22 Haziran 2013 Eskişehirspor için tarihi bir gündü.
Es-Es tarihinde ilk kez 2 adaylı bir genel kurul, 722 genel kurul üyesinden 672 delegenin oy kullanması, merakla beklenen oy sayımı ve sonuç Mesut Hoşcan'ın zaferi.
Genel kuruldan sonra ilk kez yazı yazdığım için önce Mesut Hoşcan daha sonra da ekibini kutluyorum.
Özellikle orta da hiçbir şey yokken iki liste için adeta bir kıvılcım yakan Eskişehirspor üyeliğinden ceza alan ve mücadeleyi bırakmayan Özgür Tulun ve oy konusunda en büyük etken gizli kahraman 2. başkan Ahmet Yalçın'ı da kutlamak gerek.
Seçimi kaybeden Halil Ünal cephesinde hala ahlar vahlar seslerini duyuyoruz.
Ancak seçimi kaybetmesine rağmen Halil Ünal biraz daha rahat, ekibindeki yöneticilerin ise daha üzgün olduğunu görüyorum.
Herkes gibi bende seçimi kaybetmekteki etkenin Ünal'ın adaylığını geç açıklaması ve oy getirisi olmayan 3-4 ismin kapı kapı dolaşarak Ünal adına oy istemesinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Fakat 6 ay öncesinde adaylığını açıklayan ve çok iyi çalışan Hoşcan ve ekibinin seçim kazanmakta etken olduğunu unutmamak gerek.
Genel kuruldaki en güzel olay ise kavga gürültünün olmamasıydı. Hatta 'Kesin kavga olur' diyenlerde ters köşeye yattı.
Sonuçta biri kazanacaktı ve Mesut Hoşcan kazandı.
Ancak seçim kaybetti diye Halil Ünal ve ekibini de silip atmamak gerek.
Süper lige yeni çıkan bir takımı arka arkaya ligde tutmak, Piyangodan da olsa Avrupa kupalarına götürmek onların eseridir.
***
Genel kurul sonrası en çok konuşulan Eskişehirspor'da borçlar oldu.
Yeni yönetimin deyişi ile "Nereye el atsak borç çıkıyor". Evet bu kadar borcu bizlerde beklemiyorduk. Sadece bizler değil Halil Ünal yönetimindeki bir çok yönetici de "Gerçekten de böyle borç varmıymış" diyerek arıyor.
Yönetim borcu belgelerle açıklayacak.
İşte o zaman herkes gerçeği görecek.
Borçlar konusunda Halil Ünal ve ekibinin suçu büyük.
Ancak bundan 6 ay öncesine kadar eski yönetim içinde olup da şimdi yeni yönetimde yer alanların bu yanlışları hiç mi görmedi. Demek ki kara düzen bir yönetim kurulları yapıldı, kimse hesaba kitaba bakmadı, karar defterine alan kararlar ona göre alındı, yöneticiler okumadan imzaladı geçti. Durum bunu gösteriyor.
***
Mesut Hoşcan ve ekibi göreve gelir gelmez sözünü tutarak takımın başına bütün herkesin de görmek isteği kendi kanıtlamış, bey efendi kişilikli Ertuğrul Sağlam'ı getirdi. Hoşcan'ın en büyük artısı da Sağlam hoca ile başladı.
Ancak Sağlam hoca ile iş bitmiyor. Sahaya çıkıp oynayacak olan Sağlam ve ekibi değil futbolculardır.
Kesinlikle bu takıma bana göre en az 3 kaliteli takviye yapılmalı. İç transferde sorunlar çözülmeli ve futbolcuların kafaları rahatlatılmalı. Yoksa geçtiğimiz sezonki sıkıntılar yine devam eder.
***
Son olarak da alt yapı konusuna değinmek istiyorum.
Cumartesi ve Pazar günkü seçmeleri bizzat izledim.
Aynı seçmeler Eskişehirspor 2. ligde ikinde yapılmıştı.
Türkiye'nin dört bir yanından gelip, tesislerdeki çimlerde sabahlayanlar, görüntü olarak futbolcu gibi görünmese de yönetici ve antrenör isimlerini söyleyip futbolcu olacağını zannedenler gelmişti o zaman. Bu hafta da yine aynısı oldu.
Rahmetli Eskişehirspor eski teknik direktörü Kenan Korkmaz'ın bir lafı vardı "Torpille Herkes gelebilir ama, tel örgüyü geçip, çime adımını attığın an, iş biter" derdi.
Nitekim Cumartesi Pazar günü de aynısı oldu.
Bir kere iyi futbolcu kendini denettirmez, direk alınır.
Alt yapı bu seçmeler ile işe kötü başladı.
Eskişehirspor alt yapı konusunda bir diğer konu ise antrenör tercihleri.
Geçtiğimiz sezonlardan bazıları yoluna devam ediyor, içlerinde çok başarılı bulduğum bazıları ile de yollar konuşulmadan hemen ayrıldı. Gidenler niye gitti, kalanlar niye kaldı, bunu merak ediyorum. Yeni gelenler ise neye göre alındı. Alt yapının başına getirilen Kamuran Yavuz mu bu isimleri buldu, yoksa Yavuz'a bunları birileri mi önerdi.
***
Sonuçta yeni sezonda, yeni yönetim, yeni teknik heyet ve yeni bir alt yapıdan oluşan bir Eskişehirspor izleyeceğiz.
Ben takımın geçtiğimiz sezondan daha başarılı olacağına inanıyorum. Yeter ki futbolculara verilen sözler tutulsun. Çünkü geçtiğimiz sezon bu konuda büyük sıkıntı yaşanmıştı.