1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kesikbaş ironi yapmış bence!

Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı.
-“Organize Sanayi Bölgesine Metro ve Tramvay istiyoruz” dedi.
Bakıyorum da  birkaç gündür Kesikbaş’ın dile getirmiş olduğu bu istek çeşitli yönleriyle  eleştiriliyor.
Ne yalan söyleyeyim ben bunu duyunca Celalettin Kesikbaş’ın ironi yaptığını düşündüm.
***

Neden derseniz?
Sanayi Odası Celalettin Kesikbaş, bugüne kadar her ağzını açtığında  “Eskişehir’de üretilen malların alıcılara kolay ve ucuz ulaşabilmesi için, şehrin demiryolu ile liman bağlantısı şart” diyordu.
İktidarın neredeyse her aktörün bizzat söz vermesine rağmen, bu bir türlü yerine getirilmedi. Eskişehir’in Gemlik ile liman bağlantısı bir türlü yapılmadı.
Kesikbaş; Eskişehir’in demiryolu ile liman bağlantısının olmayacağına kanaat getirmiş olmalı ki, , “Liman bağlantısını geçtik. Hiç olmazsa şehir merkezi demiryolu ile Organize Sanayi Bölgesine bağlansın” diye düşünmüş olabilir!
Hatta…
“İktidar demiryolu ile liman bağlantısını bir türlü yapmıyor, hiç olmazsa belediye şehir merkezi ile Organize arasını  demiryolunu birbirine bağlansın.” Demiş de olabilir…
Hatta hatta!
“Organize’ye Metro ve Tramvay istiyoruz” mesajının altında Yılmaz Hoca’ya yönelik “Hocam iktidar demiryolu ile liman bağlantısını yapmıyor, bari sen şehir ile Organizeyi demiryolu ile birbirine bağlayıver de utansınlar!” mesajı da göndermiş olabilir!
***
Espri bir yana, Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın “Metro ve Tramvay istiyoruz” talebiyle ironi yapmış olduğu falan yok…
Sadece biz bu talepten ironi çıkarttık.
Zira…
Tıpkı Eskişehir’in demiryolu ile liman bağlantısı nasıl ki  35 yıldır yapılmadıysa, şehir merkezi ile Organize arası demiryolu bağlantısının da en az bir 35 yıl yapılacağını düşünmüyoruz.
Sonuç olarak…

Organize Sanayi Bölgesi’nin yakın zamanda, demiryolu ile mal ve insan taşındığını görmesi pek de mümkün gözükmüyor.
Hal böyle olunca, bizim de bu asla yapılmayacak taleplerin sürekli dile getirilmesinden ironiler çıkartmamız gayet normal değil mi?


.....


Ne zaman “erken seçim yok” denilse…


Türkiye’de ne zaman “seçimler zamanında yapılacak” denilse, bir erken seçime gidilir.
Ne zaman “erken seçim yok” denilse, bir baskın seçim yapılma kararı alınır.
Bu iş öyle bir hal aldı ki, artık erken seçim olacağını,  seçim kararı alacakların “Erken seçim kesinlikle yok” ya da “Seçimler zamanında yapılacak” şeklindeki benzeri açıklamalarından öğreniyoruz.
***
örneğin;
Ne zaman “Erken seçim falan olmayacak” açıklamaları yapılsa, ardından hemen emeklilere zam falan yapılır.
Ne zaman “Seçimler zamanında yapılacak” denilse, imar affı, vergi affı ve benzeri uygulamalar devreye girer.
Ne zaman ki gündemde seçim falan olmadığı söylense, esnafa krediler açılır.
Ne zaman “seçim meçim yok” denilse, müjde üzerine müjde verilir.
***

Artık herkes öğrendi seçim öncesi söylem ve tavırların erken seçime gidilip gidilmeyeceğinin sinyallerini verdiğini.
Mesela…
Ne zaman erken seçim olmayacağı söylendiğinde, erken seçime bir şekilde hazırlık yapılır.
Tıpkı bugün siyasi partiler ve seçim kanunlarında değişiklik yapılmaya çalışıldığı gibi.
Ne zaman seçim olmayacağı dile getirildiğinde, seçim gerektiren nedenlerin konuşulmaması için tedbirler alınır.
Tıpkı bugün ekonomi konuşulmasın diye darbe, camilerden müzik yayını ve Ayosofya meselelerinin gündem yapılması gibi.
***
Sonuç olarak…
Bizim ülkemizde “erken seçim falan yok” demek, erken seçim olacağına delalettir.
Sinyal gayet açıktır.
Her an malum bir genel başkanın bir sözü ile erken seçime gidilme kararı ülke gündemine girebilir.
O yüzden kendinizi hazırlayın.
2021 Mart’ı, şu sıralar  kesinlikte olmayacağı söylenen erken seçimin tarihi olabilir…
Bizden söylemesi…


.....


Bir şehirde olması gereken…


- “Sizce bir şehirde olması gereken 3 önemli şey nedir?” diye sorulsa, bu soruya  verilecek en güzel cevap nedir sizce?

- Planlı yerleşim-Temiz ve yeşil bir çevre-sıkıntısız ulaşım mı?
Yoksa…
-Nitelikli Eğitim-Mükemmel Sağlık hizmeti ve sorunsuz toplu taşıma mı?
-Tarih-Kültür-Sosyal hayat mı? Ya da Altyapı-üniversiteler-Az ve nitelikli nüfus mu?
Cevap belki de İş-Aş-Eğlence, belki de sıfır göç-Engelliler için de düşünülmüş, yaya odaklı yollar olabilir mi?
-Sanayi-Ticaret-zenginlik mi? yoksa sadece Eğitim-Eğitim-Eğitim mi?
Hadi biraz abartalım…
Yol-Su-Elektrik mi? ya da Deniz-Kum-Güneş mi, ne dersiniz?
Gördüğünüz üzere “Sizce bir şehirde olması gereken 3 önemli şey nedir?” sorusuna, yüzlerce cevap verilebilir.
Bu herkese göre değişen ve herkesin kendi önceliğine göre olan tercihlerdir.
Yukarıda saydıklarımızın tamamı, bir şehirde kesinlikle olması gereken en önemli unsurları oluşturur.
Zira…
Saydıklarımızın bir tanesinin eksikliği bile, o şehri sıkıntıya düşürecek unsurlardır.
Ancak hiçbiri  “Sizce bir şehirde olması gereken 3 önemli şey nedir?” sorusunun tam cevabı değildir.
Zira…
Bir şehirde olması gereken 3 değil tek şey vardır; O da insandır.
Kentte yaşayan insanın ise  3 önemli özelliği bulunmalıdır.
Bu özellikler de sevgi-saygı ve hoşgörüdür…
Zaten bunlar olduktan sonra, yukarıda sıraladığımız diğer olması gerekenlerin her biri, zaman içinde  tek tek yerine gelir.


.....


Biraz da gülmek lazım


Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş. Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış.
Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş.
Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış.
Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim."
Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış.
Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş.
"Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi