Dünkü yazımızda Eskişehirspor yönetiminin aldığı “şirketleşme” kararını yorumladık.
Böylesi bir yönetim şeklinin geç kalınmış olduğunu belirterek;
“Eskişehirspor, daha kurumsal, hesap verebilir ve denetlenebilir şekle bürünmelidir” dedik.
★★★

Bugünkü yazımızda ise, şirketleşmenin kulübe kazandıracaklarına göz atalım…
Bu konuda ilk söyleyeceğimiz kazanım,
“Kulübün kişiler üzerinden yürütülmesinin önüne geçileceğidir”
Şöyle ki;
Şirketleşmenin ardından kulübe sağlanacak tüm gelirler artık şirket bünyesinde idare edilecektir.
Yayın ve reklam hakları…
Bonservis kazançları.
Stadyum gelirleri.
Vs.
Hepsi şirket kayıtları altında olacağı için tüm aracılar ortadan kalkacaktır.
Yapılan harcamalarda, gelirler kuruşuna kadar belli olacağından, menajerler aracılığı ile harcamalar yapılamayacaktır.
Bu da, önüne gelen menajerin kulübün kapısından artık giremeyeceği anlamına geliyor.
çünkü şirketler ancak gelirleri kadar harcama yapmak zorundadırlar.
Dernek statüsündeki gibi, bir A4 kâğıda hazırlanmış ve sallanmış rakamlarla denk hale getirilmiş bütçeler artık tarih olacaktır…
★★★

Şöyle diyelim…
Kulüp, şirket bünyesine girdiğinde tüm harcamalarını hesaba katmak zorundadır.
Bu giderler, sadece futbolcular için ödenen aylıklar, transfer ücretleri falan olamaz.
Kulübün personel, saha bakımları, forma giderleri gibi harcamalar da kalem kalem hesaplanarak, gelirlere göre harcaması yapılacaktır.
Gelirler, tüm harcama birimlerine göre dağıtılmak durumunda olacaktır.
★★★

Böylesi bir kurumda, transfere harcanacak paranın nasıl temin edileceği sorusu ortaya çıkıyor.
İşte iyi takım kurmanın püf noktası gelir getirici projelerden geçiyor.
Şirket, sadece gelir gider hesabı yapmayacak elbette!
Bunu yaparken gelirlerini artırıcı projeler üzerinde çalışacak.
Dışarıdan alınacak reklam, ilan gelirleri en büyük gelir kalemi olabilir.
Fakat;
Asıl yapılması gereken, hazır para bulmak yerine;
Parayı kulübe kazandıracak sistemi geliştirmek olacaktır.
Bu sistem içerisinde daha çok alt yapı yatırımı olması bu yüzden kaçınılmazdır.
Tam da bu noktada kural şudur;
“Ne kadar çok oyuncu yetiştirip satarsanız, o kadar çok geliriniz artar”
★★★

Futbolun bir bacasız sanayi haline geldiğini uzun zamandır söylüyoruz.
İşte şirketleşme, bu fabrikayı yönetmek, yeni gelir kapıları açmak, daha da büyütmek için bir yönetim sistemidir.
Ve en güzeli de, bir şirketin nasıl yönetileceğini, nasıl büyütüleceği ve geleceğe nasıl hazır hale getirileceğini bilen bir başkan ve yönetimi sahip olunmasıdır…
“Her zaman hesap vermeye hazırız” diyen…
“Bu kulübün tek kuruşunu heba etmeyiz” sözünü veren,
“Gelecek 50 yılın planlarını yapıyoruz” çizgisinde olan bir başkana sahibiz.
★★★

Bu nedenle;
Eskişehirspor’un doğru yönetim şeklini, doğru bir başkanla bulması da;
En az, şirketleşme modeline geçilmesi kadar büyük bir kazançtır.
Bu şehre düşen ise bugünkü ağır tabloya katlanmak;
Belki de daha ağırlarına hazırlanmak;
Ancak gelecekteki Büyük Eskişehirspor için de sabretmektir.
Mutlaka bu sabrın sonunda selamet vardır.
Birkaç yıl öncesine kadar döndüğümüz Avrupa kapılarına bu kez;
Ekonomisi güçlü, ayakları yere sağlam basan, hedefleri olan bir kulüple döneceğimiz günü beklemektir…