Zaman soyut bir kavram aslında…
Yaşamı; saat denilen mekanizmanın kadranındaki akrep ve yelkovanın tik-takları arasına sıkışıp kalan insanoğlu içinse zaman; derin ve dipsiz bir kuyu…
Bir sabun köpüğü gibi elinden kayıp giden ve ardından da nasıl geçtiğini anlayamadığın ve geçtiğine hayıflandığın günler, aylar ve seneler!... Sonrasında da “Ah ! … Keşke!…” ile başlayan ve uzayıp giden pişmanlık cümlelerinin arkasına saklanılan mazeretler…
“…….Yaz aylarının peşine takılıp, (salgın hastalığın gölgesine de olsa) tatilin keyfini sürmenin, beni ruhen ve bedenen rahatlattığını; ayrıca, yeni dönemde siz değerli okuyucularımla yeniden buluşmanın heyecanı içerisinde olduğumu belirtmeliyim…”(*) diye yazmamın üzerinden yaklaşık iki ay geçmiş!...
Köşemin bu süre zarfında boş kalmasına sebep olan mazeretlerime gelince: Yazılarımı yazdığım emektar bilgisayarımın teklemesi, bel ve dizimdeki sağlık sorunlarım ve gözümden geçirdiğim ufak bir operasyonu( katarak ameliyatı) sıralayabilirim bir solukta…
Neyse biz , asıl suçu(!) yine geçip gidiveren “Zaman” a yükleyelim; attığımız başlığa sadık kalarak da: “Kaldığımız Yerden Devam” diyelim ve aylar önce bıraktığımız yerden bir milim bile kımıldamayan ve hafta sonu oynanan Akhisar maçından da mağlup ayrılıp sevenlerini yine üzen Eskişehirspor’a geçelim.
***
Akhisar maçını yorumlamadan önce birkaç noktanın altını kalınca çizmemiz gerekiyor.
1-Es-Es ‘ in ligde oynadığı son 20 maçı kazanamamasının futbolcular ve camia üzerinde yarattığı psikolojik travma..
2-Skor odaklı oynanacak maçlara:” VUR- KIR- PARçALA; MUTLAKA KAZAN” taktiği(!) ile çıkılmasının gerekliliği…
3-Oynadığımız yerin üst düzey bir klasman ve bizimde bu ligdeki en zayıf halka olduğumuz,
4-Sahada ve kulübe oturan oyuncularımızdan çoğunun teknik kapasitelerinin bu lig için yetersiz olduğu..
Şimdi de yukarıda sıraladığımız gerekçeleri göz ardı etmeden Es‑es’ in teknik adam değişikliği ile ortaya çıkan durumunu irdeleyelim:
Ligde oynadığımız son 3 maça baktığımızda; Teknik heyetin değişmesi ile birlikte, Eskişehirspor’un oyun anlayışında olumlu yönde gelişmelerin olduğunu söyleyebiliriz. İlhan Hoca ile birlikte futbolcularımızın takım oyununa uyum gösterebilmek için çabalamaları, ( her hafta değişmesine rağmen) defans kurgusunun daha az hata yapmaya başladığı, kalecimiz Ekrem’ in yükselen formu; ilk üç haftanın Hocamızın ve teknik heyetin artıları olarak sıralanabilir. Hadi bu artılara top kapmak için savaşan orta saha oyuncularımızın ve gol üretmek için çırpınan forvet elemanlarımızın” iyi niyetini” de ekleyelim…
Yazıyı, akıp giden ve adına zaman denilen aynaya bakarak yazmaya çalıştım . Maalesef ! Es-Es adına “ Zamanın örselenmiş Aynasından “ görünün de şimdilik bunlar…
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(*) Bu köşede 08.09.2020 tarihinde yayımlanan “Yine-Yeni- Yeniden” başlıklı yazım..
