
spor -9- N. Mesut KÜKRER (GENİŞ AÇI)
ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ..
“ŞEYTAN ”; Altınordu Futbol Kulübüne kendi taraftarı ve camiası tarafından yakıştırılan; Ulusal medyanın da “ Ege “ baskılarında sıkça kullandığı unvanın adı. (Tıpkı Galatasaray= Cim-Bom; Eskişehirspor= Es-Es gibi)…
Futbolun endüstriyel kimlikle anıldığı günümüzde, Altınordu kulübünün futbolcu fabrikasına dönüşmesi ve her yıl gerek yurt içi, gerekse yurt dışına futbolcu ihraç etmesi, titizlikle incelenmesi gereken bir durum elbette…Ancak yazı konumuzun, adı “ şeytan” a çıkan bu kulübün yaptıklarını değil, cumartesi günü oynadığımız maçta gözümüze soktuklarını irdelemek olduğunu belirtelim ve kendi gerçeğimizle yüzleşmeye başlayalım;
1-KAçAN PENALTILAR ve FUTBOLCULARIMIZIN DüŞüK PERFORMANSI :
Normal şartlarda, Altınordu maçını kısaca; ilk devrede kaçan iki penaltı, sayısız gol fırsatından yararlanamama, kalemize gelen her topun gol olması, Altınordu gibi genç, dinamik ve çok koşan bir takıma karşı 75 nci dakikadan sonra ortaya çıkan fiziki yetersizlik sonucunda beş dakika içinde yenilen üç gol olarak özetleyebilir; hatta, bu maç için “75 dakika biz oynadık ama onlar kazandı. Ne yapalım futbolun cilvesi bu. artık önümüzdeki maçlara bakacağız” deyip geçebiliriz.. Zira, Saha içinden yansıyan görüntü bu. Saha dışı yani madalyonun öteki yüzü ise , son günlerde yaşanan Es-Es gerçeğinin dışa vurmuş hali… İşte bir –kaç örnek ;
a-Hafta içinde Başkan Osman Taş ile Teknik direktör Fuat çapa’ nın kamuoyu önünde girdikleri polemik ve çapa’ nın takımın başından ayrılması,
b)-Başkanın bilmem kaçıncı kez futbolculara ödeme sözü vermesi, ama hiçbirini yerine getirmemesi,
c)Yukarıda sıraladığımız bu gerekçelere sığınarak, oyuncuların düşük performans sergilemelerinin normal karşılanabileceği gerçeği,
d)Son olarak da kaçan penaltılara bakarak akıllar gelen “yoksa takım sabote mi ediliyor?” kuşkusu…
Dilerseniz bu sezonu( en azından Ocak 2020 ye kadar) birlikte geçireceğimiz oyunculara fazla yüklenmeden, diğer maddelere geçelim.
2-BAŞKANIN ve EKİBİNİN KRİZİ YöNETEMEMESİ ,
30 Mayıs 2019 tarihinde yapılan kongrede rakipsiz seçime girip başkan seçilen Sayın Osman TAŞ; kongrenin hemen ertesinde, futbolcu alacaklarının bir kısmı ile kulüp çalışanlarının birikmiş maaşlarını ödeyerek takdir kazanmıştır. Yine , merhum futbolcumuz Ediz Bahtiyar’ ın ailesine verilen ev sözünün yerine getirilmesi, Başkanın hanesine artı olarak işlenmiştir. Ancak Sayın Başkanın, çıkan ilk fırtınada gemiyi terk etmesi; Onun, yönetim eylemini yerine getirmede ne denli “tecrübesiz” olduğunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkmıştır. Zira Başkanın;
-önce istifa edip, sonra geri dönmesi,
- Fuat çapa’ nın kulüpten gönderilme sürecinde sergilediği tutum ve davranış biçimi
- İlk okul müsamerelerini andıran basın toplantıları
bu savımızı doğrular niteliktedir.
Aynı şekilde, Sayın TAŞ ‘ ın ekibinde yer alanların, başkanın istifası sonrası “ devam “ kararı almaları ilk bakışta( ES_ES ‘in yaşatılması adına) kamuoyunda doğru bir hareket olarak algılanmış ama ilerleyen süreçte;
-Yönetimde çift başlılığı getirmiş,
- Başkanın ve ikinci başkan Mustafa Topkaya’ nın basın yoluyla birbirlerine gönderdikleri salvolardan zararlı çıkan Eskişehirspor Kulübü olmuştur.
3- YöNETİMİN YENİ HEVESLİLERİ.
Dernekler Kanunu çerçevesinde yönetilen Eskişehirspor kulübü tüzüğünde kongre süreci, kulübe üye olma ve yönetime seçilme koşulları belli iken, ortaya “Kulübe üye Bile Olmayan Bir Grup” çıkmış ve yönetime talip olduklarını beyan etmiş, Kim oldukları ve neyi amaçladıkları tam olarak anlaşılamayan bu grubun ortaya çıkması ile Es-Es ‘ teki kriz daha da derinleşmiştir.
4-SONUç OLARAK.
Eskişehirspor’ umuzu krizden çıkaracak tek çözüm yolu olarak Sayın Valimiz başkanlığında acilen toplanacak “ Büyük Bir Spor çalıştayı ” nı gördüğümüzü belirtelim. Zira, Eskişehirspor için,
YARIN çOK GEç OLABİLİR….