
AKTÜEL
BİR ALIŞVERİŞİN SONUÇLARI
Bir cumartesi sabahıydı. Adam eşinden ayrılalı bir ay oluyordu. Bugün, markette alışveriş yapması gerekiyordu, ancak güne iyi başlamadı, işyerinde terfi beklerken terfiyi müdüre yalakalık yapan başka bir memur almıştı. Arabasını hızlı sürerken durdurulmuş ve ceza almıştı. Arabasını yanlış yere park edince de bir başka ceza onu bekliyordu.
Hızla markete girerken bir bayana çarpmış ve hiç de hoş olmayan sözler işitmişti. Alışverişi yaparken birkaç konserve kutusunu yere düşürmüş ve epeyce mahcup olmuştu. Kasiyerin önüne geldiğinde uzun bir kuyruk oluşmuştu ve biraz daha gecikirse, çok sevdiği basketbol maçını izlemek için geç kalacaktı.
Yarım saat kadar sıkıntı içinde bekledikten sonra tam sıra ona gelmişti ki; omuzunda bir el hissetti. Arkasını döndüğünde çok güzel bir bayan kendisine çok nazik bir şekilde seslendi: "Affedersiniz! Yeğenim arabada bekliyor ve aldığım dondurma erimek üzere; acaba sıranızı alabilir miyim?" Aslında, hiç de insanlara iyilik yapmak istediği bir gün değildi; ama, yine de bu nazik bayanın isteğini reddedemedi ve sırasını verdi.
Kasiyer, güzel bayanın aldıklarını hesaplarken birden kasadan garip sesler gelmeye başladı. Az sonra marketin yöneticisi ve kameralar geldi. Yöneticinin elinde bir çek vardı. Güzel bayana yaklaştı ve kameraların önünde ona seslendi.
"Tebrikler! çok şanslısınız. J.P. marketler zincirinin bir 68 milyonuncu müşterisi oldunuz ve bir milyon dolarlık hediyemizi kazandınız. Buyurun çekinizi!" Bayan, sevinçten elindeki dondurma paketini yere düşürdü. Coşkuyla arabasına giderken, kendisine sırasını veren adamı hiç düşünememişti. Adam tam anlamıyla şoka girmişti. Bir teşekkür bile kendisine çok görülmüştü. Sıra ona gelince kasiyer, "Aslında sizin hakkınızdı efendim. Görüyor musunuz? Bir teşekkürü bile size çok gördü," dedi.
Adamın konuşacak hali yoktu. Sadece acı bir tebessüm etti, o kadar.
Eve geldiğinde bayanın çeki alırken çekilen görüntülerini izledi ve hemen televizyonu kapattı. Güzel bayan ilk olarak iki yüz dolara kendisine çok güzel bir giysi aldı. Ancak eve geldiğinde içi bir türlü rahat etmiyordu. Paranın onun hakkı olmadığı, sıradaki beyefendinin hakkı olduğu düşüncesi zihninde daha fazla ağırlık kazanmaya başladı. Avukatını aradı ve o adamı bularak bütün parayı onun hesabına yatırmasını istedi.
Ertesi gün, marketteki kredi kartı numarasından adamın hesap numarasını alan avukat parayı adamın hesabına yatırdı ve adamı arayarak: "Efendim müvekkilim bütün parayı hesabınıza yatırdı. Ancak 200 dolar eksik özür dileriz. Maaşını alınca borcunu size ödeyecek," dedi.
İnsanlar hakkında her türlü olumsuzluğu düşünen adam bu telefondan sonra olumsuz görüşlerinden dolayı utandı. Ertesi gün, bayanın işyerini öğrenen adam oraya giderek nezaketinden dolayı onu kutladı ve paranın yarısını ona verdi. Bundan sonra sık sık görüşen bu iki insan ortak özelliklere sahip olduklarını fark ettiler ve evlendiler.