ESKİŞEHİR; öğrenci , Kültür, Havacılık, Sanayi ve Turizm Kenti unvanlarından sonra; tuttuğu futbol takımına delicesine bağlı olan ve şartlar ne olursa olsun onu destekleyen Es-Es taraftarı sayesine yeni bir unvan daha kazandı; ”FUTBOL KENTİ”….
Acaba, İstanbul medyasınca yakıştırılan bu yeni unvanın şehrin genelinde karşılığı var mı ? Eskişehir, gerçekten bir futbol kenti mi? Şehrin dinamikleri ve futbol bileşenleri şehrin marka değerine nereye kadar sahip çıkıyor? Hangi desteği veriyor.? Destek yerine köstek olanlar kim.? Yönetimin destek isteme turlarına çıkmasına sebep olan etkenler neler.?..
Gelin bu konuyu, Es-Es ‘in Süper lige çıktığı 2008-2009 sezonundan bu yana ele alıp ,Amatör Ligimizden -eski yöneticilere; şehri yönetenlerden -siyasete uzanan geniş bir yelpazede incelemek için masaya yatıralım:
1-DAHA öNCE KULüBü YöNETENLERİN GEçMİŞTE KALAN ve HESAP SORULMAYAN HATALARI:
Kulübün son yıllarda mali yönden çıkmaza girmesinin en büyük nedenlerinden birisi, geçmiş dönemlerdeki yöneticilerin yanlış uygulamaları olmuştur. 2008-2009 sezonunda Süper lige adım atılması ile birlikte büyüyen gelirler, yatırım anlamında iyi değerlendirilememiş, sadece Marka değerinin yükseltilmesi yönünde çaba sarf edilmiş ve geçici başarılarla yetinilmiştir. Sonrasında vizyonu düşük yöneticilerin yönetime gelmesi ile, oluşan marka değeri de yitirilmiş; menajerler tarafından getirilip kulübün kucağına bırakılan futbolcu müsveddelerine verilen yüksek paralar sayesinde de Es-Es ekonomik olarak dar boğaza sürüklenmiştir. İşte bu bağlamda devreye girmesi gereken “Futbol Kenti Olma Bilinci “ne yazık ki oluşmamış ve kulübü zarara uğratan yönetimler, Genel Kurullardan elini –kolunu sallayarak yani hesap sorulmadan aklanarak çıkmışlar; Es-Es’ e de miras olarak “ UEFA DOSYALARI” kalmıştır.
2-KENT YöNETİCİLERİNİN ES-ES ‘ TEN UZAK DURMASI:
Geçmişte, kente hizmet etmek için seçilmiş ya da atanmış kent yöneticilerimiz Futbola ve Kentin marka değerlerinden biri olan Es-Es ‘ e sıcak bakmışlar; kimileri -o dönemdeki mevzuatlar çerçevesine-“Kulüp Başkanı” olarak görev yaparken, kimi kent yöneticimiz de bugün kendi adını taşıyan tesisleri kazandırmış; hatta bunlardan birisi taraftarın “ VALİ BABA“ sı olmuştur.
Günümüze gelince; profesyonel futbola desteği “ mevzuatlara aykırı ”olarak değerlendiren ve sıcak bakmayan kimi kent yöneticilerimizin takındığı tutum sonucunda Es-Es yalnızlığa itilmiştir. (Bu arada, Es-Es ‘e ” mevzuat” çerçevesinde verilen Alt Belediye desteklerini elbette göz ardı edemeyiz.)
3-FUTBOL KENTİNE YAKIŞMAYAN AMATöR LİG:
Es-Es’e futbolcu kazandıran alt yapı kaynaklarından birisi olması gereken Eskişehir Amatör Ligi; bu anlamda, gerek nicelik , gerekse nitelik olarak “YETERSİZ “kalmakta ve üst yapıya( Yani Es-Es’ e) destek verememektedir. örneğin; “845 bin nüfuslu Eskişehir ‘in BAL ligine iki takımla katıldığını , Eskişehir Süper, 1’nci ve 2 nci Amatör liglerinde oynayan takımların sayısının sadece 52 olduğunu ; yakın komşumuz (-573Bin nüfuslu)-Kütahya ilinin BAL liginde 4 ,Kendi Amatör liginde de 82 takım bulunduğunu”(*)belirtirsek , amatör ligimizin nicelik(sayısal) yönüyle eksikliğini ortaya koymuş oluruz.
Yine, son yıllarda çiftelerspor’ dan yetişip önce Es-Es ‘ e, oradan da F .Bahçe formasına kadar uzanan Alper Potuk’un dışında, şehir alt yapısından ikinci bir oyuncunun çıkmayışı(**) Amatör ligimizin nitelik( kalite) yönünü de ortaya çıkarmış olur..
4-SİYASETİN GöLGESİ;
Günümüzde siyasetin, sporun ve özellikle de futbolun önemli paydaşlarından birisi haline geldiğini söylersek, sanırım abartı yapmış sayılmayız. Ne acıdır ki Siyaset Kurumu, futbol kulüplerimizin yanlış yönetimler sonucunda mali açmaza girmeleri ve bu açmaza çözüm arandığı ağlama duvarları haline gelmiştir.
1965 yılının 19 Haziranında halkın bağrından çıkan ve kurulduğu andan itibaren futbolda “ANADOLU DEVRİMİ” ni başlatan Es-Es ‘ in siyasetle ilk tanışıklığı; alt liglerden ait olduğu yere yani Süper Lige dönebilmek için siyasetin ipine sarıldığı 2007-2008 sezonunda olmuştur. Devamında da
girdiği bu girdaptan bir daha kurtulamayan kulüp, şimdilerde yine Siyasi desteğin peşine düşmüştür. Bu da Futbol Kenti olma iddiasındaki Eskişehir’ in , hala spor adamı ve Spor Yöneticisi yetiştiremediğinin bir göstergesidir.
SONUç OLARAK;
Son tahlilde, bir başkasından destek beklemek yerine doğru olanın, ensesi kalın kurt misali kendi işini bir başkasına bırakmamak olduğuna vurgu yapıp, aslında Es-Es ‘ in içinde bulunduğu bu kaotik durumun; Türk Futbolunun genel durumu ile eşdeğer olduğunu da belirtelim..
”Peki bu işin çözümü nedir?..” diye soracak olursanız:
Es-Es için çözüm; gözünü karartıp bu yükün altına girerek her türlü övgüyü hak eden Sayın Halil üNAL ve Ekibinin gösterecekleri performansa; Türk Futbolu için ise, bu işin yani futbolun başında olanların atacakları --tepeden verilen icazetle sınırlı olan--adımlara bağlıdır.
