOKOL YAPILMASI BİR İHTİYAÇ DEĞİL BİR ZORUNLULUKTUR”

“Bu hayat pahalılığında, bu yüksek enflasyon karşısında sağlık ve sosyal hizmet işçileri olarak sesleniyoruz” diyen Yıldız, “Artık yeter, geçinmek istiyoruz, emeğimizin karşılığını istiyoruz, insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz. Bu koşullar altında ücretlerimizde ve sosyal haklarımızda iyileştirme için ek protokol yapılması bir ihtiyaç değil bir zorunluluktur. Ek protokol ile hem ek zam hem de toplu iş sözleşmelerinin yürürlük tarihinden kaynaklanan bu sorunların çözümü gerekmektedir” ifadeleriyle bakanlıkların, TÜHİS’in ve rektörlüklerin sorumluluk alarak bu mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasını sağlamaları gerektiğini söyledi.

Etiketler :