(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

KAYBEDEN YOK KAZANAN ÇOK!


Nefret ayaklanması bekleyenlere inat, futbola adanmış bir Pazar günüydü.
"Futbol içeri, nefret dışarı" diyenlerin hepsi o gün Atatürk stadındaydı.
Sağlıkspor-Yunusemre maçı son dönemde kalitesi tartışılan Eskişehir amatör futbolunun prestijini kurtaran ve içinde çok farklı hikayeleri barındıran bir mücadele oldu. 
* * *
Aslında gönül gözüyle bakarsanız Pazar günü kaybeden yoktu. Kazanan çoktu.
Maç sonu sahaya baktım.
Tüm oyunculara...
Sevinenine...
Ağlayanına...
Hepsi yıldızları yere indirip göğsüne takan futbolcular topluluğuydu benim için. Hepsi şehrimizin çocuğu yani bizim kardeşimizdi.
Bütün futbolculara döktüğü ter, verdikleri mücadele ile birlikte bizlere böylesine bir heyecan yaşattıkları için teşekkürü kendi adıma borç biliyorum. Tek kelimeyle "Helal Olsun"
***
Her iki takımda, sorumluluğu paylaşan, takım ruhunu yansıtan, bunun yanında inancı olan sadakatli bir topluluk görüntüsü verdi.
Hatta ikisinde de maçı kopartacak pozisyon üretimi de vardı.
Sağlıkspor sezon başından bu yana yayınladığı direniş bildirisine Pazar günü beceriksizlikle nokta koydu. Bunda tecrübe ve kalite eksikliğinin de parmağı vardı.
***
Müthiş maçta mükemmel oynayan bir adam vardı. Sağlıkspor kaptanı Fethi'ye ayrı bir not düştüm. Yürekli mücadelesini ve başkaldırışını tırnak içine aldım. Fırat Çakar'a da bu kadar yalın ve yararlı oynadığı için alkışlarımı yolladım. Maçın tartışmasız en iyi adamı Fethi, yardımcısı ise Fırat idi.
* * *
Sahada ki büyük mücadelenin yanında Bölgesel Amatör Lig maçlarına gönderilen küçük hakemlik izledik yine.
Sakarya bölgesi hakemlerinin doğruları, yanlış kararlarının yanında devede kulaktı. Verdikleri kararlar, kaldırdıkları bayraklar o kadar tutarsızdı ki çıkan kartları yazmaya gerek bile duymuyorum...
Çünkü böyle hakemlere rağmen sahada centilmenliği elden bırakmayan futbolcu topluluğunu işaret etmeyi daha değerli buluyorum. Onların sadece ama sadece futbol oynamak isteyen yürekleri o kadar büyüktü ki, aciz hakemlerin açıklarını bile gizlemeye yetti...
***
Kim demiş Eskişehir'den bir profesyonel takım çıkmaz diye?
Pazar günü gördüğümüz futbol kalitesi bu şehirden de birçok oyuncunun profesyonel lig düzeyinde oynayabileceğini gösterdi. Bir kez daha anladık ki, iş sahadakilerden çok yönetenlerle alakalı. Umarım anlaması gerekenler anladı?
Ve belki de Yunusemrespor kulübünün Bölgesel Amatör Lige çıkması hedef anlamında Eskişehir futbolu için daha hayırlıydı. Çünkü Sağlıkspor gibi genç oyunculara şans vermeyi kendine ilke edinmiş kulüpler için hangi ligde olduğunun değil, zamanın önemi vardı.
***
Maçın sonlarına dönelim biz yine...
Sağlıkspor'un tatlı sert direnişine karşılık, Yunusemre için avantajlarını kullanma becerisi, tecrübe ile birleşti
Hedefin şampiyonluksa!
Yediğinden daha çok atacaksın.
Yunusemre Pazar günü öyle yaptı. Zaten Yunusemreli futbolcuların gözlerini bağlasanız, onlar yine kazanmak için her şeyi yapardı.
***
Ayhan'ın harika frikik golünü "fünyesi çekilmiş şampiyonluğun ilk işareti" saymıştım.
Ama Fethi'nin golüyle bendeki etkisi 30 saniye sürdü. Anladım ki galibiyet kime giderse gitsin acı çektirecekti.
***
Ama Sağlıkspor golünde Yunusemre savunmasının "dondurulmuş görüntüsü" çok garip geldi bana.
Bu golün getirdiği bir tedirginlik de, Yunusemre takımında sahaya yansıdı. "Bir intihar olabilir mi?"dedik. Bu golün hemen ardından maçı kopartacak pozisyonda Rufet topu kaleci Hamza'ya nişanladı. Ardından atsa Sağlıkspor'u mutlu sona ulaştıracak Onur da son penaltıyı kaçırıp seri atışlara geçilince, ibrenin Yunusemre'ye döndüğünü hissettik. Şöyle bir gerçek var futbolda; elde ettiğin fırsatları sonuca yansıtamazsan boynu bükülen sen olursun!
***
Bu sezon bir takım var ki her anlamda çok konuşuldu. Para harcaması sorun, maç kaybetmesi olay oldu. Ancak Süper Amatör Küme'de başarıyı yakaladıktan sonra esas duruşunu bozmadı.
Ta ki, Pazar günü mutlu sona ulaşıncaya kadar.
O'nlar inanmışlığı şampiyonluğa...
Şampiyonluğu da aşka taşıdılar.
Aşkı da göğüslerinin sol yanında taşıyorlar. "Şampiyon Yunusemre"
***
Son olarak Serdal Eroy ve Orhan Türkmengil'den bahsetmezsek olmaz. Gördük ki; antrenörlük, makam ve mevki bir şey ise; adamlık her şeydir. Her iki antrenöründe duruşu sahaya yansıdı. Ve bizlere keyif veren bir futbol ortaya çıktı. Maç sonunda Türkmengil'in gözyaşları ise futbolda başarıdan önce insani değerlerin önde geldiğini gösteren en güzel resimdi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi