Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

YANLIŞ YÖNETİM MODELLERİ

Geçmiş yıllarda süper ligin önemli kulüplerinden birinde yöneticilik yapan bir arkadaşım vardı. Konu ne zaman Başkan'larına gelse sesini alçaltarak konuşurdu. Çok çekinirdi başkanından. Ama yine de biz bize iken eleştirmekten de geri kalmazdı. Başkanın futbolu ticaret olarak gördüğünü sportif başarıdan çok futbolcu alıp satmaktan keyif aldığını anlatırdı. Şampiyonluk kovalamak yerine yüz bin dolara aldığı bir futbolcuyu, milyon dolarlara satmanın onu daha fazla mutlu ettiğine inandığını söylerdi. Kulüpte başkanın haberi olmadan hiçbir şeyin yapılmadığını hatta su bile alınamadığından bahsederdi. Elbette bu Başkan'ın ülke futboluna ve kendi kulübüne önemli katkıları olmuştur. Ama baktığımızda bu yönetim tarzının bir kulüp yönetimi için doğru bir model olmadığı ortadadır.
Başka bir anekdot. Kulübün birinde T.Direktör, transfer komitesi ile toplantı yapıyor. Transfer komitesinin başındaki yönetici fabrikaları olan, yanında yüzlerce kişi çalışan, başarılı, varlıklı ve tanınan bir kişi. T.Direktör komitede yer alan yöneticilere transfer etmek istediği futbolcular hakkında bilgi veriyor. Kimdir, nerede oynar, kaç yaşında , kaça alabiliriz gibi. Ama T.Direktör kimi söylerse bu yönetici ben o futbolcuyu tanıyorum bize yaramaz yada bu para ona çok diyerek itiraz ediyor. T.Direktör kendisinin ve yardımcılarının uzun süre izleyerek oluşturduğu listenin bu şekilde harcanmasına oldukça bozuluyor. Son olarak listeye yazmadığım bir oyuncu daha var ama biz onu alamayız şeklinde konuşuyor. Yönetici, sen söyle Hocam, ben alırım diyor. T.Direktör futbolcunun ismini, oynadığı takımı, mevkisini anlatarak iyice övüyor. Hatta deplasmanda oynadığımız maçta yediğimiz golün ortasını o yapmıştı diyor. Yönetici ben tanıyorum iyi futbolcu deyince T.Direktör birden bire toplantıyı terk ediyor. Sonradan öğreniliyor ki o takımda böyle bir futbolcu yok ve aslında o mevkide tanınmış bir yabancı oynuyor. Tabii bu duyulup alay konusu olunca ilk fırsatta Hocanın görevine son veriliyor. Bu olayı bana kulüp ve isim vererek anlattılar. İşte buda kulüp yönetimleri için son derece yanlış bir model.
Bir başka yanlış yönetim modelinin iflasını ise Pazar günü yapılan G.Saray kongresinde yaşadık. Kimsenin tavsiyesini dinlemeyen, hatalarını haklı, yanlışlarını da doğru gören bir ruh haliyle kendi yönetimindeki arkadaşları ile bile ters düşen Adnan Polat , G.Saray kongresinde ibra edilmeyerek büyük bir hezimet yaşadı. Aslında yöneticiliğin bir hizmet yarışı olduğu, önemli olanın koltukta kimin oturduğu değil kulübün başarısı ve armanın yüceltilmesi olduğu nasıl öğrenilecek bilemiyorum. Bu konuda ilk önce kulüplerin doğru bir yönetim modelini seçmeleri gerekiyor. Mesela bir işi, her şeyi bilenin değil de, O işi en iyi bilenin yapması gerektiğinden yola çıkılarak futbolun içinden gelen, futbolun doğru ve yanlışlarına hakim, camiasının çıkarlarını gözeten, başarıya odaklı çalışacak, Başkanın, yöneticilerin ve en önemlisi T.Direktör ve yardımcılarının işini kolaylaştıracak, yol gösterecek, kulübün geleceği adına planlar yapacak, alt yapı ile üst yapının koordinasyonunu sağlayacak bir sportif direktörün göreve getirilmesi bu doğru model için bir başlangıç olarak seçilebilir. Eskişehirspor için sportif direktör gerekliliğini başta bu işin içinden gelen Özgür Tulun olmak üzere bir çok gazeteci arkadaşlarımız dile getirdi. Ama bu konuda neden bu kadar gönülsüz davranılıyor açıkçası çok merak ediyorum. Eskişehirspor bir hazırlık maçı yapıyor. Bu maçta takımını yalnız bırakmamak ve desteklemek için oraya giden taraftarlar içeri alınmadıkları gibi uygun olmayan bir muamele ile karşılaşıyorlar. Halil Başkan, haklı olarak bununla da mı ben ilgileneceğim diyecektir. İşte bizde bunu söylüyoruz Başkanım. Bunlar sportif direktör ve ona bağlı çalışacak idari menajerin görevi. Zaten bizde bunun eksikliğini hissetmiyor muyuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1) Arşivi