
spor -9- N. Mesut KÜKRER (GENİŞ AÇI)
ES-Es' in Derdi : " KIRMIZI PABUÇ"....
Yazılarımda zaman zaman deyim ya da atasözü kullanmayı seviyorum. Kimi de onları başlığa taşıyor ve yazıya: ““Efendim…Hikaye malum!...” diye başlayarak, deyim ya da atasözünün nasıl oluştuğunun hikayesini anlatıyorum...
Es-Es- Keçiören maçının öyküsünü yazmak üzere klavyenin başına oturunca da aklıma :dönemin Osmanlı sadrazamı Ragıp Paşa’ ya olmadık bir an ve zamanda : “Efendi hazretleri, Acaba kırmızı pabuçlarımın üstüne sarı mı yoksa pembe fistan* mı giysem ; bir türlü karar veremedim. .Siz ne dersiniz?” diye soran ve paşayı çileden çıkartan konak çalışanı Arap Bacı Kalfa“ ile ona; “ Hanım, hanım ben burada devlet işleriyle uğraşıyorum, sen bana ne soruyorsun!.. “ diye gürleyen Paşanın ; günümüzde de deyim olarak kullandığımız son cümlesi geldi :” ARABIN DERDİ KIRMIZI PABUç “…
Sonrasında da bu deyim ile Eskişehirspor arasındaki bağı kurmaya çalıştım ve “ Acaba,? dedim kendi kendime;
- Her kur artışında borcu katlanan,
- Devre arası transferini açamayacağı( bizzat kulüp başkanının ifadesi ile) anlaşılan ve
- Tam 21 haftadır kazanamayan takımımız için Keçiören maçında alınacak 3 puan camiayı yeniden ayağa kaldırmak için yeterli olabilir miydi ?
- Yoksa ilerleyen gün ve haftalarda birilerinin çıkıp da bize asıl derdimizin “ Kırmızı pabuç (3 puan) olmadığını “ hatırlatır mıydı?. Nedense karar( ! ) veremedim bir türlü....
Maça gelirsek;
Es Es- Keçiören maçını iki ayrı devre olarak ele alıp ,takımın başında beşinci maçına çıkan İlhan Hocayı ve Onun oyun anlayışını- bu maça yansıdığı şekliyle- değerlendirmek istiyorum.
Keçiören maçında Es Es, önceki haftalara göre daha derli- toplu bir mücadele ortaya koymuş ve özellikle ilk yarıda ( yenilen gol haricinde) rakibe pozisyon vermemiştir. Yenilen gol de -tıpkı bir önceki Akhisar maçında olduğu gibi-basit bir defans hatasından gelmiş ve kalecimiz Ekrem ile Mevlüt’ ün zincirleme hatası rakibe golü adeta hediye etmiştir.
Takımın yenilen golden sonraki ilk yarı performansını ve beraberlik golünü bulmasını, İlhan Hocanın Es-Es ‘ e kattığı artılar olarak değerlendirebiliriz. Yine, sakatlanan kaptan Sezginin yerine oyuna giren Sunday Alimi’ nin , bu değişiklik sonrasında sahaya santrafor olarak çıkıp stopere çekilen Onur Bayramoğlu ‘nun yerine kaydırılması , ve bu oyuncumuzun da beraberlik golünü bulması İlhan Hocanın doğru hamleleri olarak göze batmıştır.
Maçın ikinci yarısının; ,İlhan Hocanın taktiksel anlayışına nasıl bakacağımızın ipuçlarını verecek şekilde gelişmediğini söylemeliyiz. Zira, ikinci yarının hemen başında atılan gol -deyim yerindeyse-Es-Es ‘ in kimyasını bozmuş ve haftalardır bırakın kazanmayı, gol atmayı bile unutan futbolcularımızda panik havasını başlatmıştır. Hele bir de son dakikalarda yenilen beraberlik golü, maç sonrasında Camiada ;”ilhan Hoca akan oyunu okuyamıyor?” şeklindeki eleştiri ve endişelere dönüşmüştür.. Bu bağlamda camiamıza tavsiyemiz biraz daha sabırlı olunması şeklinde olacaktır.
Evet, İlhan Hoca’ nın ikinci yarı oyuncu hamleleri ve saha içi varyasyonları (bu maç için) doyurucu değildir.
Evet, İlhan Hocaya oyundan düşen orta sahamızı( özellikle de Talha yı) neden maçın son dakikalarına kadar değiştirmediği ; sahadaki panik havasını önleyip takımı dinlendirebilecek tecrübeli Kıvanç Karakaş’ ı neden kadroya almadığı sorulabilir; Sorulmalıdır da! … Ancak unutmayalım ki , i Es-Es ‘ in sezon sonuna kadar derdi:
“HEP KIRMIZI PABUçLAR” olacak…
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
*Fistan: Elbise, giysi..