1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Artık oturup bekleyeceğiz bir tesadüf olmasını!

Olur da...
-Bakanlardan biri Ankara'dan karayoluyla Bursa'ya falan giderken, Eskişehir çevre yolu üzerinde -Organize'nin iş çıkışına denk gelip, sıkışan trafiğin ortasında kalırsa...
***
-çok önemli bir devlet adamı, Bursa tarafından Ankara'ya karayolu ile gittiği sırada Eskişehir'den geçerken, sabah trafiğine denk gelip, dakikalarca trafiğin ortasında takılırsa.
***
-Son derece önemli bir siyasetçi, yolu Eskişehir'e düşüp, hiç istemeyiz ama yol üzerinde bir kaza geçirirse...
***
-Sözü geçen bir makam sahibi, Afyon'dan Eskişehir' geldiği sırada, Eskişehir sınırına girer girmez aracı yoldan çıkarsa.
HHH
-Bir hayli önemli bir bürokrat, Alpu'ya yolu düştüğünde, yolda aracıyla işkence çekerse...
***
İşte o zaman, Eskişehir'in alternatif çevre yollarıyla, bir türlü yapılamayan ilçe yollarının yapılması için ufak da olsa bir umut ışığı doğabilir...
Aksi halde...
çevre yolu ile Alpu, Sarıcakaya ve Seyitgazi yolları üzerinde hemen her gün meydana gelen kazalar ile bu kazalarda yitirilen onlarca can,  beyefendilerin umurunda bile olmuyor!
-"Şu yolları defalarca söz verdiğimiz gibi yapalım da, insanlar hiç uğruna canından olmasın" diye asla demiyor, düşünmüyor.
Halbuki...
Söz verdikleri, "Yapacağız- edeceğiz" dedikleri günden beri her ay 3-5 metresini yapmış olsalardı, şimdi ne ilçelerin ne de şehrin yol sorunu kalırdı.
Onlar...
Yıllardır sadece söz vermeye, yapılmayan yollar ise sürekli can almaya devam ediyor…
Not- İki gün önce İzmir’e gidip döndüm.
Kütahya, Afyon, Uşak ve Manisa’dan geçtim doğal olarak.
Saydığım her ilin alternatif çevre yollarını kullandım.
Gediz ile Uşak arası bile karşılıklı çift yol yapılmış.
Afyon-Manisa ilçeleri dahi keza aynı şekilde…
Ta ki Afyon’dan Eskişehir sınırına, yani Seyitgazi yoluna giriyorsunuz, işte Eskişehir’in kadersizliği çıkıveriyor karşınıza…


.....


öncelik; kendi
partilerindeki
iktidarı sağlamak!


ülkede AK parti iktidarı var.
Eskişehir yerelinde ise CHP’li belediyelerin iktidarı…
Normalde ne olması lazım?
ülkede muhalefette olan CHP’nin iktidara karşı, Eskişehir’de muhalefet olan AK Parti’nin ise CHP yerel iktidarına karşı muhalefet yapması lazım değil mi?
Var mı böyle bir muhalefet?
Bize kalırsa cılız birkaç açıklama ve eleştiriden öte pek bir şey yok.
Peki niye yok?
çünkü, her iki partide de “önce kendi partimiz içindeki iktidarı sağlayalım” çabası var da onun için…
CHP’de belediye başkanlarının da içinde olduğu iki grup var…
Bu gruplar birbirlerine güç gösterisinde bulunmaktan ve parti içi iktidarı sağlama almaktan iktidarı gözleri bile görmüyor.
AK Parti’de ise, hem milletvekillerinin içinde olduğu hem de parti içi grupların bulunduğu bir parti içi iktidar mücadelesi yürüyor alttan alta.
önümüzdeki süreçte yapılacak il kongresinin yaklaşması bu mücadeleyi daha da etkin hale getiriyor.

O yüzden…
İktidardan muhalefete karşı, muhalefetten de iktidara karşı herhangi bir muhalif hareket beklemeyin şu sıralarda…

çünkü…
Mücadele partilerin kendi evlerinde yaşanıyor…


.....


Kaçırmayacaktık o fırsatları...


Eskişehir, konumu itibarıyla çok önemli bir yerde bulunuyor.
Hem karayolu, hem de Demiryolu’nun merkezinde bir kent.
Hava ulaşımı konusunda da son derece avantajlı…
Dahası…
Tam ortasından su geçen ender kentlerden birisi…
Ancak nedendir bilinmez, geçmişten bu güne kadar Eskişehir böylesine önemli bir konumu avantaja çevirememiş.
çeviremediği için de, olması gereken hak ettiği yere bir türlü gelememiş.

***

Eskiden bu yana geçen süreyi şöyle bir düşünün.
Şu son 10-15 yılda olup bitenler sayesinde duyulmaya başladı Eskişehir’in ismi.
Ondan öncesi hiç yok.
Bir Kenti ayaklandırıp deyim yerindeyse uçurabilen Otomotiv sektörü kapısına kadar gelmiş Eskişehir’in…
Ne olup bitti tam bilemiyoruz ama, içeriye bir türlü girememiş.
Giremediği için de ya Bursa’ya, ya Kocaeli’ne ya da Adapazarı’na kaçmış bu sektör.
***
Sonrasında…
Hidroterapi Merkezi gelmiş kapıya kadar.
Şehir merkezinde adeta isyan çıkmış.
Adı bile, insanların ayaklanmasına neden olmuş.
Tabi bu da kaçmış anlayacağınız üzere.
Kısacası, üst üste fırsatlar gelmiş, geçmiş.
Hiç birisi değerlendirilememiş.
***
Bununla da kalmıyor olup bitenler.
Resmi Kurumların Bölge müdürlükleri alınmış Eskişehir’in elinden birer birer.
Kalkınma Ajansı Bölge müdürlüğü gitmiş Eskişehir’in elinden.
Hâlbuki kapıya kadar da gelmişti tıpkı öncekiler gibi.
Şimdi Bursa’da bu Bölge müdürlüğü…
Eskişehir de doğal olarak Bursa’ya bağlı.
***
Ardından İstinaf Mahkemeleri kuruldu hatırlarsanız.
Eskişehir onu da alamadı.
Kaçan fırsatlara bir yenisi eklendi.
En son asırlık TüLOMSAŞ’ı aldılar Eskişehir’in elinden.
Koca firmanın hükmi şahsiyeti sona erdi göz göre göre…
***
Sonuç olarak;
Eskişehirli, hem elindekileri korumayı bilemedi yıllardır hem de önüne kadar gelen fırsatları değerlendiremeyip, bu fırsatların arkasından  "Tüh" demekle yetindi.
Elindeki alındığında ayaklanmadı, fırsat ayağına geldiğinde Ankara’ya baskı yapmadı.
Adeta kaderine razı oldu.
Olmaya da devam ediyor.
***

Ancak bu işler kadercilikle olmuyor.
Belki biraz ağlamak, belki biraz bağırıp çağırmak gerekiyor.
Eskişehirli ne ağlıyor, ne de bağırıp çağırıyor.
Böyle olmayınca, ağlayan ya da bağırıp çağıran değerlendiriyor fırsatları.
Sözün kısası…
Eskişehir fırsatlardan yararlanacak ve gelişecekse…
önce Eskişehirli kafayı değiştirecek.
Bugüne kadar değişmeyen kafa değişir mi?
İşte onu da zaman gösterecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi