"Yerin üstü altından çok daha kıymetlidir’’

"Yerin üstü altından çok daha kıymetlidir’’
Alpagut-Atalan’da hayata geçirmek istenen altın-gümüş madeni projesine karşı Doğa ve Yaşam Platformu, 4 Temmuz’da yapılacak 2. İDK toplantısı öncesinde açıklama yaptı.

Alpagut-Atalan Altın ve Gümüş Madeni Projesi yeniden gündeme geldi. Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında başlattığı proje için 4 Temmuz Perşembe günü Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda ikinci İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak. Toplantı öncesinde Doğa ve Yaşam Platformu, Köprübaşı mevkiinde bir basın açıklaması yaparak hem projeye hem de ÇED süreçlerini fiilen işlevsiz kılacak yeni torba yasaya tepki gösterdi.

“YERİN ÜSTÜ ALTINDAN KIYMETLİDİR”

Platform adına açıklama yapan Akif Aladağ şunları söyledi: Bizler, Eskişehir’in ve Sakarya Havzası’nın geri dönüşü imkansız şekilde zarar görmesini istemiyoruz. Yerin üstü altından daha kıymetlidir. 4Temmuz günü Ankara’da olacağız. Çünkü eğer bu proje hayata geçerse yüzlerce hektarlık orman varlığımız yok edilecek. Binlerce ağaç kesilecek. Bölgedeki doğal yaşam olumsuz etkilenecek. Tarım açısından çok önemli değere sahip topraklarımız; teremiz, rokamız, yeşilliğimiz ve daha birçok sebzemizin ve meyvemizin üretimi olumsuz etkilenecek. Topraklarımız siyanür ve daha birçok ağır metal ile kirlenecek. Madencilik faaliyeti için kullanılacak su Sakarya Nehrimizi ve yeraltı suyumuzu olumsuz etkileyecek. Fakat bizler, yaşam alanlarımızın yağmalanmasına izin vermeyeceğiz. Kazanan doğa olacak. Mücadelemizi gerek sokakta gerekse Bakanlığa ait toplantı salonlarında sürdürmeye devam edeceğiz. Bir önceki ÇED raporu 3214 sayfaydı şimdiki ÇED raporu ise 3290 sayfa, rapora bazı eklemeler yapmışlar. Fakat projenin sebep olacağı etkiler hiçbir şekilde; değişmemiş, değişmiyor, değişmeyecek. ÇED raporunda birçok eksiklik var, tutarsızlık var. Bizler çalışmalarımızı tamamladık, 4 Temmuz günü son derece coşkulu bir şekilde Ankara’da olacağız, projeye yönelik ÇED sürecinin sonlandırılması gerektiğini titiz ve kararlı bir şekilde bilimsel argümanlarımızla anlatacağız. Bizler; ekosistemimizi, yaşam alanlarımızı, kültürel varlıklarımızı enerji ve maden projelerine karşı korumamız gerektiğini söylüyorken bir taraftan da madenci şirketler ÇED süreçleriyle ilgili rahatsızlıklarını, kendilerine verilen izinlerin az olduğunu iddia ediyorlardı. Ve süper bir izin istiyorlardı... Hangi izni alamadılar ki? Cerattepe’den Kuzey Ormanları’na, Sivas’tan Muğla Akbelen’e her yerde bir maden projesi, bir enerji projesi… Ne yazık ki madenciliğe izin verilmeyen hiçbir alan yokken daha fazla imtiyaz sahibi olmak isteyen gözü dönmüş bir grup ile karşı karşıyayız.”

TORBA YASA TEKLİFİNDEKİ MADDELER KABUL EDİLEMEZ

Meclis gündemine gelen torba yasa teklifinin, çevre koruma ve kamu denetimi açısından ciddi riskler taşıdığına dikkat çeken Aladağ, “Geçtiğimiz haftalarda söz konusu süper izni içeren torba yasa komisyona sunuldu. Kanun maddelerini incelediğimizde, ÇED sürecine yönelik izinlerin adeta yangından mal kaçırırcasına hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlayacak maddelerin hayata geçirilmek istenildiğini gördük. ÇED süreci içerisinde kurumların 3 ay içerisinde görüşlerini sunması isteniyor ve hatta kurumlar izin verdiği projeye dair daha sonrasında görüşlerini olumsuza çeviremeyecek... Aynı zamanda ÇED gerekli değildir kararları kaldırılacak, peki yerine ne gelecek bilmiyoruz? Bundan sonra bu projeler için hiçbir ÇED süreci yürütülmeyecek mi yoksa projeler ÇED sürecine mi tabii olacak, bilmiyoruz? Fakat şunu biliyoruz ki hali hazırda ÇED raporları kopyala yapıştır yöntemlerle hazırlanıyor. AK Parti tarafından meclis gündemine getirilen Torba yasa teklifinde yer alan maddelerin hiçbirisi kabul edilemez. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün yetkileri arttırılacak, madencilik faaliyetleri için verilen izin süreçleri son derece kolay bir hale dönüştürülecek, Akbelen Ormanı’ndaki zeytinlikler madencilik faaliyetlerine kurban edilecek… Anayasamıza aykırı bir teklif var karşımızda, eğer bu torba kanun Meclis’ten geçerse kaybeden doğamız olacak, biz olacağız… Kazanan ise sadece bir avuç sermayedar olacak” ifadelerini kullandı.(