4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ÜNİVERSİTE GİRİŞ SİSTEMİ KALICI OLMALI
Danıştay 8. Dairesi, YÖK kararının, "Türkiye genelinde ilk bin kişi arasına giren adayların yerleştirme puanı hesaplanırken, alan içi katsayı oranının uygulanmasına" ilişkin 6. maddesinin, yürütmesinin durdurulması istemini oy çokluğuyla reddetmişti.
Daire, kararının yürütmenin durdurulmasına ilişkin kısmına, davalı YÖK Başkanlığı, yürütmenin durdurulmasının reddine ilişkin kısmına ise davacı öğrenci velisi karşılıklı olarak itiraz etmişti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, YÖK'ün itirazını 15'e karşı 14 üyenin oyuyla reddetti.
Milliyetçi Hareket Partisi, söz konusu belirsizliğin kanun güvencesi ile biran önce aşılması, bu alanda bir daha siyasi çekişme yaşanmaması ve istismar alanlarının kapatılması maksadıyla, bir kanun teklifi hazırlamıştı. Bu kapsamda olmak üzere, 2547 Sayılı Yüksek Öğrenim Kanunun 45'nci maddesinin (a) bendinin üçüncü paragrafının;"Ortaöğretim veya lise başarı puanına uygulanacak katsayı veya ek puanın hesabında kullanılacak yöntem ortaöğretim niteliğine bakılmaksızın eşit olarak uygulanır" şeklinde önerdi. Oysa bunların hiçbiri, kalıcı çözüm olmadığı gibi nitelikli ve kaliteli işgücüne de katkıda bulunmaz.
Türkiye' de çıkar savaşları, siyasi gelecek kaygısı ve rejim özlemleri, eğitime de yansıdı. Her gelen iktidar, perde gerisindeki düşüncelerine, eğitimi alet etmek istedi. Sonuçta da Türkiye' nin sürekli ve kalıcı bir eğitim stratejisi ve politikası olmadığı gibi, her iktidara göre de şekil aldı.
Halbuki evrensel anlamda, eğitimin hedefleri bellidir. Eğitim insanları belli amaçlara göre yetiştirmek ve kültürü yeni kuşaklara aktarmaktır. Ayrıca eğitim toplumları ve bireyleri geleceğe hazırlar. Eğitim-öğretim çalışmaları, eğitim kurum/kuruluşlarına bırakılmayacak kadar da önemlidir. Ayrıca eğitimi, toplum yapar.
Eğitim hiçbir kesimin, özellikle de siyasi ve ideolojik düşüncenin arka bahçesi değildir. Çünkü Türk milli eğitiminin, amaçları da bellidir.
Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı nesiller yetiştirmektir. Bunun içinde insanımız, Türk milletinin millî, ahlâki, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı, görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirilmesini sağlamaktır.
Ayrıca Türk insanını, beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek, toplumuzun görevidir.
Katsayı tartışmaları ile pek çok çocuğumuz mağdur edildi. Bu tartışma, Türk milli eğitiminin, "İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak, bir meslek sahibi olmalarını sağlamak" amacının, önünde de en büyük engel oldu. .
Ülkemizde, onca Eğitim Fakültesi var ama yıllardır katsayı veya üniversite girişine çözüm üretilemedi. YÖK ve siyasetçilerin, insafına bırakıldı. Oysa gelişmiş ülkelerde üniversiteye giriş için pek çok model var. Türkiye' de, bu modellerden istifade ederek kendi bünyesine uygun bir modeli pekala geliştirebilir.
Ayrıca eğitim sitemimizin amacı, insanımızın, ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmaktır. O zaman eğitim sistemini de buna göre düzenleyerek, hayata geçirmek zorundayız. Nitekim dünyamızda gelişmişliğin referans düzlemi olarak kabul ettiğimiz gelişmiş ülkelerde, mesleki eğitime giden öğrenci oranı %80, üniversitelere giden oran ise %20 dir. Türkiye' de, bu oran tam tersidir.
Bugün katsayı krizi, en çok meslek liselerini etkilemektedir. O nedenle de üniversiteye giriş, klasik, Anadolu ve meslek liselerine göre düzenlenmelidir. Bunun içinde mesleki liselerde okuyan öğrenciler, bölümleri ile ilgili üniversite fakültelerine gitme zorunluluğu getirilmelidir. Örneğin İmama Hatip Liseleri "İLAHİYAT", Öğretmen Liseleri "EĞİTİM", Sağlık Liseleri "TIP", Fakültelerine "ELEKTİRİK" bölümü "Elektrik Mühendisliğine" , " MOTOR " bölümü, makine mühendisliğine, diğer bölümlerde bölümleri ile ilgili fakültelere müracaat etmelidir. Bu sağlandığı zaman, katsayı tartışması bitecek, daha kaliteli ve nitelikli işgücü de yetişirken, üniversitelerde, bilgi ve teknoloji üreten kurumlar haline gelecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.