1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Keşke yakında seçim olsa...

-Maliye ve Sağlık Bakanlığının onayıyla 4’B kadrosuna alınması için bütün onaylar alınmasına rağmen, Taşeron olarak kalan HBYS personeli, bu hakkının verilmesini istiyor.
-çeklere hapis cezasının kalkmasını bekleyen önemli bir kesim var.
-EYT’liler uzun yıllardır emekli olma hakkının verilmesini bekliyor.
-ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalanlar hükümetten bir müjde bekliyor.
-Büyük bir mağduriyet yaşayan KHK’lılar hala haklarının teslim edilmesini bekliyor.
-Esnaf vergi yapılandırma müjdesinin gelmesini bekliyor.
-Kredilerin salgın nedeniyle ödenemeyecek olduğunu belirtenler, kredi borçlarının ertelenmesini istiyor.
-Belediye işçileri kadro bekliyor.
-Mahkûmlar af istiyor.
-Memurlar, söz verildiği gibi 3600 göstergenin hala verilmemesinin endişesiyle yaşıyor.
-Engelliler, işe alımlarda yüzde 3 olan kotanın yüzde 5’e çıkmasını bekliyor.
-Piktes öğretmenleri yıllardır kadro istiyor.
-Karayolları taşeronları kadro bekliyor.
-üniversiteli işçiler statü değişikliğinin biran önce yapılmasını istiyor.
-İşçi makinistler memur kadrosuna geçeceği günü bekliyor.
-üniversite öğrencileri af istiyor.
-çiftçiler, kredi borçlarının silinmesini ya da ötelenmesini bekliyor.
-Emekliler, maaşlarında artış olmasını istiyor.

***

Sonuç olarak; Toplumun hemen her kesiminin hükümetten beklentisi var.
Ama gelin görün ki; bu beklentilerin giderilmesine yönelik bugüne kadar atılan ciddi bir adım yok.
Hal böyle olunca insan ister istemez “Keşke yakın zamanda bir seçim olsa” diye düşünüyor…
öyle ya;
Belki o zaman geniş kitleleri ilgilendiren bu beklentilerin hiç olmazsa bir kısmı, oy kaygısıyla karşılanırdı…


.....


Milletvekilleri
neden yoktu?


AK partinin Odunpazarı İlçe kongresi yapıldı hafta sonu…
Kongrenin yapıldığı salonda dikkat çekici nokta, AK parti Milletvekillerinin hiçbirinin kongreye katılmamış olmasıydı…
Normalde; Eskişehir’in en büyük ilçesi olan Odunpazarı ilçe kongresine mevcut 3 milletvekilinin de katılması gerekirdi.
AK parti Eskişehir milletvekilleri Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine nur Günay partilerinin Odunpazarı ilçe kongresine niçin katıldıklarını bilemiyoruz…
Ancak bu konuda değişik söylemler var…
Bazıları “Erdoğan’ın bir gün önce yaptığı konuşmada milletvekillerinin teşkilatlara karışmamasını söylemesi etkili oldu” diyor…
Bazıları ise…
-“Genel Merkez milletvekillerine kalabalık ortamlardan uzak durun talimatı vermiş. Bu yüzden kongre salonunda yoktular” diye yorumluyor vekillerin salonda olmayışını…


.....


Var mı cahillik gibisi!


Bilgi sahibi kişiler, bilgisiz kişiler karşısında, çoğunlukla başarısız olur…
Zira…
Bilgi arttıkça, şüpheye düşme ihtimali de artar.
Bu durum bilgisiz ve niteliksiz insanlar için geçerli değildir.
çünkü…
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, olmayan niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Cahilliğine rağmen her şeye hakkı olduğu iddiası ile ortalıkta öylece dolaşırlar.
-Kesinlikle dinlemezler ve ezberlerine yerleştirdikleri birkaç cümleyi söylemek için çırpınırlar.
-“Yalan” en büyük dikkat çekme silahlarıdır.
-Herkesin kendisini sevdiğini zannederler, nefret edildiklerini bir türlü kabullenmezler.
-Kesinlikle mahcubiyet duymazlar ve en iğrenç olaylara neden olduklarında bile haklı olduklarını zannederler.
-Yüzleri asla kızarmaz çünkü, organizmalarında o bölüm doğuştan iptal edilmiştir.
Fakat…
-Boş teneke gibi çok ses çıkardıkları için de, toplum içinde en çok dikkat çeken onlardır.
-Kariyer basamaklarını hızla tırmananlar ise genellikle zorba ve kendisini kurnaz olarak gören yine bu cahiller olurlar.
Ne yazıktır ki;
Siyasette, İş yerinde, arkadaş ortamında, bakkalda veya manavda bu tiplere her an rastlamak mümkündür.
Yukarıda yazdıklarımız, Psikolojide Kruger Sendromu’nun ortaya koyduğu tespitlerdir.
Bu yazıyı okuyup da “Kimin için yazdı acaba?” diye boşuna kafa yormayın.
Yazının gittiği herhangi bir adres yok.
Aslına ve çevrenize şöyle bir bakacak olursanız da, yazının gideceği adres bir hayli çok…


.....


Bu ne şimdi?


Yer Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı.
Bulvarın bir tarafı yeşil alan…
Birileri, getirip kamyonlarca inşaat atığını bu yeşil alan üzerine bırakmış gitmiş.
Muhtemelen bunu, kimse görmesin diye gece hava karardıktan sonra yapmış.
Hava aydınlanınca da bu birilerinin yaptığı çirkinlik bulvarın bir tarafında bulunan yeşil alanı işte bu hale getirmiş…
Her zaman cezaların caydırıcı olmadığını savunan biriyimdir.
Ancak…
Şahit olduğum bazı olaylar var ki, caydırıcı olmadığına inansam bile, şahit olduğum olayların sorumlularına en ağır cezanın verilmesini istediğim anlar oluyor.
İşte bu çirkinliği yaratanların da belirlenerek, en ağır ceza neyse ona çarptırılmalarını canı yürekten istiyorum…


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Adam bir köyü gezerken yorulmuş, hayli susamıştı. çaresiz bir evin kapısını çalar, karşısına bir çocuk çıkar. Adamcağız:
-Evladım, buralarda su bulamadım.
Lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak:
- "İstersen ayran getireyim" der.
Adam bu teklifi memnuniyetle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk:
- "İstersen daha getireyim" der.
- Zahmet olur yavrum bir zahmet.
çocuk:
- "Hayır ne zahmeti, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!" demiş.
Bunun üzerine adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı kopartmış:
- Anneee, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi