Aslında bugün Genel Kurul izlenimlerimi yazacaktım. Ama kulübün borcu ve zararı hakkında o kadar çok soru geldi ki, mecburen bu konu hakkında yazmaya karar verdim. Gelen soruları tek tek not aldım ve cevapladım. İşte sorular ve cevaplarım...

-Genel Kurulda anlatılanlardan bir şey anlamadım. Rakamlar iç içe girdi, kafam karıştı. Kulüp zarar etmiş görünüyor. Bu zarar nereden kaynaklanıyor? Ayrıca Eskişehirspor'un borcu ne kadar?
Aslında çok karışık değil. Şöyle izah edeyim. Bir aile düşünün, babanın geliri olarak sadece aylık maaşı var. Doğru olan ailenin harcamalarını bu gelire göre yapması. Fakat bizim aile biraz lükse meraklı, hesaba kitaba dikkat etmiyor. Harcadıkça harcıyor. İş parayı ödemeye gelince babanın maaşı yetmiyor. Önce tanıdıklardan borç alınıyor, o da yetmeyince bankadan kredi çekiliyor. Eskişehirspor'da da durum aynı... Bilançodaki zarar rakamı Eskişehirspor'un 1 yıllık gelirinin, 1 yılık giderini karşılamadığını gösteriyor bize. 62.470.834.-TL gelir elde edilirken, 75.760.090.-TL harcama yapılmış. Yapılan fazla harcamanın karşılığını ödemek için de banka kredisi çekilmiş. Bilanço da kısa vadeli yabancı kaynaklar başlığı altında gözüken rakamın tamamı (70.749.070.-TL) kulübümüzün borcudur. Bu rakamın içinde bankalara, futbolculara, teknik heyete, kulübe mal ve hizmet tedarik edenlere olan borçlar bulunmaktadır. Basında yer alan 35.000.000.-TL'lık vergi borcunun ise bilançolara yansıtılmadığını görüyoruz. Bu rakamın yazılmaması bu borcun hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. Vergi affı sonrasında yine de ödemek zorunda kalacağımız ciddi bir rakam olacak.

-Kulübün durumu nasıl? Söylenildiği kadar kötü mü? Futbolcuların bonservis bedelleri bilanço da niye gösterilmiyor?
Mevcut bilanço bize kulübün bir dönemlik resmini gösteriyor. Bu resme bakarak kulübün geleceği hakkında yorum yapıyoruz. Her ne kadar bu yönetimin suçu olmasa da kulübün mali durumu çok ama çok kötü... Gelirler giderleri karşılamıyor. Eskişehirspor bu şekilde zarar etmeye devam ederse, bu borcun her sene artacağı anlamına gelir ki, bu sürdürülebilir bir durum değildir. Mesela bilanço da dönen değerler bölümü var. Kasadaki, bankadaki para, paraya çevrilebilecek değerler ve alacaklar bu bölümde yer alır. Normal şirketlerde en azından borcu karşılayabilecek miktarda bir rakamın burada olması beklenirken bizde neredeyse bu rakam yok denecek kadar az. Bu durumda mantıken sizin sorduğunuz soru akıllara geliyor. Kulübün bu kadar borcu var ama şu futbolcuları, şu fiyattan satarsak, şu kadar para kazanmayız mı diye. İşte bu satarsak kazanırız denilen şey, eğer olursa, bir daha ki dönemin gelir tablosuna yansır. Elbette sadece satılanlar değil, satılanların yerine alınanlara ödenenlerde, giderlere yazılmak kaydıyla...

-Gelir Tablosundaki rakamlar doğru mu? Bazı konularda çok aşırı harcamalar yapılmış. Sizin dikkatinizi çekti mi?
Bilançonun ekinde verilen gelir tablosu olabildiğince ayrıntılı bir şekilde hazırlanmış. Elbette dikkati çeken kalemler var. Mesela kulüp CEO'muz Mehmet Çetin'in de söylediği futbolcu ödemelerinin kur farkları gibi. Geliri Türk Lirası olan kurumların, şirketlerin, bizim gibi kulüplerin yabancı para üzerinden borçlanmaları bu tip riskleri her zaman taşır. Bu yüzden en azından yerli statüsündeki futbolcularla TL üzerinden anlaşmak bu riski bir miktar azaltacaktır. Baktığımızda yaklaşık 10.000.000.-TL' sına ulaşan bir zarar söz konusu. Diğer kulüpleri bilmiyorum ama bizim için çok can yakıcı bir durum olmuş.
Bu dönem finansman gideri olarak 2.944.823.-TL ödenmiş. Gelecek dönem tahmini bütçesinde bu rakam 1.500.000.-TL yazılmış. Şöyle bir hesap yapalım. Yaklaşık 42.000.000.-TL'lık banka borcuna yıllık %10 faiz ödenirse bu rakam 4.200.000.-TL olmalı. Bugünkü şartlarda faiz oranının yıllık %15 seviyelerinde olacağını göz önüne alırsak eğer 6.300.000.-TL'lık bir finans gideri ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönem ya faizler çok düşecek ya da bu banka borçlarından kurtulacağız. Her iki durumda çok güzel olacağı için bu beklentiye sadece İnşallah diyorum...
Bir diğer harcama rakamı personel giderleri. Burada da 3.000.000.-TL tutarında bir rakam yazıyor. Gelecek sezon tahmini bütçesinde bu rakam 2.600.000.-TL'sına çekilmiş. Demek ki, ya personel çıkarılacak ya da maaşlarda indirim yapılacak. Bu konu üzerinde zaten camia içinde çok fazla dedikodu yapılıyor. Açıkçası Mesut Başkan'ın bu konuda gerekli tedbirleri alacağına yürekten inanıyorum.
Can sıkıcı bir gider de PFDK cezaları için ödenen paralar. Bu sene 1.151.000.-TL ödemişiz. Dikkatleri çekmek için yazıyorum maç hâsılatı gelirimiz 1.203.000.-TL. Kombine gelirlerini dikkate almazsak taraftarlarımız bedavaya maç seyretmiş. Çünkü verdikleri paralar cezaları ancak karşılamış. Bu konuda çok daha duyarlı ve dikkatli olmamız gerektiği rakamlarla ortada...

-Kongrede ayrıca gelecek sezonun Tahmini Bütçesi dağıtıldı ve oylandı. Önceki dönemlerde rastgele hazırlanırdı. Tahmini Bütçeyi nasıl buldunuz?
Tahmini bütçe aslında istediğimiz ve arzuladığımız şekilde. Yani bir taraftan gelirleri arttırmaya, diğer taraftan giderleri kısmaya yönelik. İyi niyetle, emek verilerek hazırlanmış ama yine de bazı kalemler biraz abartılı görünüyor. Bütçenin büyüklüğü 90.530.000.-TL 'sına ulaşmış. Bu kadar büyük tutulmasının sebebi olarak, yönetim kuruluna verilen borçlanma yetkisinin (ilk yıl %75) daha rahat kullanılabilmesi için olduğunu tahmin ediyorum. Tahmini bütçenin sonunda 20.255.000.-TL'lık bir kar hedeflendiği görünüyor. Tutar mı? İnşallah tutar ama bana göre çok zor. Eskişehirspor'un yönetiminin bu mali yapıyı düzeltebilmesi için önümüzdeki sezon mutlaka kar etmesi, ya da en azından zarar etmemesi gerekiyor. Tahmini bütçede en büyük gelir rakamı olarak gösterilen yayın gelirlerinde önemli miktarda artış yapılmış. Bu durum gelecek sezon takımdan daha fazla puan kazanmasının beklendiğini gösteriyor. Bence de öyle olmalı. Geçen sezon doğru dürüst geliri olmayan Türkiye Kupasını kovalamakla yanlış yaptığımız açık bir şekilde ortada. Avrupa'ya gitmek için kupayı değil ligi hedefleseydik en azından 12-13 puan daha fazla kazanmış olurduk. Böylece en fazla ihtiyacımız olduğu dönemde 12-13 milyon TL'sini kasamıza koyma şansımız olurdu.
Reklam, bilet satış gelirlerinde de hedef yüksek tutulmuş. Taraftarın pasolig yüzünden tepki gösterdiği bir dönemde bu rakamlara ulaşmak neredeyse imkânsız. Bir de UEFA bilet satış geliri yazılmış. Demek ki UEFA'ya katılmayı bekliyoruz. Ama bence tahmini bütçenin en önemli ve dikkat edilmesi gereken kısmı bonservis geliri olarak gösterilen 17.000.000.-TL'sında... Kimler satılacak acaba? Erkan mı? Tarık mı? Özgür mü? Yoksa hepsi birden mi?

Mesut Hoşcan ve yönetim mali durumun farkında mı? Bu yükün altından kalabilirler mi?
Kongre de dikkatle dinlediğim Mesut Başkan'ın olayın ciddiyetinin farkında olduğunu gördüm. Verdiği bütün mesajlar kulübün mali yapısına uygun olarak hazırlanmıştı. Başta verdiğim aile örneğine dönersek, borçlarını ödeyemeyen baba eğer eve icra memurlarının gelmesini istemiyorsa ne yapmalı? Daha fazla çalışmalı, mesaiye kalmalı ya da evde satılacak bir şeyler varsa satmalıdır. Aynı zamanda maaşını daha dikkatli harcamalı yeni borçlar yaratmamalıdır. İşte sorumlu bir aile babası konumunda olan Sayın Mesut Hoşcan'da konuşmasını bu paralel de yaptı. Uçuk kaçık mesajlar, abartılı hedefler vermedi. Transferler konusunda da yıldız değil, yıldız adayları alacağız dedi. Aslında Mesut Hoşcan ve yönetici arkadaşları zaten başarılı olmak zorundalar. Çünkü hem Başkan, hem de bazı yöneticiler bankalardan çekilen yüksek tutardaki kredilere kefil oldular. Kendi itibarlarını, şirketlerini, geleceklerini, onurlarını attıkları imza ile ipotek altına aldılar. Bu büyük bir özveri ve inanç olayı... Demek ki kendilerine güveniyorlar, inanıyorlar. Bu saatten sonra bize de onlara güvenmek ve inanmak düşer. Eskişehirspor'un geleceği için, bizim için, kendileri için başarmak zorundalar. Başaracaklar da...