
spor -9- N. Mesut KÜKRER (GENİŞ AÇI)
ÇIKTIK AÇIK ALINLA....
Tatili uzatıp, yolumuzu Datça’ dan Antalya/ Side’ ye düşürünce; Es-Es-Gaziantep Gazişehir maçını yine gurbette ve yine televizyon ekranından seyretmek zorunda kaldık…Ama , bu kez üzerimizde gururla taşıdığımız Es-Es Formaları ile ve Eskişehirli dostlarla Es-Es çekerek…
Gurbette Es-Es maçını seyretmek ne denli zor bir iş ise, futbol oyunu da o denli kolay aslında. Zira, birincisinde (gurbette iseniz) Es-Es paketli Dicitürk decoderinizi yanınızda taşımak zorundasınız. İkincisinde (futbol oyununda) sahaya çıkan ve kulübede oturmasına rağmen maçı yaşayan “ ASLAN YüREKLİ OYUNCULAR “ ‘rınızın olması yeterli. Hele o aslanların arkasında ölüyü diriltecek “MUHTEŞEM TARAFTAR” varsa…
Dedim ya.!.. FUTBOL üç aşamalı basit bir oyun aslında; Birincisi: Gol yememek için kalenizi savunacaksınız; İkincisi: Topu ileriye taşıyacaksınız; üçüncüsü de: Rakip filelere golü atacaksınız. Eğer bunları yapamıyorsanız maç sonunda Gazişehir Takımının Teknik Patronu Yalçın KOŞUKAVAK gibi: “Eskişehirspor’ un oyunu rahatsız edici .Topun oyunda kalma süresine baktığınızda bu süre de rahatsız edici. Benim ve ülkem adına rahatsız edici..” gibi veciz(!) cümleler kurarak işin içinden sıyrılmaya çalışırsınız olur biter. Bu noktada, ülke futbolunun içine düştüğü durumu değerlendiremeyen, kendisine teslim edilen “Proje Takımı” nın oyunundan değil de, pek çok Anadolu kulübü gibi mali kriz içinde debelenen ve bu nedenle U-21 oyuncuları ile sahaya çıkan Es-Es’in oynadığı futbolundan rahatsız olan Sayın KOŞUKAVAK ‘ a tavsiyem; elindeki malzemeye aldırmadan şapkadan tavşan çıkarmaya uğraşan Es-Es Teknik patronu Sayın Fuat çAPA’ nın yanında bir müddet staj görmesi şeklinde olacaktır.
Futbol oyununun bir başka ilginç yönü de, kitlelere en çabuk ve kolay ulaşma aracı olması elbette. üretilen “Proje Takım”larının sayısının her geçen gün artması, bunun en somut örneği.. Zira, seyirci potansiyeli olmayan ama spor kamuoyunda yer alıp gündem yaratmayı amaçlayan böylesine takımlar sayesinde gerek ülkeyi, gerekse futbolu yönetenlerin işinin oldukça kolaylaştığı da bir gerçek…
ülke futbolunun içindeki durumu, endüstriyel futbolun meyvesi (!) proje takımlarını ve takımlarına oynattıkları kötü futbola mazeret üreten korkak teknik adamları bir başka yazımızın konusu yapıp gecenin gerçek kahramanlarını manşete çekelim:
1-Yalnızca skorun ve başaranın peşinden koşmayan, her türlü olumsuzluğa karşın takımının yanında olan ve bu konuda tüm ülkeye ders veren Muhteşem TARAFTAR.
2-Yaşları küçük ama yürekleri kocaman,(tıpkı kurtuluş savaşında yedi düvele karşı savaşan dedeleri gibi) her maçta ayrı bir destan yazan BİZİM çOCUKLAR.
3-Hiçbir mazeretin ardına sığınmadan görevini layıkıyla yapmaya çalışan adam gibi adam FUAT çAPA.
4-Yürekten sevdiği takımının maçını televizyon ekranından seyredebilmek için her türlü zorluğu aşmaya çalışan GURBETTEKİ ES-ES TARAFTARI…..