Pazartesi günü İstanbul Tepecik stadında oynanan ilk maçı saha kenarında izleyen biriyim.
O maç öncesi daha ısınmada Es-Es forması giyen bazı beyler kulübeye dönerek "Böyle saha mı olurmuş, zemin betondan farksız" diyerek , sentetik zemine bahane bulmuştu.
Maçlarını sentetik de oynayan konuk takım Tepecik için acaba dün çim saha sorun olur mu diye düşündüm ama yanılmışım.
Adamlar kazanmak için buz üstünde paten yapmaya bile razı.
Demek ki sahaya çıktığın zaman zemini filan bahane etmeyerek yüreğini ortaya koyacaksın.
Tepecik'li oyuncular buna yaparak iki maçta da Eskişehirspor'a geçit vermedi.
**
Dönelim maça..
Eskişehir adına karanlık bir geceydi.
Aybaba hoca diğer maçlara göre biraz daha güçlü bir kadro sahaya sürse de Eskişehirspor, 2. ligde mücadele eden rakibini mağlup etmeyi başaramadı.
Oyuncular bir kere "Küçük rakip, Büyük rakip" olayını kafalarından atmalı. Atmadıkları için de hem futbol adına bir şey yapamıyor,. Hem de sonuca gidemiyor.
Eskişehirspor için moral olması gereken kupa, son 3 maçta eziyete dönüşmeye başladı.
Bereket 2 maç kaldı da bu eziyet de bitecek.
Ya stat elektriklerin kesilmesine ne demeli.
Kesinlikle suçlu aramıyorum...Birileri farkında değil ama, modern şehirde bu sıkıntılar ile rezil oluyoruz. Bunu da hatırlatayım.
**
Kupa Eskişehirspor için kesinlikle 2.planda
Şimdiki tek düşüncemiz ve o da Fenerbahçe maçı..
Kimle karşılaşsak 'Kaç yeriz' diye soruyor.
Bu kadar da karamsar olmayalım.
Biraz inanalım.
Tamam takım çok kötü sinyaller veriyor olabilir ama, erkenden de havlu atmak Eskişehirspor'a yakışmaz.
Taraftarın dediği gibi "Direnişe devam"...