Yaşlı horoz, kümese yeni gelen çalımlı, sırım gibi ve hemen icraata baslayan genç horozun yanına yaklaşıp hoşgeldin dedikten sonra;
- Biliyorum der, benim günlerim artık sayılı. Genç ve kuvvetli biri varken sahibimiz beni yaşatmaz. Senden, ölmeden önce son bir istekte bulunabilir miyim?
İlk icraatını yeni bitirmiş genç horoz, karşısında ezilip, büzülen yaşlı horoza acıma ve küçümsemeyle bakar;
- Neymiş o isteğin bakalım kart horoz?
Yaşlı horoz kümesin dip taraflarındaki tavuklardan birini göstererek, ağlamaklı bir ses tonuyla konusmasına devam eder ve der ki;
- Şu benim en çok sevdigim tavuk. İzin ver de onunla son bir kez birlikte olayım.
- Hayır, olmaz.
- O zaman bana son bir defacık şans ver ne olursun. Hiç değilse onurumu kurtarayım.
- Ne istiyorsun kart horoz, neymis o?
- Kümesin dışına çıkıp, şu karşıdaki ağaca kadar yarışalım. Kim kazanırsa o tavuk onun olsun. Ama ben senden iki adım önde başlıyayım. Zira ben yaşlıyım.
Genç horoz bu teklifi kabul eder ve kümesten önce yaşlı horoz, ardından da genç horoz koşarak fırlarlar. Birden bir patlama , güüüm diye bir silah sesi duyulur. Genç horoz kanlar içinde can verirken silahı ateşleyen mal sahibi yanındaki arkadaşına döner;
- Ulan bir ay icinde oğlancı çıkan bu onuncu horoz be!...