
AKTÜEL
FARE KAPANI
Varoluş sebebini farelere borçlu olan bundan başka bir tek icat dahi yoktur. Düşünsenize fare olmasa kapının n'apsın millet. Mutlaka yakalanması gereken bu hayvanlar için yapılan bu kapan çalışmalarına cümle alem iştirak etmiştir. Yani belki de şu dünyada üzerinde en çok çalışılan şey fare kapanıdır. Neden? Çünkü fare her devirde vardır ve kendisinin ortalıkta elini kuyruğunu sallaya sallaya dolaşması doğru değildir. Şimdi size parmağımızı uzatıp "ahan da şu bulmuştur" gibi net bir şey söyleyemeyeceğiz. Çünkü önüne gelen fare kapanı bulmuştur. 19.asrın ortalarından beri yalnızca Amerika'da 4 binden fazla fare kapanı patenti verilmiştir. "Şu hayvanı yakalayın da patent değil plaket bilem veririz" gibi birhal söz konusu olduğundan artık gerisini siz hesap edin. Bulan alnından öpülmüş, alkış manyağı edilmiştir. Tüm bu manzaraya rağmen illada bir isim vermemiz gerekiyorsa Willam Hooker diyebiliriz. Bu şahıs ilk yaylı kapanı icat eden mucitlerden biridir. Fakat onca patent bolluğunda bu ne kadar doğru bir tespittir biz de bilemiyoruz. Artık ilk midir ortaları mıdır orası muamma.
Hooker 1894 yılında patentini aldığı bu icadının adını, artık kendisi çokmu romantik biriydi fare kapanı bulmaya çalışmasının yanında, şarkı sözü falan da yazıyor muydu bilinmez ama, "gözden ırak" koymuştur. İngilizcesi "out of sight" olan bu kapanın logosundaki " o" harfinin içinden başını uzatmış "Yakalayamazki yakalayamazki" gibi bakan muzip bir fare resmi vardı. Hooker'in icat ettiği gözten ırak isimli kapandan beş yıl sonra John Mast isimli bir adam bu kapana çok benzeyen Victor isimli bir başka kapan icat etmekle kalmadı bir de bunun fabrikasını kurdu. Daha sonra James Henry Atkinson adlı bir mucit "Fare, sıçan vız gelir. Bizden öncekiler az gelir. Bu kapanı kurun, sıçanları tutun." gibi bir atılımla pedallı kapanı icat etmiş ve "bana da patent verin. Benim neyim eksik" gibisinden patent almak için başvuruda bulunmuştur. Hooker "Benden yürüttü!" falan dediyse de Atkinson kendisine "Tapusunu göster" diyerek hiç de yürütmediğini patent müdürlüğüne anlatmıştır.
İşte böyle. Daha sonra bir sürü mucit çeşit çeşit kapanlar bulmuş, sürüyle patent alınmaya devam edilmiştir. Fakat bu kapan, bizi aklımızdan hep çizgi film Tom ve Jerry'deki gibi delikli peynir sıkıştırılmış haliyle kalmıştır.