1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Algı altında ezilenlerin hiç mi suçu yok?
Yazarın biri Eskişehir’e geliyor.
Türk dünyası uygulama ve Araştırma Merkezinin olduğu yerden bir fotoğrafı sosyal medyadan paylaşıp “Harikasın Yılmaz Büyükerşen” yazıyor.
Bazı gazeteci arkadaşlarımız da haklı olarak bunu yazıp “Sezar’ın hakkı Sezar’a” diyor.
AK Partililer de buradan hareketle, şehirde her yapılan işin Büyükerşen’e mal edilmiş olmasının tek nedeninin, Büyükerşen tarafından yaratılan algı olduğunu söyleyip geziyor.
İyi güzel de…
-Eskişehir’de güzel olan her şeyi Büyükerşen yapar düşüncesi yerleşmişse…
-Hükümetin yaptığı güzel işler de Büyükerşen’e mal ediliyorsa…
Hatta…
-Hükümet tarafından yapılan güzel işler Büyükerşen’e, Büyükerşen tarafından yapılan kötü işler hükümete endeksleniyorsa…
Bu durum AK Parti açısından büyük bir eksikliği ortaya koymuyor mu?
Eğer Büyükerşen onların da söylediği gibi şehirde böylesine bir algı yarattıysa, bu durum AK Parti’nin bu algıyı ortadan kaldırma becerisi olmadığının bir kanıtı değil mi?
Kısacası…
Tüm bu anlattıklarımızdan sonra AK Partinin yapabildiği ve elinden gelen sadece “Biz yapıyoruz ona mal ediyorlar. çünkü algı yaratıyor” demekten ileriye gidemiyorsa…
Bunun suçlusu Büyükerşen ve şehirde iyi olan her şeyin arkasında Büyükerşen’in olduğunu algılayan insanlarda mı?
Partideki iletişim dehalarına rağmen, iddia ettikleri algının üstesinden gelemeyen ve altında ezilip duran AK Partililerin hiç mi suçu yok şimdi?
.....
"Başka şehirde yaşayamam" dedi dostumuz...
-"İşte bu şehri bunun için çok seviyorum" dedi bir dostumuz.
-"İşte bu yüzden bu şehirden başka bir şehirde yaşayamam" diye devam etti.
-"Hayrola?" diye sorduk kendisine.
-"Senin görüp de benim göremediğim bir şey var galiba. Söyle de biz de bilelim" dedik.
-"Görmedin mi?" diye sordu.
-"Neyi?" dediğimizde ise, gaz maskesi takılmış heykellerin fotoğraflarını görüp görmediğimizi sordu.
Gördüğümüzü söylediğimizde ise devam ederek:
-"Eskişehir'de Alpu'ya kurulacak bir termik santral meselesi var. Kurulacak termik santral büyük bir endişe yaratmış. Bu termik santralin faaliyete geçmesiyle birlikte Eskişehirlilerin nefes dahi alamayacakları konusunda korku yaşanıyor. Termik santralin kurulmaması konusunda büyük çabalar var. İşte tüm bunlar olurken üniversite öğrencileri şehrin sembolü haline gelen heykellere birer gaz maskesi takmış. Sonra da fotoğraflarını çekip, sosyal medya üzerinden "Termik Santrale Hayır" kampanyası başlatmışlar. Bayıldım valla yapılan bu işe. 10 sayfa yazı yazsan bunun verdiği mesajı hiçbir şey veremez. Yapılacak hiçbir şey bunun kadar etkili olamaz. İşte bu yüzden bu şehri çok seviyorum ve başka yerde yaşayamam" dedi.
-"Ne diyelim?" 'Haklısın' dedik, ayrıldık yanından...
.....
Biz bulduk onlar yaptı...
Finlandiya 1970'li yıllarda Türkiye ile hemen hemen aynı görünüme sahip bir ülke.
80'li yıllarda özellikle eğitimde araştırmaya önem veriyor.
Köy kökenli bir siyasetçi Başbakan oluyor ülkede.
Hemen her bütçeyi yarı yarıya azaltıp, eğitime ayrılan bütçeyi dört kat arttırıyor.
Sağlık,askeri ve diğer bütçeler azaltıldığı için insanlar sıkıntı çekiyor.
Bu durum işte o başbakanın 95 yılında seçimi kaybetmesine neden oluyor.
Bunu anlayışla karşıladığını söyleyen başbakan "Bu yaptığımızı bugün anlamadınız ama ilerde ülkemizin eğitiminde nasıl değişim yaşandığını anlayacaksınız ve bana teşekkür edeceksiniz"diyor.
Gerçekten de dediği oluyor.
2000'li yıllar geldiğinde ve pisa ölçümleri yapılmaya başlandığında, eğitimde en başarılı ülkenin Finlandiya olduğu çıkıyor ortaya.
Tüm dünyadan Finlandiya'ya eğitim için gidilmeye başlanıyor.
Finlandiya 12 yıl üst üste eğitimde birinci oluyor.
Sonuçta 70'li yıllarda Türkiye ile aynı pozisyonda olan Finlandiya eğitimde gerçekleştirdiği bu reform sayesinde Türkiye'nin 4 katı milli gelire sahip bir ülke haline geldi.
Peki, Finlandiya'yı eğitimde bu denli başarılı yapan yöntem neydi?
Buna kısaca "Yaparak öğrenme" diyorlar.
İşin ilginç yanı, "Yaparak öğrenme" nin ilk uygulandığı yer ise Anadolu toprakları.
Yani Köy Enstitüleri ile verilen eğitim.
Finlandiya resmen bizim Köy Enstitüleri eğitim sistemini alıp, geliştirerek eğitimde 1 numara oluyor.
Bugün için Finlandiya eğitimde liderliği Singapur ve Kore'ye kaptırmış durumda.
Peki nasıl kaptırdığına baktığımızda hem Singapur'un hem de Kore'nin eğitim sistemi modelini Finlandiya'dan alıp, daha da geliştirdiği çıkıyor ortaya.
Kısacası...
Eğitimde dünyanın en başarılı ülkelerine ilham kaynağı olan Köy Enstitülerinin eğitim modelini terk etti bu ülke.
O günden bu yana ülke eğitimi her geçen yıl daha da geriledi.
Gelinen noktada pisa sonuçlarında dibe vurduk.
Buna inanmayıp bir de kendi ülkemizde, kendi insanlarımızla araştırma yaptık.
Sonuç aynı çıktı.
Yani...
Dibe vuruşumuzu adeta tescilledik.
Bize ait olan ve eğitimde en iyi ülkeler örnek olan sistemimize biran olsun dönmek yıllarca aklımıza bile gelmedi.
.....
"Yok mu kurtaracak?"
diye sorulunca....
Yolda önümüzü kesti 40 yaşlarındaki Eskişehirspor taraftarı.
Televizyonda izliyormuş zaman zaman.
Denk geldikçe de yazılarımızı okurmuş.
-"Yok mu kurtaracak birileri?" diye sordu.
Eskişehirspor'a başkan olacak kişinin kim olacağını sorduğunu tahmin ettik haliyle.
Başlattık anlatmaya.
-"Biliyorsun Sinan özeçoğlu bıraktığını açıkladı. Sözünden geri dönmeye de niyeti yok. Durum böyle olunca ortaya bazı isimler çıktı. çıkan isimleri zaten sen de biliyorsun..." Demeye kalmadan sözümüzü kesti.
-"Abi ben 'yok mu kurtaracak biri?' Diye sorarken Eskişehirspor'a kimin başkan olacağını değil, Eskişehirspor'u ba hale getiren ve hala oradan buradan çıkıp, umut olmaya çalışan bu insanlardan bizi ve Eskişehirspor'u kurtaracak yok mu? Diye sordum. Sen galiba yanlış anladın" dedi.
Ne diyelim?
Şaşırmadık desek yalan olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.