İnsan kaderini belirleyebilir mi?

11 Eylül İkiz Kulelere saldırı sonras...ı, binadaki firmalardan birinin hayatta kalanlarla yapılan sabah toplantısında güvenlik amiri orada hayatta kalabilenlerle ilgili şunları anlatmış;

O sabah;
- Firma müdürü, o gün oğlu ana okuluna başladığı için işe geç kalmış.
- Birinin o gün ofis kahvaltısına getirilecek Donut'ları alma sırasıymış.
- Bayan elemanlardan birinin sabah alarmı çalmamış.
- Biri kaza yüzünden trafiğe takılmış.
- Biri otobüsünü kaçırmış.
- Biri kıyafetini lekelemiş, üstünü değiştirmek vakit almış.
- Birinin arabası çalışmamış.
- Biri telefonu cevaplamak için geri dönmüş.
- Biri çocuğunu hazırlamakta zorlanmış, geç kalmış.
- Biri taksi bulamamış.
Ama en etkileyicisi; biri o gün ofise yeni aldığı ayakkabıları ile gelmek istemiş ama ayakkabı ayağını rahatsız etmiş ve bir eczaneye uğramış, yara bandı almak için !!!
Bu gün hayatta olma sebebi olan bandını almak için...
Şu anda trafikte sıkıştığımda, asansörü kaçırdığımda, bir telefona cevap vermem gerektiğinde, yani beni rahatsız eden küçük şeyler olduğunda, Allahın benim o anda "orada olmam gerektiğini" istediğini düşünüyorum.
Bir daha ki sefere, sabahınız tersliklerle başladığında, çocuklarınız giyinmek istemediğinde, arabanın anahtarını bulamadığınızda, bütün trafik ışıklarına takıldığınızda, huzursuz olmayın, sinirlenmeyin.
Küçücük terslikler,belki de o an korunduğumuz için yaşanıyordur ve biz umarım küçük sıkıntılı anlarda bunun olası nedenlerini hatırlarız ...

İnanç, güven ve ümit

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı.
İçlerinden birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır.

Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır.
Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir.

Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair garantimiz
yoktur.
Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir.
Ve işte bu üçü varsa hayat güzeldir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi